Başbakanı Beklerken...
Pazartesi, 28 Temmuz 2008

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 haftada ikinci kez ilimize geliyor.

İlk gelişinde AKP Sakarya Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin annesinin cenazesine geldi. Güzel bir dostluk örneği gösterdi. Dün de yazmıştım. Bu devirde böyle dostluk herkese nasip olmaz.

Başbakan Erdoğan ilimize yarın yine geliyor...

Önce Modern Tank Üretimi Projesi imza töreni için Otokar tesislerine gelecek. Sonra kent merkezinde bir dizi açılış yaptıktan sonra halka hitap edecek.

Başbakan bir kente bir haftada iki kez geliyorsa, bu o kente önem verdiği anlamına gelir.

Bu o kente sıcak baktığı anlamına geliyor. Hatta bunun en canlı örneği Otokar'da yapılacak tören sonrası ilimizden ayrılması planlanan Erdoğan, kent merkezini ziyaret kararı aldı. Bunlar önemli gelişmelerdir. Eğer Başkent'in fokur fokur kaynayan gündeminden uzaklaşmak için bunları yapmıyorsa, o zaman Başbakan'ın Sakarya'yı ve burada birilerini sevdiği anlamına geliyor.

Bence öyle...

Haaa yanılıyor da olabilirim...

Ama yanılıyorsam bile Başbakan'ın ilimize 2. kez gelmesini iyi değerlendirmek lazım.

Milletvekilleri ve AKP İl Teşkilatı'na burada büyük görevler düşüyor.

Şimdi bizimkiler, AKP' nin kapatma davası, ekonomik darboğaz gibi sebeblerden canı sıkkın olan Erdoğan'a şirin gözükme yarışına girerler. Otokar sonrası kente gelen Başbakan'a şirin gözükmek için yarışır dururlar.

Oysa AKP' ye oy verenler, birilerinin koltuklarını sağlamlaştırsın diye vermedi. Bu ülkede tek parti hükümetiyle beraber istikrara gelsin ve Sakarya'nın sorunlarına çözüm bulunsun diye oylarında AKP için 'Evet' mührünü bastı.

O zaman yarın bu kente gelmesi beklenen Başbakan'a milletvekilleri ile AKP İl Teşkilatı çıkıp sorunlarımızı tek tek anlatacak. Sorunları içeren bir dosya vermekle bu iş olmaz. Gösteriş için bir iki açılış az yaptırın. Ama oturun bizim sorunlarımızı Başbakan Erdoğan'a anlatın.

Hergün içine sıçılan Sapanca Gölü'nü anlatın. Bizim içme suyu kaynağı olarak kullandığımız Sapanca Gölü'nü, komşunun otları sulamak için kullandığını da anlatın. Başbakan'a derdini anlatmayacaksın da, Bush'a mı anlatacaksın.

Anlatın kardeşim...

Sakarya'daki işsizlik, esnafın içinde bulunduğu darboğaz, kapanan işyerleri, SSK ve Bağ-Kur primleri dertlerini de anlatın.

Korkmadan anlatın... Çekinmeden anlatın...

Orta hasarlı binaların durumunu, sağlıkta doktorların özel hastanelere kaçışını, hastanelerdeki eksik personel sayısını anlatın.

Bunları benim yazmama gerek bile yok. Siz bu sorunları benden daha iyi biliyorsunuz.

Biliyorsunuz ama Başbakan'a sorunları anlatma cesaretiniz var mı? İşte iş burada...

Başbakan'ın, "Zaten canım sıkkın" diye başlayacak bir sözünden çekinmeyin. Cesaretinizi toplayın.

Unutmayın...

Bugün koltuğunuzu kaybetmemek için T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a bu kentin sorunlarını anlatmazsanız, yarın bu memlekette vicdan azabıyla gezersiniz.

Kendiniz için değil... Sakarya için bir şeyler istiyorsunuz.

Korkmayın...

Sizin arkanızda 800 bin Sakaryalı var...


Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum