Yaşam kavgasından çok piknik havasında oynanan ilk yarıda, futbolun izlerine rastlamak mümkün değildi.
Sakarya; Erciyes maçının hafızalarda kalan istekli, saldırgan tarzının üstüne koyar öyle oynar diye beklerken ayakları yere basmayan bir görüntüyle oynayınca, sonuç bir anlamda şansa kalmıştı.
Ve o şans; 86.dakikada bir köşe vuruşunda yeşil-siyahlılara el vererek, en azından hayata tutunmasını sağladı..!
Giresun karşısına, Erciyes maçının lokomotifi Okan'ı kulübede tutarak başlayan Sakarya; ilk yarıyı puan ve futbol adına hiç bir iş yapmadan harcadı.Her biri bir birinden değerli kırkbeş dakikada, ne rakip savunma arasına atılan bir pas ne kaleyi bulan bir şut ne de etkili bir kanat topu hiç bir şey izleyemedik.
Lig havasına hakim olan gerilimle konsantre olmakta zorlanan Sakarya'nın; orta alanda pas yaparak tek puana yatmaya çalışan Giresun'dan üç puan alması hayli zor oldu.
Oyuncuların 6 puan değerindeki bir maçı, istedikleri gibi oynayamamasının başında elbette psikolojik etkenler vardı.
Hop oturup, hop kalkarak izlediğimiz Erciyes maçının ağızlarda bıraktığı futbol tadının beklentisi içerisinde izlenen ilk yarıda, ne ileri ne de geriye doğru futbol oynayamayan bir Sakaryaspor tablosu çıkınca, taraftarların da bir ara nefesi kesilir gibi oldu..!
Özellikle; en uzun pası 5 metreyi geçmeyen ve topla her buluştuğunda yere düşen Abdoulaye ile sol kanatta beklenen performanstan uzak oynayan Görkem'in etkisiz futbolu, Abdulvahit'inde oyuna girmesini engelledi ve orta alanın rakip kontrolüne geçmesine yol açan faktörlerin başında geldi.
Özgürcan lig'de attığı kritik goller ve kazandırdığı puanlarla bu takımın TERMİNATÖR'Ü oldu ise Okan Koç'ta sağ kulvardaki temposu ile hücumların JENARATÖR'ü oldu..!
İşte o Jenaratör bu takıma IŞIK vereceğini daha ilk top'la buluşmasında gösterdi..!
Koç; 65'te oyuna girdi ve girer girmez de Giresun'un yüreğine inmeye başladı..!
71'de sağ kanattan ters bir çalımla ceza alanına getirdiği topu, penaltı noktasına ''alın, atın..'' dercesine çıkartsa da kimse dokunamadı..!
86.da aynı Okan, topu bu kez sağ köşeden, kale sahasına öyle güzel kesti ki herkes bakakalmışken, duran toplarda sürekli şansını deneyen Süleyman; hem kendini hem takımını kurtaran bir dokunuşla topu Giresun ağlarına bıraktı..!
88.de Kaleci Atilla kör bir hançer gibi kalemize saplanacak bir voleyi mükemmel bir refleksle çıkartırken, herkesin derin bir soluk almasını sağladı.
Sakarya bu galibiyetle elbette büyük bir moral ve mücadele gücü de kazandı.
Bu galibiyetin anlam kazanması açısından Karşıyaka maçının önemi doğal olarak daha da ön plana çıkmış oldu.
O nedenle Giresun karşısında kazanılan puanlara sevinelim ama aldanmayalım.
Ne yazık ki Sakarya'nın her maçı kazanma gibi bir mahkumiyeti var..!
''Çok zor ama neden olmasın..!'' demek için, herkesin daha yürekten ve savaşarak oynaması gerekiyor..! Nedim Kurtiç hakkındaki diğer yazılar
|