|
Geçtiğimiz hafta kupanın favorilerinden İtalya maçına, Viyana Karlz Platz' da karnaval havası ile hazırlanan ateşli İspanyol'ların arasına karışarak Türkiye taraftarı olduğumu belirtmiş,
sonra da kıvamına getirdiğim 'finalde kimi istersiniz sorusuna 'Turkey...' cevabını alınca ben de, 'VIVA ESPANA..' diye karşılık vermiştim...
Hemen 100 metre ileride takımlarının şampiyon olacağından zerre kadar kuşku duymadıkları hallerinden belli olan Alman taraftarlar da, 'TURKEI...TURKEI' diye
bağırmaya başlayınca ' biz de bir söz kırk kere soylenince o iş olur' sözüne güvenmeye başlamıştım açıkcası...
Çok yaklaşmasına karşın Türkiye, bu büyük randevuya maalesef yetişemedi..!
Ardında bır hayli hüzün, ama büyük sempati bırakarak turnuvaya veda eden Türk Milli Takımı ve Türk taraftarları, elbette 2008'ın hatırda kalacak
asıl portreleri olarak futbol tarihine geçtiler...
Şimdi Pazar günü Viyana'da final oynayacak iki takımdan hangisinin kupa'yı kaldıracağını soracak olursanız, benim favorim futbolu latin dilinden oynayan
Boğalar olacak!..
Oysa bilenler bilir...
Aynı soru her turnuva öncesi sorulduğunda favorim her zaman, futbol ve iş disiplinlerine hayranlık duyduğum, Almanlar olmustur.
Ancak son 20 yılda, benzerlerini görmeyi neredeyse unuttuğumuz Maier, Wogts, Beckenbauer, Grabowski, Overath, Breitner, Bonhof,
Muller, Hoeness, Rummenigge gibi yıldızlar olmayınca, ben de rotayı başka limanlara çevirmekte gecikmedim..!
Öyle ya´David Villa, Torres, Xavi, Iniesta, Ramos, Senna, Casillas gibileri varken, Metzelder,Lahm, Swienstiger ya da Klose gibi düz ayak,
güç ve disiplinle oynayan futbolculara fazla itibar edemiyorsunuz..!
Turnuva'da Ispanya - Türkiye son maçı oynasalardı herhalde herkes çok daha unutulmaz bir maçı izleyecekti...
Orta Avrupa ülkelerinde gitgide sıradanlaşan yaşam, futbollarına da yansımaya başlayınca trıbünlerdeki seyirci sayısı buna paralel olarak her yıl
daha da azalmakta, bu gerçek başta FIFA yoneticileri olmak üzere bütün futbol çevrelerini gün geçtikçe daha da tedirgin etmekte hiç kuşkusuz.
Pazartesi'den pazartesiye yaşam ritminde fazla değişiklik olmayan, bireyselliğin her gün daha da matlaştırdığı bu ülke insanlarına FIFA,
Avrupa Şampiyonası düzenleme kıyağını yaparak son bir futbol aşısı yapmak istemiştir bilemiyorum...
Binlerce kilometre uzaktan gelip, Viyana'yı ayağa kaldıran Ispanyol ve Türk taraftarlar da olmasa eminim Alman ve Avusturya'lı taraftarlar daldıkları kış
uykusundan uyanmayı pek beceremiyecek ve kırmızıda durup, yeşilde geçerek tek düzen yaşamaya devam edeceklerdi !..
Allah'tan Türk'ler ve Ispanyol'lar var..!
Kim ne derse desin, Avrupa'nın Akdenizli'si ile, Amerika'nın Latinleri kaynayan kanlarını yaşamlarına ve futbollarına da yansıtmayı çok iyi beceriyorlar...
Futbol oynarlarken 'samba ya da salsa yapıyorlar' izlenimi yaratan latinlerin futbollarına karşı duyduğumuz bu yakınlık kanlarımızı kaynattıkça
orta Avrupa ülkeleri, daha uzun yıllar futbolda kafalarını kaldıramıyacaklar galiba..!
İşte ben de sadece keyif alarak oynadıkları için şu kupayı da bir Akdeniz'li alsın istiyorum...
Nedim Kurtiç hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
