Utanıyorum, hem de çok!
Perşembe, 24 Mart 2011

Japonya bir büyük felaket yaşıyor.
Dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip olsa da Japon hükümeti, birbirini tetikleyen, deprem, tsunami ve nükleer sızıntı felaketlerine karşı çaresiz.
Japon afetzedeler kış ortasında çaresizlik içinde, yaşam mücadelesi veriyor.
17 Ağustos depremi sonrası ilk yardımımıza koşan Japonlar bugün büyük bir dram yaşanırken Türkiye'den Japonya'ya bir yardım eli uzanmıyor.
Oysa Pakistan'da, Endonezya'da deprem felaketleri yaşandığında hükümet harekete geçmiş, yardım kuruluşları kampanyalar düzenlemişti.
Bugün hepimiz televizyonlardan ürkütücü felaket görüntülerini seyretmekle yetiniyoruz.
Galiba Japonya Müslüman bir ülke olmadığı için kılımız kıpırdamıyor.
Oysa onlar bize yardım için koşarken din ayrılığına hiç bakmamışlardı.
Onlar bize insan olduğumuz için yardım etmişlerdi.
Biz şimdi onlar için hiçbir şey yapmıyoruz.
Seyrediyoruz, seyrediyoruz.
Bu beni müthiş utandırıyor.
Özellikle biz Sakaryalılar'ın bir şeyler yapması gerekiyor.
Valilik önderliğinde bir kampanya düzenleyip, Japon halkının yaralarını sarmasına yardımcı olmalıyız.


Medyada kadının ne işi var?

Cuma günü Sakarya Üniversitesi'nde düzenlenen Medya ve Kadın konulu paneli konuşmacılarından biriydim.
Konuşmamda Türk medyasında kadın istihdamı, medyanın kadına bakış açısı gibi konulara değindim.
Bir sosyoloji öğrencisi " Kadın neden iş hayatına bu kadar sokulmak isteniyor? Kadın gerçek görevi olan annelik görevinden neden uzaklaştırılıyor?" şeklinde bir soru yöneltti.
Sanki iş hayatında olan, medyada çalışan kadın annelik görevini yapamaz gibi bir anlayış.
2011 yılında, Sakarya Üniversitesi'nde kadını, eve hapseden bir zihniyete sahip öğrencilerin olması beni derinden üzdü.


Yıktınız, ne bekliyorsunuz?

Çark Caddesi'nde Ünal Ozan'ın örnek kafeterya olarak yaptığı, daha sonra ki dönemlerde yandaş market zincirine kiralanan bina Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkıldı.
Nerdeyse 1 ay olacak, orası öyle duruyor.
Geçenlerde çevre esnafla bir toplantı yapıldı.
Esnaftan görüş soruldu, para istendi.
Esnaf tabii ki tepkili.
"Yerine ne yapılacağına karar vermeden o binayı neden yıktınız?" diye soruyorlar.
Bizim Büyükşehir Belediyesi yıkmayı seviyor.
Ofis semtine adını veren Ofis binası da yıkılıyor.


Sakaryaspor kurtulacak mı?

Sakaryaspor kayyum yönetimi, kulübü borç batağından kurtarmak için çıkış yolu arıyor.
Bu akşam da geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirilecekmiş.
Bu toplantının bugüne kadar bir çok kez gerçekleştirilen toplantılardan birinin benzeri olmasından endişe ediyorum.
Çünkü Sakarya'yı yönetenlerin Sakaryaspor gibi bir dertleri yok.
Sakaryaspor'un bu kentin en önemli değerlerinden biri olduğunun farkında değiller.
Ve en önemlisi Sakaryaspor için kısa bir süre içinde adım atılmazsa, bu önemli değer yok olup gideceğinin de farkında değiller.
Sakaryaspor'un kurtuluşu için kentin tüm ileri gelenlerinin el ele verip ortak projeler üretmesi için bu son adımın iyi değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.


Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum