|
Gençlik yıllarıma boğazdan tek düğmeli, insanda keçeden üretilmiş izlenimi bırakan tek tip gri renk elbiseleriyle damga vuran Çinli`lerin ülkesindeyim diyecegim ama diyemiyorum...
Ne; uçsuz bucaksız batak içindeki pirinç tarlalarında geniş kenarlı hasır şapkasıyla çeltik eken ne de çek çek arabasıyla bütün gün tabana kuvvet koşturan bir dişlek çinli göremedim desem yeridir.
Henüz denecek kadar yakın bir zaman önce 1970`lerde, açlık yoksulluk ve sefalet sonucu vebadan 300 milyon insanın öldüğü ülke, bu ülkemi !
Olumsuz liderleri MAO`nun, diktatoryal yönetimi altında inim inim inleyen, şehirden şehire gitmenin bile pasaportla sağlanabildiği yoksul bir tarihten, bu günlere ulaşmak' yeni nesil için inanilmaz bir hikaye ve şans olsa gerek...
Ben çek çekle şehir merkezine gitmenin planını şakayla karışık bir gerçeğe dönüştürmek isterken, henüz ayak bastığım Pekin Capital Havaalanının büyüleyen mimarisi ve organizasyon mükemmelliği karşısında haddimi hemen bilmek ve toparlanmak gereği duydum.
İnsana uzayda bir yere iniş yapmış havası veren havaalanından, şehrin kalbine bir damar ağı gibi saplanan sekiz şeritli çiçek ve ağaç yumağı yollar, aklıma Sakarya`yı marka şehir yapacağız diyenlerin tatli yalanlarını getirmedi değil...
2003-04 yıllarindan itibaren altına üstüne her yıl 20 milyar dolar yatırım giren Pekin şehir merkezi, geçmişle günümüzü buluşturan önemli bir metropol olmayı başarmış ve hatta biraz daha ileri gidecek enerjiye bile sahip olmuş.
Mao`nun mezari ve büyük bir fotoğrafının da bulunduğu ünlü Tiananmen Meydani, geçmişe biraz geçte olsa tanıklık etmek isteyen yüzbinlerce turistin tek bir kare fotoğraf için bir birlerini ezip geçtiği bir mekan olmuş.
Meydanın bir köşesinde kurulmuş dev ekranlardan, Kızıl Ordu`nun insanı hayrete düşüren muaazzam geçitlerini yayınlanırken, öyle anlaşılıyorki bu ülke insanları hala büyük bir gurur duymakta haklılar. Ben de uzun süre izlemekten kendimi alamadığım bu görüntüleri hayalimde geçmişe taşımaya çalışırken, doğrusu gizli bir kıskançlık duygusuna kapıldığımı itiraf etmek isterim...
Daha gelişmişlik ve yaşam standardı konusunda henüz Shanghay-Hongkong ve Guangzou`u üçgeninin eline su dökemeyen Pekin, geniş caddelerini bir yandan ötekine aşabilmeniz için önce yaya, ardından bisiklet ve sonra da araba yollarından oluşan en az 100 metrelik bir mesafeyi aşmanız gerekiyor.
Birbirlerini dikey doğrultuda sonsuza kadar kesecek gibi uzayan, yeşil ağaçlar ve rengarenk çiçekler arasından kapkara bir yılan gibi kıvrılarak giden muhteşem yolların altı ise, dünyanın en işlek ve güzel metro hatları ile bezenmiş Milyonlarca insan, günün büyük bölümünde ulaşım problemini metro kullanarak aşmaya çalışırken, bir birinden güzel ve zarif hanımlar ve yakişıklı delikanlılar altlarında son model otomobillerle, Pekin`nin gecelerinin tadını çıkartmaya çalışıyorlar.
Her şey bir yana bu ülke ve tarihini bir makara gibi ileri geri sarabilmeyi başaracak kadar bilgiye sahipseniz, bu ülkenin geldiği ve gelmek istediği noktayı biraz olsun kestirebilirsiniz.
''Yok tarihe bu kadar dalmanın alemi yok'' diyorsanız, siz de benim gibi yapın ve Great Wall`u yani Çin Seddi'ni gezmeye zaman ayırın..
Kim bilir bakarsınız uzaydan görünebilen insan yapımı tek eser olan 2500 km. uzunluğundaki bu seddi belki aşmayı başarır ve Atalarınız`ın yapamadığını yaparsınız !..
Nedim Kurtiç hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
