Mazeret bulmakta üstümüze yok!
Salı, 04 Mayıs 2010

Cuma günü YGS sonuçları açıklandı…
Sakarya 48'inci sıradaymış…
Geçen yıl ÖSS'de 53'üncü sıradaydık…
Sakarya Eğitimde Başarıyı Arttırma Projesi Yürütme Kurulu bu 5 sıralık yükselişi SEBAP'a bağladı…
Oysa SEBAP ilk açıklandığında hedefin 30'uncu sıra olduğu belirtilmişti…
Dün SEBAP Yürütme Kurulu YGS ile bir değerlendirme yaptı…
Sakarya'nın seviyesinin yükselen iller arasında olmasından memnun görünen SEBAP'çılar, Sakarya'nın 48'inci sırada kalmasını iki nedene bağlamışlar…
Birinci neden il genelinde sınava giren 16 bin 114 öğrenciden 7 bin 414'nün 12'inci sınıf öğrencisi iken mezun öğrenci sayısının 8 bin 700 olmasıymış…
İkinci neden ise Sakarya'da sınava giren meslek lisesi oranının Türkiye'de sınava giren meslek lisesi oranından fazla olmasıymış…
Bizimkiler başarısızlığa mazeret bulmakta pek mahirler…
Oysa SEBAP başlarken daha ölü doğan bir projeydi…
SEBAP kapsamında 1 yıl boyunca millete SEBAP'ın ne olduğu anlatıldı…
Ancak SEBAP bir türlü hayata geçemedi…
Daha ilk başta projenin kağıt üstünde kalacağını belirtmiştim…
Sonuçlar açıklandığında SEBAP'ın hikaye olduğu ortaya çıktı…
Belki SBS'de birkaç puanlık bir artış yakalanabilir ama onda da hedeflenen seviyeye yaklaşılacağını sanmıyorum…
Bu noktada Milli Eğitim yöneticilerinin oturup mazeret aramak yerine sorunu sorgulamaları gerekir…
Örneğin şu soruları kendilerine sorabilirler...
Okul müdürlerinin motivasyonu yeterli midir?
Öğretmenler başarıya ne kadar odaklanmıştır?
Kent olarak ortak bir başarı hedefimiz var mıdır?
Siyasetin Milli Eğitim yönetimine müdahaleleri sonlandırılmış mıdır?
Okulların fiziki mekanları yeterli midir?
Öğretmen açığı ne durumdadır?
Öğretmen açığında Sakarya'nın sıralaması nedir?
Öğretmen açığının kapatılması için siyasi destek aranmış mıdır?


Bir dostluk öyküsü

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi.
Diğer alemde bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya
başladılar.
Adam çok susamıştı, biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam
ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular.
Rengarenk çiçekler, süsler içerisinde bir bahçe, altından yapılmış bir saray kapısı
ve onları karşılayan beyazlar içerisinde bir melek.
Adam köpeği ile birlikte meleğe yaklaştı ve sordu.
"Burası neresi?" Melek gülümseyerek; "Burası Cennet" dedi.
Adam bunun üzerine sevinçle "Harika!" dedi
"Peki bana biraz su verebilir misiniz?
Melek; "Tabi" dedi "İçeri girin, içeride dilediğiniz
kadar su içebilirsiniz."
Adam köpeğine seslenerek "Haydi, gidiyoruz" dedi fakat melek
"Hayvanlar buraya giremez" diyerek köpeğin
içeriye girmesine engel oldu.
Adam, susuzluktan bitap düşen köpeğine kıyamadı.
Onu dışarıda bu halde bırakıp cennete giremezdi, asıl bu günahtı.
Ve adam geldikleri yönün tam tersi istikamete doğru köpeği
ile birlikte yürümeye devam etti.
Bir süre sonra kendilerini bu kez tozlu, çamurlu bir yolda buldular.
Yolun sonuna geldiklerinde, çiftlik girişini andıran bir kapıyla
karşılaştılar.
Yırtık, pırtık elbiseli bir dede çıktı karşılarına.
Adam sordu; "Bana biraz su verebilir misiniz?"
Dede "içeri gel" dedi. "Şurada, sağ tarafta bir
çeşme var" Adam "Peki bu hayvancağızı da
içeriye sokabilir miyim? o da çok susadı..."
Dede "Tabi" dedi. "Çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kase bulacaksın."
Adam köpeği ile birlikte kapıdan içeriye girip biraz ötedeki çeşmeden doya doya suyunu içti.
Köpek de oracıkta bulunan kaseden suyunu içerek, susuzluğunu giderdi. Sonra adam
geri dönerek, girişte bekleyen dedeye sordu; "Suya doyduk. Allah razı olsun. Peki ama
burası neresi?"
Dede "Burası Cennet" dedi.
Adam iyice şaşırmıştı. "Ama nasıl olur? Az önce burası gibi kırık, dökük olmayan
muhteşem bir yere gittik ve kapıdaki melek oranın cennet olduğunu söyledi...
Dede; "Şu rengarenk çiçeklerle süslü, altın kapılı yer mi?" dedi.
"Orası cehennem" Adam iyice şaşırmıştı.
"Peki ama oradakiler buranın adını kullanarak insanları kandırıyorlar diye hiç
kızmıyor musunuz?"
Dede gülümseyerek yanıt verdi; "Kızmıyoruz. Çünkü onlar, kendi
çıkarları için arkadaşını, başka canları yarı yolda bırakanları cennetten uzak tutuyorlar."

İnternetten


Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum