Kent Meydanı’ndaki Atatürk büstünün, ne 12 dönümlük sözde muhteşem meydana, ne Sakarya'ya, ne de Türk halkına yakıştığını, dün kaleme aldım.
Dedik ki;
“Bu meydan yapılırken trilyonlar harcayan Büyükşehir Belediyesi, sabah akşam övündüğü, gelene gidene gösterdiği, üzerinde bir sürü etkinlik düzenlediği, kentin tam göbeğindeki alana eski Atatürk büstünü getirdi ve kondurdu.
Hem de hiçbir estetiği olmayan, halkla kaynaşmasını sağlayan bir yazı veya bir hitabe olmadan, “Yüce Önder Atatürk” yazısı bile olmayan bir büstü meydana koydu.
Ayıp...
Gerçekten çok ayıp...
İşine geldiği zaman trilyonları su gibi akıtan Büyükşehir Belediyesi, meydan için oluk gibi para akıtan Büyükşehir Belediyesi, 50 kere kazdığı asfaltlar için 50 kere ödenek çıkartan Büyükşehir Belediyesi, 12 dönümlük meydana getirdi eski Atatürk büstünü koydu!
Ne bir yazı...
Ne bir hitabe var...
İş yaptık mı? Yaptık. Şimdi kim meydanda büst yok diyebilir ki?
Kimse...
Ayıp çok ayıp...
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran'a sesleniyorum. Sayın Başkan; öyle ‘meydan yaptım’ diye gerile gerile gezmekle bu iş olmaz. Madem herkesin beğendiği bir meydan yaptınız, o zaman oraya yakışan bir Atatürk büstü yaptırın.
Bu memlekette 12 yıldır başkanlık yaptınız. Size yakışanı yapın.
Ben de senin gibi yüce başkanın elini öpeyim...”
Hatta...
“Sayın Duran şunu unutmasın...
Gün gelir Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamından gider. Yerine gelen yeni başkan, bu vatana, bu toprağa, Sakarya'ya, Türk halkına ve o meydana yakışan bir Atatürk büstü yapar.
Herhalde Başkan Duran'a bu ayıp yeter...” diye de bitirdik.
Tabiii klasik olarak Başkan Duran veya ekibinden kimse aramadı. Benim gibi argo yazan bir yazarı arayacak halleri de yok, ama dün beni arayan çok kişi oldu. Adapazarı'ndaki birçok kişi kent meydanındaki Atatürk büstünün gelişi güzel yapılışından, halkla iç içe bir görüntüsü olmamasından, çevresinde bir tek yazı bile bulunmamasından, boyasının kazınmasından, küçüklüğünden rahatsız olduğunu dile getirdi.
Tabi bu zihniyet, bu eleştiri ve istekleri de görmeyecektir; duymayacaktır. Duysalar, giderler adam gibi bir büst yaptırırlardı. Ya da eser sahibinin izni olmadan bu büstü kaldıramamaları nedeniyle, en azından ulu öndere yakışan bir çevre düzenlemesi yaparlardı.
Ama bunları yapmadılar. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran, bu saatten sonra meydandaki büst çevresinde, hiç olmazsa bir düzenleme yapar mı?
Bilmem...
Meydan orda, Başkan Duran makamında... Bekleyip göreceğiz. Çıkmadık candan umut kesilmez...
Dün beni arayanlar arasında birisi vardı ki, yazıma tam destek verdikten sonra, "Bir de Serdivan Polis Merkezi karşısında bulunan Atatürk büstünü git gör" dedi.
Baktık.
Oradaki büst çiçekler içinde ve çevre düzenlemesi var. Ama koca blok halindeki mermerler üzerinde, Ulu Önder’in tek bir yazısı, hikâyesi, bir kelimesi bile yok. Kupkuru bir büst...
Serdivan Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, bu büste bir yazı veya hitabe yazdırmak bu kadar zor mu? Kendi belediyenizin girişine yaldızlarla 'T.C. Serdivan Belediyesi' yazdırıyorsunuz. Kemer bile yaptırıyorsunuz. Ama büste gelince tık yok...
Ayıp... Size yakışıyor mu? Şahsen ben yakıştıramadım.
Başkan Duran, kent meydanındaki büstü değiştirdiği veya çevre düzenlemesini yaptırdığı zaman elini öpeceğim. Bu sizin için de geçerli... Siz de Atatürk büstüne hak ettiği değeri verin. Sizinde o mübarek ellerinizden öpeyim.
Haaaa...
Yok...
Elimi öpme, büst de böyle kalsın diyorsan, başka...
Başkan Duran’da olduğu gibi, bu ayıp size de yeter... Bu bakışta olan herkese de yeter...
Ellerinizden en kısa zamanda öpmek ümidiyle saygılarımı sunarım...
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
İlk Yorumu Siz Yazın |  |
|