Recep abi Ankara'dan aradı!..
Cuma, 11 Haziran 2010

AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Yıldırım ile Doğan Haber Ajansı (DHA) Akyazı Muhabiri Alaattin Onur arasında geçen olayı köşede değerlendirmiştim.

İddiaya göre bir açılışta karşılaşan Yıldırım ile Onur arasında gergin bir konuşma yaşanmış ve ardından Yıldırım'ın Onur'un yakasından tuttuğu ileri sürülmüştü.

İşte bu iddia sonrasında Yıldırım'a seslenmiş ve 'Biz yıllardır tanıdığımız ve abi diye hitap ettiğimiz Recep Yıldırım'ı görmek istiyoruz demiştik.

Basını her zaman seven Yıldırım'a "Son zamanlardaki iddiaları yakıştıramıyorum" dedim.

Yazının sonunda ise "Recep abi biz seni seviyoruz ve sana 'Recep Bey' demek istemiyoruz" diye köşe yazımı noktalamıştım.

İşte bu yazıdan sonra Recep abi aradı.

Kendisinin yanlış anlaşıldığını ve basınla bir sorunu olmadığını belirtti.

İlçe de görev yapan bir basın mensubunun yaşanan bazı olayları çarpıttığını savunan Yıldırım; "Benim basınla bir sorunum yok. Sizler bizim arkadaşlarımız, dostlarımız, kardeşlerimizsiniz.

Bir önceki mahkeme olayı ve son olarak yaşanan olaydaki basın mensubu ile sıkıntı yaşadık.

Ancak kendisinin yakasından tutup ve tehdit ettiğim iddiaları gerçek dışıdır.

Kendisini ne tehdit ettim, nede yakasından tuttum.

Böyle bir şey yapmadım.

Yapsam, yaptım derim.

Bu olayda, ilk olay gibi başka yerlere çekiliyor.

"Ne yazık ki iki olayda da aynı basın mensubu yaşananları başka noktaya çekti" dedi.

Basının her zaman yanında olduğunu anımsatan Yıldırım,"Yıllarca beraber çalıştık. Hiç sorunumuz olmadı. Olmazda...

Sakarya basını ile sorunum olmaz.

Sizleri seviyorum" dedi ve telefonu kapattı...

Evet...

Kısaca 'Recep abi' yaşananlar karşısında yanlış anlaşıldığını ve buna da üzüldüğünü ifade ediyor.

İnşallah bu sıkıntı biter ve kazanan Akyazı olur(!)
----------

Duayenler ve çömezler(!)

Bilirsiniz. Her meslekte duayenler vardır...

Bizim meslekte bu duayenlerden 5 kişi kaldı.

İlhan Uygun...

Necdet Çardak...

Abdullah Çelik...

Cezmi Hakman...

ve Ayhan Hakman...

Seversiniz veya sevmezsiniz....

Ama Sakarya tarihinde bu isimlerin başka bir yeri var...

Geçen gün Sapanca eski Belediye Başkanı Turgut Arapoğlu, Babaali'nin tanınmış isimlerinden İlhan Uygun'u evinde ziyaret etti.

Buluşma gazete ve internet sitelerinde haber oldu ve Nezihi Uçar bu buluşmaya bir yorum gönderdi.

O yoruma kısaca bakalım; "Yaşayan gazetecilere ve gazeteciliğin bir çay simit mutluluğu ile yapıldığı dönemlerde, onur ve şevkle haber peşinde koşanlara neden bir ödül töreni düzenlemek istemezsiniz?
Sakarya Gazeteciler Cemiyeti acaba nacizane de olsa bir ödül veya bu anlamda bir anma vesilesi olacak bir mavi boncuk vermeyi düşünmez mi?
Düşünmez ise neden düşünmez?
Bunu düşünmemesinde yatan etkenler nedir diye merak ediyorum" demiş...
Sayın Uçar bu kadar sormuş...
Bizde soralım.
Tabela derneği haline gelen Adapazarı Gazeteciler Derneği (AGD) ve havanda su döven Sakarya Gazeteciler Cemiyeti ( SGC) neden bu duayenleri hatırlamaz?
Bu 5 duayeni bir araya getirseniz ve bizim gibi genç nesillerle buluştursanız ne olur?
Genç nesil bu duayenlerin ellerini öpüp, hayır dualarını alsa ne olur?
Ne olacak, güzel bir tabloya imza atmış olacaksınız?
Ama sizde böyle bir gayret yok ki? Aslında iki meslek örgütü değil, basında böyle bir gayret yok.
Ruh yok.. Ruhhh!..
Şimdi birileri; "Koçum sen ille de el öpmek istiyorsan 5 duayen orada git ellerini öp. Seni tutan mı var da" diyecektir.
Zaten ben bu isimlerin ellerini öpüyorum. Bunda sorun yok.
Ancak her toplantı, davet ve açılışta 'Başkan' havasını atan iki başkan ve yönetim kurulu üyeleri ne iş yapar?
Ben bunu merak ediyorum...


Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum