Prof. Dr. Mehmet Sait Doğan'ın gündeme bomba gibi düşen açıklamaları sonrasında Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü'nden beklenen açıklama geldi.
Önce açıklamaya bakalım...
"Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sait Doğan' ın 09.06.2008 tarihinde bazı medya kuruluşlarında yer alan açıklamaları ve iddiaları üzerine, aynı gün Rektörlüğümüzün talimatı ile Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı’nca iddialarla ilgili gerekli inceleme başlatılmıştır. Kamuoyuna saygı ile sunulur. Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü"
Açıklama böyle...
Şimdi gelelim mevzuya...
Üniversite iddiaları incelemek için gerekli çalışmayı başlatmış. Kimseye işini öğretmek gibi bir niyetimiz yok. Ama yıllardır bu işleri yapan bir basın mensubu olarak da bu işleri iyi kötü biliriz.
O iddiaların başında, "Ders dağılımlarında yüzde yüzlere varan, eşitsiz ve de adaletsiz ders dağılımı ve gerekse lisansüstü öğrenci danışmanlıklarını kendisi ve yandaşlarına dağıtarak sadece geçen sene için 16 bin YTL mağduriyete ve zarara uğrattı."
İşte bu iddia araştırılmalı ve sonuna kadar gidilmelidir. Haksız kazanç ve usulsüzlük ciddi bir suçlamadır. Devleti zarara uğratan hocalar kim? Bu işi nasıl yapıyorlar? Kaç yıldır yapıyorlar? Türkiye'de bazı vatandaşlar kuru ekmek bile bulamazken, bu hocalar nasıl devleti zarara uğratırlar?
Bu iddialar ne kadar doğru?
Yine bir başka iddia ise, "Görevli bir profesör, kendisi ve taraftarlarıyla senenin hemen, hemen tamamını yurt dışında geçirdikleri halde üzerlerine aldıkları altmışar saat ders ve danışmanlık yükünü ikmal etmeyip dersler boş geçtiği halde her yurt dışı dönüşünde telafi edilecektir" tutanağıyla işi geçiştirip ücretleri cebe indirdikten sonra öğrencinin yüzde 85'ini yaz okuluna bırakıp yine haksız kazanç edindiği halde yaz okulunda bile ders yapmayıp yine yurt dışı için başvuru yapıyor."
Hocanın iddiasında öğrenciler, yaz okullarına bilinçli şekilde bırakılıyor. Sonra hocalar yaz okullarında görev alıp yine ceplerini parayla dolduruyor.
Pes doğrusu...
Bilim ve eğitim yuvasındaki iddialara bakın.
Bu iş basit bir iş değil. Sakarya Üniversitesi Senatosu bu işin sonuna kadar gitsin. Eğer iddialar doğru ise devleti zarara uğratanlar hakkında mutlaka gereken yapılmalıdır.
Ama işin bir de öteki boyutu var ki, onu düşünmek istemiyorum. Bu iddialar asılsız ise o zaman hoca hakkında gereken yapılsın. Kimse bir üniversitenin adını yolsuzluk, usulsüzlük, taciz, tehdit gibi olaylara karıştıramaz.
Bu işler, "Hayrullah Şanzumi" çakma adıyla köşe yazmaya da benzemez.
Kamuoyu büyük bir sabırsızlıkla gerçeğin açıklanmasını bekliyor.
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
İlk Yorumu Siz Yazın |  |
|