Cihan Tasarim
 
   
 
 
Anasayfa
Haberler
İlçe Haberleri
Sakaryaspor
Ulusal Haberler
Sektör Haberleri
Dünya Haberleri
Spor
Kültür Yaşam
Video Haber
Köşe Yazarları
Gezelim Görelim
Röportaj
Resim Galerisi
İlanlar
Firma Rehberi
Önemli Telefonlar
İletişim
Röportaj
Gezelim Görelim
Son 5 İlan


 
= Resimli ilanlar
turizm
 
 
 
 
 
 
Son Yorumlar
Uçak'ın Ölümü ve Operasyon, Medya'da
Emlakçının. İntiharının alı kaplan ile Bi alakası. Bulunmamaktadır. Ko...
Yorumu Oku

Plaka Fiyatları El Yakıyor
AKAZIYA SATILIK TAKSI PLAKASI
sakarya akyazıda tıcari taksı plakası 110.000 tl pazarlık sünnettr :D
Yorumu Oku

Vali Yardımcısı Ballı'yı hangi sözü yaktı
haber
yalan haberler yapmayın o adam suçsuz.
Yorumu Oku

Karasu OSB Mahkemelik
Benimde orda yerim var .. 50 tl den yer alirim mail atın goruselim
Yorumu Oku


Tren Saatleri
 
Zor bir yazı
Perşembe, 19 Ağustos 2010

Biz gazeteciler için galiba en zoru sevdiklerimizin ardından yazdıklarımızdır.
Eliniz klavyenin tuşlarına basmak istemez.
Çünkü yazacaklarınız, kafanızdan geçenlerin, gönlünüzdekilerin karşılığı değildir.
Onları anlatmak için klavyelerdeki harfler, belleklerdeki kelime hazinesi yetmez.
Yine de yazmaya, zoru başarmaya çalışırız.
Bu yazı da biliniz ki zorlukla yazılıyor.
Çünkü bu yazı da çok sevdiğim bir büyüğümün arkasından yazılıyor.
Pazartesi akşamıydı.
Murat Uygun aradı…
Zorlukla ‘İlhan Baba'yı hastaneye götürüyoruz' dedi.
İftar sonrası çay içmeye hazırlanırken gelen bu haber sonrası yola çıktım.
Gece yarısı çağrıldığım Toyotosa Hastanesi'nde sevgili ablamın ölüm haberini aldıktan sonra bu tür haberler bana çok zor gelmeye başladı.
Zorlukla gidebildim, hastaneye…
Murat Abi kapıdaydı.
Kalbi durmuş İlhan Amca'nın…
Şokla yeniden yaşama döndürülmüş.
Tomografisi çekilirken ben yetiştim içeriye.
Vücudunun her tarafına bir şeyler bağlıydı.
Yoğun bakıma çıkardık.
Son kez yoğun bakım kapısında görebildim, kendisini.
Doktorlar bize her türlü sonuca hazırlıklı olmamızı söylediler.
Ama bu tür hastalarda hep bir umut olabileceğini, geçmişte yaşadıkları tecrübelerle anlattılar.
Gece yarısı doktorların verdikleri bu umutla hastaneden ayrılırken, aslında ‘kötü haberin" birkaç saat sonra bize ulaşacağını kestiriyorduk.
Sahur sonrası yattım.
Birkaç dakika sonra telefon çaldı.
"Babayı kaybettik" diyordu Murat Uygun.
Bekliyorduk bu haberi ama yine de sarsıcıydı.
Uykusuzluktan da ayakta duracak halim yoktu.
Uzandım.
Gözüme uyku girmedi.
21–22 yıllık ortak bir geçmiş gözümün önünden bir film şeridi gibi akıp gitti.
Ben tanıdığımda artık İlhan Amca çok faal bir gazeteci değildi.
Nöbeti çoktan, baba mesleğini daha çocukluk yaşlarında seçen oğlu Murat Uygun almıştı.
Geçmişinde İstanbul gazetelerinde Sakarya'nın sesi olduğu, yıllardır biriktirdiği arşivinden belliydi.
ÇEK İşhanı'daki Sabah bürosunda saatlerce arşivler üzerinden eski günleri konuşurduk. Sade kahvesi eşliğinde Marlborusunu tüttürürdü.
Sigarasını ceketinin cebinden çıkardığı çakmakla yakarken bile asaletini hissediyordunuz.
Ceketsiz, tıraşsız dışarı çıktığını görmedim.
Ceketinin ön cebinde mendil eksik olmazdı.
1990 yılında köyde bir kaza geçirdim.
1 hafta evde yattım.
Her gün köye ziyaretime geldi.
Bir gün çiçek getirdiyse ertesi gün kasalarla meyve getirirdi.
Bir gün kimse hakkında kötü bir söz söylediğini duymadım.
Yaşıtı meslektaşlarının birbirleri hakkındaki karalamalarını çok dinledim.
İlhan Amca, bu konuşulanları alaycı bir gülümsemeyle dinler ve geçerdi.
Son birkaç yıldır keyifsizdi.
Bu döneminde çok ihmal ettiğimi düşünüyorum ve kendi kendime kızgınım.
Daha sık ziyaret etmediğim için kendime kızgınım.
İlhan Amca bir gazeteciydi…
Uzun süre de Adapazarı Belediyesi'nde yönetici olarak görev yaptı.
Her iki mesleğinde hep insanların iyiliği için koşturdu.
Cenazesinde de gördük ki, arkasından hep bu iyilikleri konuşuldu.
Sevenleri İlhan Amca'yı uğurlarken arkasından hep birlikte ‘ iyi bilirdik' diye samimi bir şekilde seslendiler.
Bu da insanların geride bıraktıkları için en güzel miras olsa gerek.
Allah'tan, İlhan Amca'nın bu dünyada yaptıkları iyiliklerinin öbür dünyasını aydınlatmasını diliyoruz.



O kadınla konuştum

Dün sabah gazeteye geldim.
İlhan Amca'nın cenazesi dolayısıyla önceki gün hiç gazete okumamıştım.
İki günlük gazeteleri okurken bir bayan geldi.
Birkaç gündür aile içi şiddete maruz kalan ve dayak haberleri ulusal basına da malzeme olan bayan.
Öfkeliydi.
Haberlerin veriliş tarzına kızgındı.
Kendisiyle konuşulmadan haberlerin yazıldığını iddia ediyordu.
Fotoğrafının hastanede izinsiz çekildiğini söylüyordu.
Söylediklerinin büyük bölümünde haklılık payı vardı.
Galiba meslektaşlarımızın bu tür konularda haber yaparken biraz daha hassas olmaları gerekiyor.
Arkadaşlarıma ‘lütfen biraz daha özen' diyorum.


Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 

 
 
© 2008 Sakarya Gündem Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur. Tasarım: Cihan Tasarım