Kendimi yıllardır boşuna....
Cuma, 21 Mart 2008

Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Doğal Afetler ve Yerbilimleri Kulübü tarafından düzenlenen '1.Ulusal Doğal Afetler ve Yerbilimleri Sempozyumu'nda' Sakarya'nın üst düzey yetkililerinin olan ilgisizliği dün yazdık.

Hatta manşetten de ilgisiziliği dile getirdik.

Bazı dostlar aradılar ve ;" Deprem unutuldu. Ne bekliyordunuz ki " dediler.

Yahu biz bir şey beklemiyoruz ama bu kadar da duyarsızlık olur mu?

Yuh yani...

Kürsüye her çıkan," Bu ne ilgisizlik" diye sözlerine başlayıp," Sakaryalılar halen bilime yeteri kadar değer vermiyor” diye bitirdiler.

Birkaç Sakaryalı ve biz basın mensupları da ayak tırnaklarımıza kadar kızardık.

Neyse...

Şimdi burada bir daha bizi yönetenlerin cahalet ve duyarsızlıklarını kaleme almanın anlamı yok.

Ne demişler "Hem çal, hem oyna" misali biz yazıyoruz, biz okuyoruz. Bu yazılanlar bizim beylerin çok da umurundaydı…

Gelelim mevzuya

Gerçi bizi kimse tınlamadı ama olsun. Biz basın olarak görevimizi yaptık.

Sempozyumu içinde 'Türkiye'de başta deprem olmak üzere doğal afet riskinin azaltılmasına yönelik yapılması gerekenler ve kökten çözüm önerileri' konulu bir de panel düzenlendi.

Panelde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Küçük söz aldı. Yapılan çalışmaları anlattıktan sonra yapamadıklarını dile getirdi.

İşte o çarpıcı açıklamalar; "Afet konusunda istenilen bilinç seviyesini sağlayamadık. Toplumu korkutmadan bilinçlenmeyi sağlayamadık. Yılların arkada kalması her geçen gün depremler arasındaki mesafenin kısalmasına rağmen, toplum olarak gerçekci ve güvenli çözümler üretemedik. Alanda çalışan jeoloji, jeofizik, inşaat mühendisleri, mimarlar ve kent planlamacıları arasında deprem konusunda uzmanlaşmış yürekli araştırmacıları ve disiplincileri birlikte çalıştırmayı sağlayamadık. Tüm araçlar, yöntemler bilinmesine rağmen, olayı çözecek iradeyi ortaya koyamadık. Bu işleri yapacak yeteri kadar kaynağı sağlamayadık. Planladığımız gibi yeni kaynak hususunda da yeni araçlar geliştiremedik"

Müsteşar Yardımcısı konuştukça salondaki hocalar ve biz şaşırıyoruz. Tam bir özeleştiri yapıyor. Küçük; "Halen daha istisnalar olmakla beraber doğru yapı yapılmasını gerçekleştirecek yönetimle ilgili düzenleyeci işlemleri tamamlayamadık. Olayı hep rant ve nasiplenme, bir faydalanma olarak gördük. Hepsinden önemlisi bunları yapma iradesini ortaya koyamadık"

Küçük konuşmasını; "Bazı işler yasa ile gelirse, yasa hiyerarşisine göre en önemlisi anayasadır. Kanunların en büyüğü anayasadır. Sonra yasa, yönetmelik, genelge. Fakat deprem yasası, yasa çıkartmanın zorluğu nedeniyle deprem yönetmeliği olarak çıktı. 5 yıllık çalışmayla yürürlüğe kondu. İnanın ki bunun arkasında bu yasa olsaydı çıkmazdı. Yönetmelik hazırlamanın kolaylığı içinde bu hazırlandı ve yürürlüğe kondu. Maalesef ve maalesef diyorum. Ülkemizde koordinasyon kültürü sıfırdır" diye bitirdi.

Bu sözlerden sonra ne diyebiliriz ki...

Memleket elden gitmiş. Bizde üç beş tane orta hasarlı bina için yıllardır kıçımızı yırtıyoruz.

Allah sonumuzu hayır etsin...

 


Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum