15 gün içinde Adapazarı'nda iki çirkin olay yaşandı.
İlkinde bir zihinsel engelli genç kız babası yaşında bir adamın tecavüzüne uğradı.
İki kez teşhis ettiği, görgü tanıkları tarafından da belirlenen tecavüzcüsü serbest bırakıldı.
Ailesi perişan.
Tecavüz zanlısı sokakta.
Mahalleli tedirgin.
Anne ve baba "Bu nasıl adalet?" diyor.
Kızlarını kirleten tecavüzcü elini kolunu sallayarak gezmesin istiyorlar.
Tecavüzcü laboratuar sonucu gelene kadar sokakta.
Görgü tanığı, teşhis bir işe yaramıyor.
Çünkü mağdur; güçsüz, korunmasız.
Çünkü tecavüzcü; güçlü ve belli ki koruyanları var.
İkinci olayda yine zihinsel engelli bir genç kız yine babası yaşında bir adam tarafından kaçırıldı.
Kız zihinsel engeline rağmen başına gelecekleri anlayınca kendini arabadan attı.
Adam yakalandı.
Kız karakoldaki polisleri başına gelenlere inandıramadı.
Adam serbest bırakıldı.
Zihinsel engelli genç kız ertesi günü ilaç içerek intihara kalkıştı.
Ailesi perişan oldu.
Bunlar iki savunmasız genç kızın başına gelenler.
Bizim bilmediğimiz, bize ulaşamayan, utancını içinde saklayan nice aile var kim bilir?
Derdini, polise, savcıya, adalete ve de gazeteciye anlatamayan.
Belki de sapığı değil de yavrusunu, yavrusunun zihinsel engelini suçlayan nice aile.
Ve her iki olayda da zanlılar ne yazık ki, adalet sistemimizce sokakta bırakıldılar.
Korunmasız kızlarımız da evlerine kapandı.
Onlar utandı, aileleri utandı.
Utanmazlar, gerine gerine sokağa salındı.
Oysa kendilerini korumaktan aciz o kızlarımız bu toplumun namusuydu.
Onlar masumdu.
Kirletilen onlar değil bizdik.
Aslında biz toplu tecavüz sahnelerini reyting rekorlarıyla izleyecek kadar kirletilmiştik.
Ne acı değil mi?
…

Betül geri gelecek mi?

4 yıl önceydi.
Bisiklet antrenmanı yapan Betül Coşan daha hayatının baharındayken ihmaller zincirinin kurbanı oldu.
Hiçbir önlem alınmadan trafiği yoğun bir yolda antrenmana çıkarılan 15 yaşındaki güzeller güzeli Betül, bir aracın çarpmasıyla yaralandı.
O gün de bugün olduğu gibi bu tür bir olayda yaralının hangi hastaneye götürüleceği belli değildi.
Kaza yerine 1 kilometre uzaklıkta bulunan Yenikent Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Coşan, ilk müdahalenin ardından Toyotasa Acil Yardım Hastanesi'ne sevk edildi.
Ancak bu hastanede de tomografi cihazının bozuk olması nedeniyle yeniden Yenikent Devlet Hastanesi'ne gönderilen Coşan yolda ambulans içinde öldü.
Ağabeyi "Başka Betüller ölmesin" diyerek dava açtı.
55 bin liralık bir tazminat cezasına hükmetmiş mahkeme.
Sağlık Bakanlığı ve Gençlik Spor Genel Müdürlüğü kusurlu bulunmuş.
Bu cezayla Betül, kesin geri gelmeyecek.
Ama belki başka Betüller ölmemesi için gerekli önlemler alınır.
….

TİGEM Karasu için umutlu değilim

TİGEM'e ait Karasu'daki tarım işletmesinin kiralama ihalesi için SATSO önderliğinde bir şirket kuruldu.
Şirket ihaleye hazırlanıyor.
3 bin 755 dekarlık arazisi olan Karasu TİGEM'in ihaleye çıkarıldığını Sakarya'ya 28 Temmuz'da biz duyurmuştuk.
TİGEM'in yayınladığı duyuruda verilen rakamlar kafamızda bir peşkeş şüphesi doğurmuştu.
Bizim yayınlarımız sonrasında Sakarya kamuoyu TİGEM Karasu İşletmesi'ne sahip çıktı ve söz konusu şirket kuruldu.
İlk kez böylesi geniş katılımlı bir hareket var.
Her şey iyiye gidiyor gibi görünüyor.
Ama benim içimde kuşkular bitmiyor.
O ihale, o işletmeyi birilerine vermek için düzenlenmiş gibi bir his var içimde.
Bizimkiler ne fiyat verirse versin, o iş Sakarya'ya kalmaz gibi geliyor bana.
Yazlık'ta dönen dolabın bir benzeri orda da dönecek gibi görünüyor.
İnşallah ben yanılırım ve TİGEM Karasu bizim olur.

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum