|
Sokaklarda geziyorum... İnsanlar sürekli birilerinin Başbakan'ı nasıl kandırmak istediklerini ve AKP Sakarya İl Başkanı Davut Terzioğlu'nun istifası konuşuyor.
Saçak altında üç kişi bir araya gelse; konu Başbakan'ı hangi cesaretle kandırmak istenildiği ve Başkan Davut Terzioğlu'nun istifası...
Dün sokaklarda, istifa eden Terzioğlu'nun siyasi rant için nasıl katledildiği de konuşuldu. Kimi şaşırdı. Kimi inanmadı. Kimi ise 'Siyaset böyle bir şey...' dedi.
Evet...
Ne yazık ki, siyaset böyle bir şey...
Her zaman önce sırtını sonra kelleni kollayacaksın. Yoksa yediğin hançeri çıkartmaya çalışırken, Başkent'teki adam kelleni alır; Terzioğlu örneğinde olduğu gibi...
Kısacısı siyasi rant uğruna yıllardır ne aslanlar harcandı ve halen harcanıyor. Harcanacak da... Adamlar, Başbakan'a bile 'Löööö löööö löö ' yaparken, Terzioğlu onlara az bile gelir...
Sokaklarda insanlar bunları konuşurken, birileri de yapılan il kongresinde bir tek Terzioğlu'nun günah keçisi olmasına anlam veremediler. Bazıları bunu hazmedemedi... Zaten bizim insanımız böyledir.
Haksızlığa gelemezler...
İşin aslına bakarsanız ben de bu noktada bir tek Terzioğlu'nun kurban edilmesini doğru bulmuyorum. İstifa ise toplu edilsin. Öyle ‘Meydanı birilerine bırakmayız. Hep birlikte istifa edersek, Ali İhsan Yavuz ve ekibi gelir' geyiklerinin arkasına sığınmayın. Bu yönetim istifa edip de, Ali İhsan Yavuz ve arkadaşları o makama kurulursa, inanın kimsenin gözünde zerre kadar itibarları olmaz...
Olamaz...
Onun için öyle 'Terzioğlu istifa etti ama meydanı birilerine boş bırakmamak için biz etmiyoruz' geyikleri yapmayın. Kimse yemez. En azından ben yemem. Ben bu konularda epeyce bir terliyim...
Bakın...
Eğer bir yola çıktıysanız, arkadaşınızı yarı yolda bırakmayacaksınız. Biz atalarımızdan öyle gördük...
Çölde susuzluktan kıvranan arkadaşınızı kızgın kumda bırakıp, devenin sırtından 'Abi yanlış anlama... Gönlüm senle... Ama ben gideyim. Bir vaha bulursam dönerim' demeyeceksin. Devenin sırtına arkadaşını koyup, sen ipin uçundan tutup arkadaşını kurtaracaksın...
Haaa...
Bunu yapmayabilirsin de...
Devenin sırtında çölü aşıp, keyfine de bakabilirsin.
Ama gün gelir, çölde kızgın kuma arkadaşınızı terk ettiğinizi bir kum tepesinden izleyen bir bedevi size hatırlatır... Ama bir gün, ama 1 yıl... Bir bedevi çıkar ve "Sen kızgın çöldeki arkadaşını birkaç cilalı sözle bırakıp, deveyle yol alan şeyh değil misin ?" der. Der mi? Bedevi bu... Der mi der (!)
Önceki gün ve dün, AKP Sakarya İl Yönetimi'ne seçilen 49 kişinin bir araya gelip, Terzioğlu'nu destekleyen bir açıklama yapmasını bekledim. Terzioğlu ile beraber hareket eden, Atatürk Spor Salonu'nda tebrikleri kabul eden, Ernaz Tesisleri'nde verilen yemekte sırıtmaktan 32 dişi gözüken 49 yönetici, önceki gün ve dün çıkıp da basın önünde, "Terzioğlu bunu hak etmedi" demedi... Diyemedi. Belki de demedi...
Neden?
Hemen açıklayım...
Terzioğlu'nun yanında kuru kuru gezip, "Abi seninle beraberiz. Seni yalnız bırakmayız. Seni destekliyoruz. Ama partiyi de boş bırakmayalım. Birileri gelir oturur" demek kolay... Bu işin şov tarafı... Kuru kuru desteği dedem de yapar...
Oysa bu yönetimden ben şunu beklerdim; basının önüne çıkıp , "AK Parti Sakarya İl Kongresi demokrasi şenliği içinde geçti. Sonuçta Davut Terzioğlu ve bizi delegeler bu göreve layık gördü. Eğer ortada bir hata varsa 50 kişilik yönetimindir. Başbakan'ı bilgilendirmek bizim değil, Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, onun yardımcısı, koordinatör milletvekili, Sakarya milletvekilleri, il başkanı ve her fırsatta kendini Başbakan'a yakın isim olarak gösteren beylerindir. Başkanımızı çeşitli bahanelerle görevden alınmasını doğru bulmuyoruz. Ortada bir haksızlık var. Bu yanlıştan dönülmezse biz de istifa ediyoruz" demeliydiler…
Demediler, diyemediler…
Sayın yönetim...
Ernaz Tesisleri'ndeki yemekte bol bol gülücük dağıtmak kolay... Tebrikleri kabul etmek, hatta ve hatta "Ali İhsan Efendi ve birileri nasıl hayal kırıklığına uğradı... Yaaa... İşte biz buyuz" demek de kolay...
Hadi çıksanıza, "Biz yola 50 kişi çıktık. Terzioğlu yoksa biz de yokuz" desenize...
Hadi deyin de görelim sizi... Ama diyemezsiniz...
Neden?
Çok basit...
Geçen gün basın toplantısı yapan Davut Terzioğlu aslında bu sorunun cevabını verdi.
Siyasi rant...
Terzioğlu nasıl olsa günah keçesi oldu. Kıyıdan kıyıdan destek vermek varken, gazetelere çıkıp da destek verdin mi, işin zor... Çıbanbaşı olursun... İş resmiyete biner...
Göze batarsın. Birileri, "Falanca da bu işleri fazla karıştırıyor. İlerde başımıza sorun açar" diyebilir... Dikkat çekersin. Dikkat çekersen de kellen gider... Adamın 2 dakikada siyasi hayatını bitirirler. Biz çookkk iki dakikada siyasi hayatı biten abi gördük...
İşte bunu iyi bilen ve kendi kellesinin hesabını yapan 49 kişi "Kamuoyu önünde Terzioğlu yoksa biz de yokuz" demiyor. Diyemiyor. Yemiyor...
Kuru kuru destekliyorlar...
Ey gidi Terzioğlu heyyyy... Ahhh benim günah keçisi seçilmiş dürüst abimmm...
Sen bırak karşı cephedeki siyasi rant hesaplarını yapanları da kendi cephendeki siyasi rant hesabı yapanları gör. Siyasi gelecek uğruna seni düşünen bile yok...
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
