Cihan Tasarim
 
   
 
 
Anasayfa
Haberler
İlçe Haberleri
Sakaryaspor
Ulusal Haberler
Sektör Haberleri
Dünya Haberleri
Spor
Kültür Yaşam
Video Haber
Köşe Yazarları
Gezelim Görelim
Röportaj
Resim Galerisi
İlanlar
Firma Rehberi
Önemli Telefonlar
İletişim
Röportaj
Gezelim Görelim
Son 5 İlan


 
= Resimli ilanlar
turizm
 
 
 
 
 
 
Son Yorumlar
Uçak'ın Ölümü ve Operasyon, Medya'da
Emlakçının. İntiharının alı kaplan ile Bi alakası. Bulunmamaktadır. Ko...
Yorumu Oku

Plaka Fiyatları El Yakıyor
AKAZIYA SATILIK TAKSI PLAKASI
sakarya akyazıda tıcari taksı plakası 110.000 tl pazarlık sünnettr :D
Yorumu Oku

Vali Yardımcısı Ballı'yı hangi sözü yaktı
haber
yalan haberler yapmayın o adam suçsuz.
Yorumu Oku

Karasu OSB Mahkemelik
Benimde orda yerim var .. 50 tl den yer alirim mail atın goruselim
Yorumu Oku


Tren Saatleri
 
Çatlak kova
Çarşamba, 26 Mart 2008

Yorgunum. Keyfim yok. İzninizle köşeme 3 internet öyküsü aldım… Umarım beğenirsiniz…

Hindistan'da bir parya, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış.
Kovalarından biri çatlakmış.
Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan sahibin evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş.
Bu yıllar boyunca her gün böyle devam etmiş.
Parya her seferinde sahibinin evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş.
Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş.
Sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında Parya'ya seslenmiş:
"Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum..."
"Neden?" diye sormuş Parya. "Niye utanç duyuyorsun?"
Kova cevap vermiş:
"Çünkü yıllardır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum.
Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen, emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun."
Parya şöyle demiş: "Sahibin evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri farketmeni istiyorum."
Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ışıtan güneşi görmüş.
Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine Parya'dan özür dilemiş.
Parya kovaya sormuş: "Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını farkettin mi?
Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır.
Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın.
İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla sahibin sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı."

Örümcek ağı

Dünya hayatında hep kötülük işleyen bir adamı Cehennem kapısında bir melek karşıladı.
Melek adama şöyle seslendi:
"Hayatta iken tek bir gün bile birisine iyilik yaptıysan buraya girmeyeceksin."
Günahkâr adam uzun süre düşündükten sonra, bir keresinde ormanda gördüğü örümceği hatırladı.
Balta girmemiş ormanda yürürken önüne bir örümcek ağı çıkmıştı.
Adam ağı bozmamak ve örümceği ezmemek için o gün yolunu değiştirmişti.
Heyecan içinde o günü meleğe anlattı.
Melek adama gülümsedi ve ardından elini şıklattı.
Gökten bir örümcek ağı inmişti.
Adam bu ağa tutunarak cennete tırmanabilecekti.
Adam neşe içinde ağa tırmanırken cehennemde bulunan bazı günahkârların da bu ağa tutunarak cennete ulaşmaya çalıştıklarını farketti.
Ama adam ağın o kadar çok insanı taşımayacağından korkarak onları itmeye başladı.
Tam o sırada ağ gerçekten koptu ve diğerleri ile birlikte adam da Cehenneme düştü.
"Yazık," dedi Melek, "Bencilliğin, hayatında işlediğin tek iyiyi de kötülüğe döndürdü. O insanlara şefkat gösterebilseydin, ağın herkesi taşıyabileceğini de görecektin..."

Dert ağacı

Eski çiftlik evimizi restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı. Arabasının patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski püskü pikabı çalışmayı reddetmişti.
Onu evine götürürken yanımda adeta bir taş gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda beni, ailesiyle tanışmam için davet etti.
Eve doğru yürürken küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her iki eliyle dokundu.
Kapı açıldığında; adam şaşırtıcı bir şekilde değişti. Yanık yüzü tebessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi. Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye geldiğinde; ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı ve ona eve giderken gördüğüm olayı sordum.
"O, benim dert ağacım," dedi.
"Elimde olmadan işimde bazı sorunlar çıkıyor, ama şundan eminim ki o sorunlar, evime, eşime ve çocuklarıma ait değil. Bunun için bu sorunları her akşam eve girerken o ağaca asıyorum. Sabahları tekrar onları oradan alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz? Ertesi sabah onları almaya gittiğimde, astığım kadar çok olmadıklarını görüyorum..."


Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 

 
 
© 2008 Sakarya Gündem Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur. Tasarım: Cihan Tasarım