|
Cumartesi, 24 Aralık 2011 |
|
Temmuz ayından bu yana bir şike davasıdır sürüp gidiyor. Şikeciler arasında Bank Asya’da mücadele eden takımlarında adının geçmesi şehirde farklı bir umut havası estirilmeye başlandı.
Anlamadım neye sevindiklerini. Nelerden medet beklediklerini.
Sürekli alın terimizle, emeğimizle bir yerlere gelmiş olmanın haklı gururunu yaşadık yıllarca. Ya da adam gibi mücadele ederek, oyunların içinde olmadan şerefli düşüşlerimiz oldu. Şimdi birileri düşürülecek bizde ligde kalacağız diye sevinmek hatta umut etmek bize yakışmaz.
Kaldı ki TFF ısrarla ligden düşürülmeyle ilgili kararın lig sonu verileceğini açıklıyor. Bir taraftan da bastırıyor adı şikeyle anılan kulüpler düşürülme kalksın diye.
Böyle bir durumda bizim kendi göbeğimizi kesmemiz şart. Devre arasında transfer yasağını kaldırıp, takımı sonuca götürecek oyuncuları kadroya dahil etmemiz kaçınılmaz.
Neyse şikecileri ve şikeyle ilgili çıkacak kararı beklerken kendi gerçeklerimize dönelim. Sakaryaspor ilk yarının son maçında sergilediği futbolla çok net mesajlar verdi. Görene, anlayana…
Bu takıma takviye yapılırsa ligin ikinci yarısında Play-Off oynama hesaplarının yapılacağı konuşuluyor artık. Ne kadar güzel bir düşünce değil mi? Ligden yeniden düşmeyi yakıştıramıyor şehir halkı belki de takımına. Ya da düşme hesabı yerine Play-Off oynama ihtimalini daha çok yakıştırıyor sevdiği gönül verdiği takıma.
İster Play-Off’a isterse düşmemeye oynayalım ortada bir gerçek var. Bu takımın ligde kalması içinde, Play-Off oynaması içinde transfer yasağının kaldırılıp takviye yapılması şart. Ligin zirvesinde ki takımlarla aşağıdakiler arasında futbol anlamında çok büyük farklar yok. Yapılacak takviye bizi gerçekten Play-Off oynamaya götürür.
Yönetime çok büyük görevler düştüğünü yazacak değilim artık. İster koltuk satarak, ister ucuza daire alıp üzerine kar koyup satarak bu soruna çözüm bulmak zorundalar.
Yönetim çözüm bulmak zorunda dediğim için oldukça yoğun eleştiri alıyorum. Hatta bana “Atın Koltuk” al tavsiyesinde bulunanlar bile var.
Ben olmayan paramla kulübü yönetmeye talip olmadım. Birileri para verecek bende yönetici koltuğunda oturacağım diye hayallere dalmadım. Sakaryaspor’da yöneticiyim diye eşimin dostumun çocuklarının çalıştıkları şirketlerde terfi etmeleri için bedavadan Sakaryaspor üzerinden reklam yapmalarına izin de vermedim. Dolayısıyla önce yöneticiler ceplerindekini ortaya koysunlar. Gerisini o zaman tartışma konusu yaparız.
Bu saatten sonra yönetici koltuğunda oturup ağlanmak kimseye bir şey kazandırmaz.
Herkes transferin açılmasını bekliyor. Beklentiyi oluşturan yönetimin gereğini yapmaktan öte tek yolu kalıyor. Umarım bu gerçekleşmez. Zira bu yönetimin biz yokuz demesiyle birlikte geçirilecek zaman değil şimdi. Bütün iyi niyetimle transferin açılmasını beklemek en iyisi olacaktır.
Güven Hasbaş hakkındaki diğer yazılar
|
|
|
= Resimli ilanlar
