|
Cuma, 02 Ekim 2009 |
|
Son günlerde görev yaparken polisle sıkıntılı anlar yaşamaya başladık. Bu sıkıntıları her seferinde üst düzey polis müdürleriyle aşıyoruz. Sorun kalmıyor. Ancak sıkıntıyı aşarken, işimizi yapamıyoruz.
Sık sık yaşamaya başladığımız bu sıkıntılardan artık iş yapamaz hale gelmeye başladık. Nereye gitsek, önümüze çıkan polis önce kimlik soruyor, sonra da bizi sorguya çekiyor.
Geçen gün nişanlı bir çift kavga etti. Olay yerine gelen üst rütbeli bir memur, olayı bırakıp bizi sorguya çekti.
Sırtımızda 9 kiloluk dev kamerayı görmesine rağmen, tahsilli bir emniyetçinin olayı bırakıp da; "Kimsiniz? Nereden geldiniz? Neden çekim yapıyorsunuz? Size kim haber verdi?" şeklindeki sorularından inanın işimizi yapamadık.
Oysa 9 kiloluk kameramızda NTV logosu vardı. Ayrıca olay yeri de emniyetin bahçesi değil, sokak ortasıydı. Sorgu sırasında gerekli yerlere haber verdik ve sorgumuz Allah'tan kısa sürdü.
Yoksa yanmıştık.
Dün yine talihsiz bir olay, an daha yaşandı. Vatandaş yolda cep telefonuyla yürürken başını duvara vurdu. Arkadaşlarımız olay yerinde fotoğraf çekecek ama görevliye polisler izin vermiyor.
Niye?
Yasak...
Niye yasak?
Basın tanıtım kartını göster...
Oysa çevrede yerde yatan yaralının cep telefonuyla fotoğrafını çekenler vardı. Ama basın çekerse yasak... Yine ilgili yerleri aradık ve görevini sözde titizlikle yapan memurlara uyarı geldi.
Memur beyler ekmek parası için orada olan arkadaşlarımıza 'Buyurun çekebilirsiniz ' dedi ama 112 Acil Servis yaralıyı çoktan hastaneye kaldırmıştı.
Biz yine işimizi yapamadık.
Şimdi bunları yazdık diye memur beyler kızabilir...
Ama herkes işini yaparken, biz işimizi yapamıyorsak ortada bir sorun var demektir.
Bizim sitemimiz polisin bize kimlik sorması değil. Polis elbette bize kimlik sorabilir...
Polis bize elbette "Siz kimsiniz" diyebilir...
Ama bunun yeri ve zamanı var.
Bu yer ve zamanı da sokaklarda asayiş görevi yapan polislere bizim öğretecek halimiz yok.
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
|
|
= Resimli ilanlar
