Adamsın Vahit abi... Adammm

Polisin yaptığı bir operasyon kapsamında işadamı Serhat Serbes'in tutuklanması ve suçlu olup olmadığını bilmeden yani yargılanmadan ailesine 'Belden aşağıya vurmak' yanlıştı.

İşadamı Serbes tutuklanınca baba Serbes'e ilk darbe kendi partisindeki bazı kişilerden geldi.

Bana göre bunun kelime anlamı 'Düşenin dostu olmaz' ve tepkimi de gösterdim.
Ancak bazı kişilerin sürekli konuşmasıyla Başkan Serbes'te buna karşılık verdi.

Bu iki gelişme sonrasında bu köşede; 'Başkan Serbes, sende zamanında Aziz Duran'ın yeğeni Rıdvan Duran tutuklandığı zaman haksızlık yapmıştın. Şimdi sana da yapıyorlar. Sana yapılan ne kadar yanlış ise zamanında yaptığın açıklama da bir o kadar yanlıştı" dedim.

Yaşanan sıkıntılı bir süreç sonunda ise Başkan Serbes dün istifasını verdi.
Bana göre en güzelini yaptı.

Hem partinin önünü açtı, hem de bazılarının çenesini kapattı.
Başkanın istifası ile dün birileri bana 'Hayırlı olsun' demeye başladı.
Bana niye 'Hayırlı olsun' diyorsunuz ki... Ben ne CHP'liyim, ne de Serbes karşıtıyım...

Asıl 'Hayırlı olsun' dileklerini kabul edecekler, şimdiden 'Timsah gözyaşları' arasında kulis yapmaya başlamışlardır bile...
Şimdi göreceğiz bakalım Serbes'i eleştirirken mangalda kül bırakmayan beyleri...

Öyle 'Biz olsaydık' demeye benziyor mu bu işler(!)


. . . . . . . . . . . . . .

Lütfen kıçıma kıçıma vurun!!!

Sakarya'da yıllardır köşe yazarlığı yapan beyler bu milleti poh poha alıştırmışlar...

Hal böyle olunca bu kentte herkesi yağlayacaksın...

Ağamsın, paşamsın diyeceksin....

İşin kötü yanı ise sürekli poh pohlanan beylerde artık burunlarından kıl aldırmaz hale gelmiş...

En küçük eleştiriyi hazmedemiyorlar...

Evet artık Sakarya'da kimse eleştiriye gelemiyor...
Eleştirdiğiniz her zihniyet; "Akıllı ol... Aklını alırız. Bizi eleştirirken besmele çek" modundalar...

Bürokratı eleştirdin; "Bir daha sana bilgi yok"

Başkanı eleştirdin; "Senin niyetin bozuk"

Memuru eleştirdin; "Bir gün elime düşersin"

Mafyayı eleştirdin; "Yolda arkana iyi bak"

İşadamı eleştirdin; "Şerefsizi bir gün yakalarız"

Vatandaşı eleştirdin; "Satılık kalem ne olacak"

Aydınları eleştirdin; "Argo yazardan ne beklersin"
Daha sıralamanın anlamı var mı bilmiyorum ama bu kentte kimse eleştiriye açık değil. Ama hiç kimse değil...

Bir kişiyi bir kere eleştirdin 'Amacın ne' diyor. Aynı kişiyi 2. kez eleştirdin; "Arkadaş belli, senin bana kastın var. Bana karşı art niyetlisin" diyor...

Hele hele 3. kez eleştirdin mi; "Kimin adına çalışıyorsun? Belli ki satılıksın "oluyor.

Bu köşeden yazdıklarım internet ortamında da yayınlanıyor. Medyabar.com'da çıkan köşe yazılarımda İP'leri belli bu beyler beni tehdit etmiş...
Vali Mustafa Büyük, içme suyu kaynağı olan ve gölde bulunması yasak motorlu tekneye birilerini bindirdi. 'Vali beyi o tekneye kim bindirdi' diye bir köşe yazdık.

Köşe yazının altında Enes U. rumuzlu kişi; "Allah belanı vermesin Cumali...Yağ soğutmalı olmayan tek tekne o görmüyon mu? Tekne desen tekne değil. Sanki sandalın üstüne tahta koymuşlar, onla geziyolar. Amcam hakkındada abuk sabuk yorumlar yapmıştın. Görüşecez seninle !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Her şey burada bitmez Cumalı bey...
Yani diyor ki, amcamı eleştirdin ama sopayı yiyecen...

Ne zaman?

Orasını biz biliriz...

Yanlışsam dava aç ve hakkını ara...

Olmaz ne gereği var... Bizim kendi kanunlarımız var...

Senin hakkın kötek...

Vali Büyük ve Sapanca Gölü isimli 2. köşeme ise Ankara'dan Burhan Duman, şöyle bir yorum göndermiş...

Şöyle diyor Duman beyler; "Tanıyan biri bana lütfen açıklasın. İl dışında yaşayan biri olarak ben sayın Cumalı'yı bir türlü tanıyamadım. Şarlatan mı? Yoksa Uğur abisi gibi araştırmacı gazeteci mi?

Malum tüm yerel medya da olduğu gibi olayları fazla kurcalayanlar fiziki müdahaleye maruz kalıyor. Sayın Cumalı gerçekten olaylara dokunuyorsa neden Uğur abisine bir şey olmadığı gibi ona da olmuyor. Yoksa dokunulmazlığı mı var?

Saygılarımla'

Kendince saygı da kusur etmeyen Burhan Duman, "Yahu bu adam bu kadar yazıyor. Olayları kurcalıyor. Burnunu sokuyor. Ama dayak yemiyor. Neden? Neden dayak yemiyor. Yoksa derin devlet mi?" demiş...

Bunları yazan zihniyet yazının sonuna da eklemiş; "Saygılarımla"

Her halde magandanın saygılısı da bu oluyor.

Sizin anlayacağız Sakarya'da herkese 'Ağamsın. Paşamsın' diyeceksin...
Yalayacaksın.

Ama iyi yalayacaksın...

Eleştirmeyeceksin. Diğerleri gibi dönen çarkın bir dişlisi olup sisteme kafa kaldırmayacaksın...

O zaman en iyi sen olursun...

Olursunda;

Gece yatağa yattığın zaman mutlu olur musun? İşte onu bilmem...
Yatakta bir o yana, bir bu yana dönerken; "Ben gazeteci miyim. Yoksa korkak bir sinek mi?" diye düşüncelere kapılırken ne hissedersin onu hiç bilmem...
Bildiğim bir şey varsa, kendimce doğru bildiğimi buradan sizlerle paylaşmaya devam edeceğim...

Bunun sonunda dayak yemek varsa yeriz...

Bana bilinen beylerden tek ricam var. Dayak atmaya geldiğiniz zaman kıçıma kıçıma vurun...

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum