Cumartesi, 30 Ekim 2010 |
Toçoğlu öncü olmalı
Sakaryaspor ile ilgili gazetelerde çıkan haberleri yakından takip edenler bilirler. Maç haberleri dışında yazılanların yarısı ödemelerle ilgilidir. Ya ödemeler aksamıştır, ya kaynak aranıyordur ya da söz verenler sözlerinde durmamıştır. Arada sırada da ödemeler yapıldı haberlerini okumaktayız . İşler plansız, programsız yapıldığı için farklı olmasını beklemekte hayalcilik olurdu sanırım.
Görevdeki yöneticiler ne bütçe ne de yarınlarla ilgili proje çalışması yapmazlar, yapamzlar. Onlar saha sonuçları ile günü kurtarmaya çalışırlar. Oysa Sakaryaspor zorla şirketleştirilirken yarınlarıyla ilgili planlamasının olacağı hayali satılmıştı. Neyse konumuz takımın nasıl şirketleştiği veya şirketleştirildiği değil.
Bizim gazeteden Özgür ağabey Sakaryaspor'un içinde bulunduğu zor durumdan kurtulması için çözüm önerileriyle ilgili yazılarımdan özellikle Zeki Toçoğlu'nu hedef alanlarına katılmadığını yazdı.
Siyasetin spora müdahale etmediği ülkede yaşıyor olsak, Özgür ağabey yerden göğe kadar haklı olurdu. Ki öyle bir ülkede olsak bende belediye başkanını eleştirmek zorunda kalmazdım. Ama bizim ülkemizde hatta Sakarya'da durum farklı. Bir kere Sakaryaspor'un sahiplerinden BELPAŞ, Zeki Toçoğlu'nun kontrolünde olan bir şirket. İkincisi kulübün borçlanmasında belediyede suçlu. "Toçoğlu'nun suçu ne" demesin kimse. Büyükşehir'e başkan olmak için çaba harcadığı dönemde takımın hatta şehrin sorunlarını ve borçlarını bilmekteydi.
Kaldı ki ben Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu'nun kulübü yönetmesini hatta dümene geçmesini hiç istemiyorum. Hatta yönetimde görev alacakları seçmesini de istemiyorum. Şehri yönetmek için oluşturduğu ekibi referans kabul edecek olursak bu hiç iyi olmaz. Sadece yeni dönemde güçlü bir yönetimin oluşmasına ön ayak olmasını bekliyorum. Borçların yapılanmasında belediyenin (Belediyenin şirketi BELPAŞ hali hazırda Sakaryaspor A.Ş'nin ortaklarından) taşın altına elini koymasını istiyorum. Bu şehirde iş yapan hiç kimse belediyenin olurunu almadan ne yönetici olur ne de takıma destek verir. Düşünsenize Büyükşehir Belediyesi'nin desteklemediği bir yönetim oluşturuldu ve göreve geldi. Aba altından gösterilecek ilk sopa "OTOPARK" olacaktır.
Durum böyle iken belediyelerin içinde olmadığı oluşumun başarılı olması mümkün değil. Öyleyse başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere bu şehirde yaşayan herkesin devre arasına kadar takımın önünü açacak hamleyi yapması şart. Gerek borçların yapılandırılması gerekse yeni yol haritası için bir dizi çalışma yapılmalı, adımlar atılmalı. Örneğin; Devlete olan borçlar için BELPAŞ, futbolcu borçları için yeni oluşturulacak yönetim adım atmalı.
Sakaryaspor'un devre arasında yeni transferlerle güçlenen kadrosu gündeme oturmalı. Gazeteler transfer haberi yazmalı artık. Ardından gelecek sezonun çalışmalarına başlanmalı. Bütün bunların olabilmesi için belediyelerin olayın içinde olması ve öncülüğünü Büyükşehir Belediyesi'nin yapması şart.
Öyle belediyeler kulüp yönetmemeli, spor alanları özellikle de sağlık için spor alanları yapmalı dersek küser bizim alıngan belediye başkanları. Eleştirilmeyi sevmezler. Merkezde Sakaryaspor'a alternatif takım oluşturan Süleyman Dişli kenara çekilir. Ali İnci "ne haliniz varsa görün" der. Peşi sıra da diğerleri.
Gerek belediye başkanları gerekse sivil toplum kuruluşları şehrin marka olması için Sakaryaspor'a destek olma zorunluluğu vardır. Trabzon şehri kulübüyle büyüdü, tanınır oldu. Bizim gelişmiş ekonomimizle ya da sosyal aktivitelerimizle ön plana çıkma ihtimalimiz yok. Eğitimde de sıçrama yapamayacağımıza göre hazır elimizde ki değerin "Sakaryaspor'un" yok olmasına izin vermeyelim.
Güven Hasbaş hakkındaki diğer yazılar
|
|
|