Salı, 08 Aralık 2009 |
Kurban Bayramı'nda meslek icabı çok gezdim. Gezerken de bazı tipler için vefa diye bir olgularının olmadığını gördüm. Onlar için vefa denen olgu, İstanbul'da bir boza markası olduğuna şahit oldum. İşte vefasız ve iki yüzlüler için 15 Kasım'daki yazımı bir kez daha yayınlıyorum.
Akyazı'da yapılan bir çete operasyon ve beraberindeki olaylar zinciri, herkes gibi biz de yakından takip ediyoruz. Gelinen son noktada Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, çeteye bilgi sızdırmak suçlamasıyla tutuklanarak Paşakapısı cezaevine kondu.
Cezaevine giren Ünsal, İçişleri Bakanlığı tarafından da açığa alındı.
Şimdi ne olacak ?
Tabi ki; son sözü bağımsız yargı söyleyecek. Kimin haklı veya haksız olduğunun kararını, yüce mahkeme ortaya konan delillere bakarak karar verecek. Yargı daha kararını vermeden bir insan hakkında hüküm sahibi olmak çok yanlış ve yakışıksız bir yaklaşımdır.
Daha önce de yazmıştım. Ama bir kez daha altını çizerek yazmakta fayda görüyorum.
Sakarya'da görev yapan üst düzey bürokratlar, genel başkanlar, belediye başkanları ve toplumun önünde giden insanların ikide bir de isimlerinin çete ve çeşitli suçla gündeme gelmesinden de rahatsız oluyorum. Sözde bu büyük ağabeyler, hatta burunlarından kıl aldırmayan bu büyük ağabeyler ikide bir de çete veya başka suçlarla gündeme geliyor.
İş mi yaniii? Yakışıyor mu?
Bu da başka mesele...
Tekrar Ünsal'a dönersek, bunları neden yazıyorum.
Önce şunu söyleyeyim. Ünsal müdürün avukatlığına soyunmadım. Hatta onu kollamak içinde kıçımı yırtmıyorum.
Ama bu kentte emeği geçen bir emniyet müdürünün de bir kalemde karalanmasına gönlüm razı olmuyor. Çeteye bilgi sızdırmak suçlamasıyla cezaevine giren Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ın bu kentte seveni var, sevmeyeni var. Kimseyi de 'Neden seviyor veya sevmiyorsunuz ?' diye sorgulamıyoruz.
Hatta Ünsal'ın hataları da olabilir. Beni tiksindiren bunlar değil.
Ben, bir zamanlar Faruk Ünsal'ın dizinin dibinden ayrılmayan, bazı toplantılarda müdürün yayına gelebilmek için salonu iki kez turlayan, şirinlik yarışı için kıçını yırtan tiplerin bu günlerde ileri geri konuşmasını içime sindiremiyorum.
Evet arkadaş...
Bu tiplere nem kapıyorum.
Toplumundaki bu iki yüzlü tiplere gıcık oluyorum. Hayat felsefeleri ' Düşenin dostu olmaz ' olan bu zavallıları gördükçe sinirlerim bozuluyor. Ünsal göreve geldiği günden beri hiç sevmeyen, Ünsal'ı şiddetle eleştiren kişiler, bu iki yüzlü insanların yanında bence adam gibi adamlar.
En azından duruşları başından beri değişmedi.
Kısacası diyeceğim şudur kiii...
Mesele Ünsal'ı sevmek ya da sevmemek değil. Adam gibi dik durmak. Kişinin makam ve mevkisi var iken ne isen, makam ve mevkisi gidince de öyle olacaksın.
Kıvırmayacaksın...
Adam olacaksın adammmm...
Ünsal suçlu mu, Suçsuz mu ?
Ben bilmem. Yargı bilir.
Ama bildiğim bir şey var.
Bu kentte güven ve huzur ortamı için ekibiyle 24 saat çalışan Sakarya İl Emniyet Müdürü Faruk Ünsal' a, bir vatandaş olarak teşekkür borcum var. Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
|
|