|
1970'li yıllarda genç bir sporcu olarak kapısından girdiğim Sakaryaspor'da, bir kaç arkadaşımla birlikte profesyonel takım kadrosuna seçilmek,elbette ayaklarımızı yerden kesen bir gelişmeydi. Her kademesinde hizmet vermeye çalıştığım kulüpte daha sonra masör,antrenör,teknik direktör,menajer olarak olarak görev yapan belki de tek kişiyim...
Ancak; Sakaryaspor uğruna sağlığını,malını hatta canını verenleri bildiğimden, kişisel konulara ulu orta dalmaktan,sıkılırım...
Bu çalkantılarla dolu uzun geçmişte elbette çok şey yaşandı.
Bizden sonra gelen Oğuz, Hakan, Bülent, Aykut, Tuncay gibi isimler Türk futbolunun idolleri oldular...
Çok sıkıntılı ve acılı dönemler yaşansa da Sakaryaspor adını onurla bugünlere taşıyan benzer olaylar çoğunluktaydı...
Arkasını bir türlü getiremedik.
Nedense; hiç ama hiç bir zaman akılcı işler yapmayı, kulübümüzü aklın ve iradenin olduğu bir düzleme oturtmayı beceremedik...
Oysa; her ortamda göstere göstere söylediğimiz gibi Sakaryaspor'u çok sevseydik, yılları boşyere harcamazdık...
Olmadı..
Bilgimizi ortak aklımızı ve tecrübemizi kullanmayı beceremedik..
''ben yoksam Sakaryaspor'da olmasın'' egolarıyla sevgi akıl,deneyim birleşiminden doğabilecek sinerjiyi daha doğmadan katlettik...
''Sakaryaspor bu şehrin ortak kıvancı, onurudur'' tanımlaması ruhumuzu cilalayan bir söylem olsa da kulübün, Onursal Başkan'ı tarafından SATIŞ'a ! konması, kabul edilecek bir durum mu?
Çok değil, iki ya da üç yıl önce kulübün altın çağını yaşadığı söylenirken, gazetelerde Tatanga Deklarasyonu ile gözlerimize sokulmaya çalışılan 10 milyon dolar üstündeki borcun akibeti noldu sahi ?
Kısaca; Rıdvan Duran-Ömer Kahveci-Osman Kaya o dönem isimleri çok duyulan, iktidar sahibi yöneticiler olarak tanındılar.
Bir de hesap,kitap adamı olarak ortalıkta dolaşan, harcanan her kuruşun nereye harcandığını bildiğine inandığımız, Abdullah Şen'i unutmamak gerekir..
Bunları şimdi niye hatırlatmak ihtiyacı duyuyorum, anlatayım...
Mesela bir Ömer Kahveci çıksa, Sakarya halkına transferleri nasıl yaptığını, kiminle nasıl,kaça anlaştığını dobra dobra açıklasa fena mı olur..?
En azından fısıltı yapanların sesini kesmiş, kamu oyunun güvenini tazelemiş olur...
Bildiğim kadarıyla bu konu üzerinden üretilen sorular, üzerinde en çok süpekülasyon yapılan konuların başında geliyor.
Birileri de çıksa, bir zamanların kurtarıcıları Makassi-K'bango-Costa-Jose Clayton-Ruben Capurro-Baba Adamu-Franco Cangele-Alişen Kandil-Ergin-Keleş-Suat Usta-Okan Yılmaz-Oktay Derelioğlu-Diallo-Sedat Debreli- gibi, isimlerini buraya yazmaktan azap duyduğum futbolcularla ilgili değerli bilgilerini bizlerle paylaşsa ne çıkar..?
Milyon dolarlık kaynaklar Oktay'lara, Okan'lara, Keleş'lere peşkeş çekilirken, çocuklarımızın geleceğini karartanlara, mıcır taşlarına mahkum edenlere söylenecek bir sözümüz olmalı...
Türk Futbolu'na kazandırdığı isimlerle unutulmaz bir tarih yazan Altyapı'nın, 2000'li yıllarda içine düşürüldüğü durumdan utanç duymamak mümkün mü...
Bunları da son dönemin futbol şube sorumluları çıkar çocukların ailelerine ve kamuoyuna anlatır olur,biter.!
Hem sporcu, hem insan olarak bu şehre önemli hizmetler veren rahmetli Aykut Yiğit'in ailesine bugüne kadar ödenmediğini sandığımız ölüm tazminatı, altyapıda on yaşındaki çocukların mahkum edildiği ilkel şartlar ortadayken, ben kimseye Onursal Başkan filan diyemem kusura bakılmasın..!
Türk Futbolu adına çok önemli düşünce ve projeleri olduğuna inandığım, kişisel olarak sevgi ve sempati duyduğum Federasyon Başkanı Sn.Hasan Doğan; ne yazık ki hepimizi üzüntüye boğan vefatıyla aramızdan ayrıldı.Kendisinin Avrupa Şampiyonası ardından Türk futbolunda devrim niteliği taşıyan '' futbolumuzun geleceği için, altyapıda atılımlar yapacağız'' sözlerini, bizimkilerin kulağına kulağına üfleye üfleye nefesimiz kesildi.Anladık ki bunların beklediği cinsten üfüremezsen hikayesin..!
Aziz başkan'a atfedilen''takımı İstanbullulardan kurtaran adam..'' hikayesine gelince...
Bu kulüp bir şampiyonluk ardından önce, zamanın dükalarından Erol Aksoy'a bir başka kurtarıcı ! Ersin Taranoğlu tarafından karmaşık bir hikaye ile satılmadı mı?
Depremin ardından Aziz başkan, kaynağını ve miktarını halen bilemediğimiz bir parayı Aksoy'a pompalayarak, İstanbullu'dan kurtardığını söylediği Sakaryaspor'un yönetimini, bu defa hemşerilerine havale etmedi mi..?
Ardından bir başka başkan '' bundan sonra Sakaryalı'lar bu kapıdan geçemez,taraftar denilen serseriler maç'a gelmesinler '' demedi mi..?
Bunların hepsi oldu...
Kıssadan hisse...
Kimse ne yapılacağını ne yapılması gerektiğini biliyorsa Arap olayım..!
Bir bilen, yine kendileri...
Hiç kuşkunuz olmasın.
Sakarya'yı bu hale düşürenler, doğacak yeni fırsatların ateşiyle yanıp tutuşurken,
Biliyoruz ki...
Yanmakta olan,
Onurumuz'dur..!
Nedim Kurtiç hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
