Sakaryaspor'da işler ne zaman kötü gitse, hemen yaygara başlıyor:
" Sakaryaspor'u bu hale Süleyman Dişli, Sabri Küçük ve Sezai Matur düşürdü…"
Birkaç kez bu konuyla ilgili yazdım.
Ama derdimi anlatamadığımı görüyorum.
Demek ki bir kez daha çok daha net ve herkesin anlayabileceği dilden yazmak gerek!..
Hem de en baştan alarak yazmalı…
Ben Sakaryaspor'un Erol Aksoy'un yükünü hafifletmek adına Belediye'ye devrine karşı çıkmıştım.
O günlerde birçok kez dönemin Belediye Başkanı Aziz Duran'ı uyaran yazılar yazdım.
Ama sakalımız olmadığı için dinletemedik…
Belki de dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran Sakaryaspor'u almak zorunda kaldı.
Sonrasında ise her fırsatta Sakaryaspor'un Belediye'den alınması gerektiğini yazdım, belediye hizmetleri için kullanılması gereken kaynakların Sakaryaspor'a aktarılmamasını savundum.
Başkan Duran 2008 yılına kadar Büyükşehir Belediyesi'nde kalan Sakaryaspor'a şampiyonluk sevinci yaşattığı yıllarda bile taraftardan küfür yerdi.
O süreçte Sakaryaspor- Belediye ilişkileri ile ilgili birçok konu gündeme getirildi.
En sonunda da Sakaryaspor'a alınan bir bağış yüzünden Rıdvan Duran tutuklandı.
Belediye ve Sakaryaspor arasındaki ilişkinin sağlıklı yürümesi mümkün değildi.
Mümkün olmadığı da böylece net bir şekilde görülmüş oldu.
Bir gün Sabri Küçük telefon etti.
Sakaryaspor'un yeniden Sakaryaspor Kulübü'ne devriyle ilgili, Adapazarı Belediye Başkanı Süleyman Dişli ile bir çalışma başlattıklarını söyledi.
Küçük, o dönem Adapazarı Belediye Meclisi'nin üyesiydi.
Bir toplantı düzenleyerek bu düşüncelerini basınla paylaşmak istediklerini belirtti.
"Senin yıllardır söylediğin gibi Sakaryaspor artık Belediye'ye yük olmayacak" diye de vurgu yaptı.
Basın toplantısına gittiğimde Süleyman Dişli ve Sabri Küçük SGC Başkanı olarak beni de yanlarına davet ettiler.
Toplantıya gitmeden önce ne Dişli ile ne de Küçük'le başka bir görüşmem olmadı.
Orada onlar düşüncelerini anlattılar.
Sakaryaspor'un yeni üye kaydı sırasında elde edeceği gelirle ayakta kalabileceği ana fikri üzerinde duran Dişli ve Küçük orada bulunan arkadaşlar gibi benim de onayımı aldılar.
Ben de yıllardır savunduğum görüşüme uygun gördüğüm dernekleşme sürecine katkı verdim.
Sonrasında ise Valilik'te bir dizi toplantı oldu.
Bu toplantılarda süreçle ilgili tartışmalar yapıldı.
Bir komisyon görevlendirildi.
Dönemin Sakaryaspor Başkanı Recep Hacıeyüpoğlu, SATSO Başkanı Erol Öztürk ve Sabri Küçük'ün yer aldığı bu komisyon bir haftalık çalışmayla Sakaryaspor'un borçlarını tespit etti.
Bir toplantıda yaklaşık 2 buçuk trilyon lira (2 buçuk milyon lira) borç olduğu açıklandı.
Üye kayıtlarından da buna yakın bir rakam bekleniyordu.
Dolayısıyla bu borçlar kapatılacak ve Sakaryaspor kendi ayakları üzerinde durabilecekti.
Bu görüşe bir tek Hendek Belediye Başkanı Ali İnci karşı çıktı.
İnci Büyükşehir'in elini çekmesi durumunda Sakaryaspor'un sıkıntıya düşeceğini söyledi.
Son toplantıda dernekleşme sürecinin zaman alacağı belirtilerek bu süreçte Recep Hacıeyüpoğlu'nun başkanlığa devam etmesi kararlaştırıldı.
Böyle bir geçiş sürecinde Hacıeyüpoğlu'nun gemiyi limana sağlam bir şekilde yanaştırması beklenirdi.
Olmadı.
Teknik direktöre ve futbolculara olmadık transfer ücretleri ödendi.
Yapılan başka ödemeler de var ya, onları bir başka yazı konusu yapmayı planlıyorum.
Sakaryaspor'un 2 buçuk milyon lira olarak bilinen borcu dernekleşme süreci tamamlandığında 5 milyona yaklaşmıştı.
Bunu görevi devralan yönetim ancak önüne konan ödeme emirleriyle anladı.
Bülent Yılmaz başkanlığında oluşan yönetim beklediğinin çok üstünde bir borçla karşılaştığında bocaladı.
İşin içinden çıkamadı.
Sonrasında gelen yönetimler de bu borç yükünün altından kalkamadılar.
Kendi yaptıkları yönetim hatalarıyla da bu borç yükü katlanarak arttı.
Şimdi borcun 30 milyon lira civarında olduğu söyleniyor.
Bu konuyu yazmaya yarın da devam edeceğim
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
İlk Yorumu Siz Yazın |  |
|