AKP'nin 12 Haziran seçimlerinde aldığı oyların büyük bölümü, AKP iktidarının ilk iki döneminde sağlık alanında yapılan atılımlardan kaynaklandı.
Kim ne derse dersin sağlıkta yapılanları bir kenara atmak mümkün değil.
Bunu her fırsatta söylüyorum.
Hiç gocunmadan bir kez daha söyleyeceğim.
12 Haziran seçimleri sonrası, doktorların çalışma şartlarıyla ilgili getirilen düzenlemeler sağlık hizmetlerini önemli ölçüde aksattırsa da AKP'nin genel olarak sağlıkta geçer not aldığını söyleyebiliriz.
Türkiye genelinde böylesine önemli adımlar atılırken ne yazık ki, Sakarya bu konuda yaya kaldı.
Sakarya hükümetin sağlık atılımlarından yeterince yararlanamadı.
Bir Kocaeli 10 alırken, Erzurum 20 alırken biz 2 alamadık.
Bu doktorda böyleydi, sağlık personelinde böyleydi, hastane yatak sayısı açısından böyleydi.
Hizmet kalitesi açısından da biz hep gerilerde kaldık.
Doğal olarak Sakaryalı sağlık hizmeti almak için hep yollara düştü.
Bugün birinci sayfamızda haberi var.
Bu yılın ilk 10 ayında tam 18 bin kişi resmen başka illerdeki hastanelere sevk edilmiş.
Bunun yanında hiç sevksiz direk başka illere hastanelere gidenler var.
Onlarla sağlık hizmeti için başka illeri tercih edenlerin sayısının 50 bini aştığı tahmin ediliyor.
Bunda hastanelerin yetersizliğinden, doktorların ilgisizliğine kadar çok neden var ki!
Bir örnek;
İnternetle randevu sistemi, tam bir çile sistemi.
Sabah 8.00'de internetin başına oturuyorsunuz.
1 dakika bile geçmeden nasıl oluyorsa doktorun randevusu doluyor veya sizin gideceğimiz doktorun polikliniği hizmet dışı.
Bir çok branşta tek doktor var.
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Başhekim'in o dalda yakın arkadaşı yoksa, o dal ne kadar acil ihtiyaç olursa olsun, hoca alınmıyor.
Bazen malzeme alımları geciktiği için ameliyatlar yapılamıyor.
Hastaneler arası koordinasyonsuzluk yüzünden hastalar ambulanslarda, yollarda can veriyor.
Bu arada Sağlık Bakanlığı Kuruluş Yasası yenilendi.
Hastaneler Kamu Hastaneleri Birliği çatısı altında tek elden yönetilecek.
Birlik Genel Sekreterliği kurulacak.
Umarım buraya bu işin üstesinden gelecek bir isim atanır.

TOKİ konutlarında otursunlar

Van'dan depremzedeler geldi.
Valilik bu depremzedelerin barınması için yer arıyor.
TOKİ'nin Ayçiçeği Vadisi'nde satılmayan çok sayıda dairesi var.
Bu daireler Vanlı depremzede aileler için açılabilir.
Ayrıca Ayçiçeği Vadisi'nde her blokta zemin katlarda kapıcı dairesi olarak inşa edilen, ancak bu kadar ihtiyaç olmadığı için kullanılmayan atıl durumdaki daireler var.
Sanırım bu şekilde kullanılmayan daire sayısı 60 civarında.
Bu daireler de Vanlı depremzedelere tahsis edilebilir. 

Hükümetin doğru hareketi!

Van depremi sonrasında hükümet ne yazık ki yaraların sarılmasında sınıfta kaldı.
Prefabrik ve konteynır konutların bölgeye gönderilmesi çok gecikti.
Sıfırın altında 10-15 derecede Vanlı depremzedeler yaşam mücadelesi verirken, depremzedelerin batı illerine taşınması adımı atıldı.
Bu işi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı organize ediyor.
Başvuran Vanlı aileler koordineli bir şekilde batı illerine gönderiliyor.
Koordinasyonun başında ise tanıdık bir isim var.
Bir süre önce bu bakanlıkta Müsteşar Yardımcılığı görevine getirilen Ahmet Zahteroğlu depremzedelerin Van'dan sevkini işini koordine ediyor.
Adapazarı depremi sonrasında Sakarya'da Vali Yardımcısı olarak görev yapan Ahmet Zahteroğlu, Van'da devletin adeta gülen yüzü olmuş.
TV'de seyrettim;
Zahteroğlu Vanlı çocuklar, Vanlı ailelerle öylesine yakın bir ilişki kurmuş ki, onca sıkıntı içindeki insanlar bile yeniden devlete güven duymuşlar.

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum