Bacasil'in Mucidinden Yeni Reçeller
Cumartesi, 19 Nisan 2008

Akyazı'da yaşayan ve ''bacasil'' olarak bilinen baca temizleme kimyasalının mucidi Bahattin Aydoğdu, doğada bulunan yenilebilir bitkilerden yeterince yararlanılmadığını belirterek, ısırgan otu, kaldirek, papatya ve hindiba gibi bitkilerin reçellerini yapıyor.

     Sınıf öğretmeni iken, 1994 yılında bulduğu soba ve kalorifer bacalarının temizlenmesinde kullanılan ''bacasil'' adını verdiği kimyasal maddeyle birlikte, mesleğini bırakan, çeşitli konularda araştırma yapan Aydoğdu, şimdi de doğada bulunan yenilebilir bitkilerden yeni ürünler elde etme uğraşısı içinde.
     Asya Kimya AŞ ortağı Aydoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel ısınmadan kaynaklanan kuraklık nedeniyle alternatif besin kaynaklarından yararlanarak doğada bulunan yenilebilir bitkilerden çeşitli reçeller yaptığını söyledi.
     Kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalındığı yönünde abartılı yayınlar yapıldığını kaydeden Bahattin Aydoğdu, insanların alternatif besin kaynaklarından yararlanmayı öğrenmesi gerektiğini belirtti.
     Doğadaki bitkilerin pek azının kullanılabildiğini ifade eden Bahattin Aydoğdu, şunları söyledi:
     ''Dağdaki bitkilerin kaçta kaçı kullanılıyor? Dağlarda istifade edebileceğimiz ısırgan otu ve kaldirek gibi pek çok bitki türü var. Şifalı bitkiler diye adından sıkça bahsettiğimiz doğal bitkileri (ıhlamur, ısırgan otu, vs) hasta olduğumuzda kaynatıp içiyoruz, bunları hasta olduğumuzda kullanmak yerine, beslenme kaynağı haline getiremez miyiz? Bu düşünceyle halk arasında ''kaldirek'' adıyla bilinen bitkinin, ısırgan otunun, papatya ve hindibanın reçelini yaptım. Bitkiyi alıp kaynatıyorum, öz suyunu süzüyorum ve tekrar şekerle kaynatıyorum. 1 aydan beri sabah kahvaltılarında kullanıyorum. Hastalığıma iyi gelsin diye değil, beslenme amaçlı kullanıyorum.''
     Kaldirek reçeli üzerindeki çalışmalarının henüz tamamlanmadığını kaydeden Aydoğdu, doğal bir aroma arayışı içinde olduğunu bildirdi.
     Reçeli tadan kişilerden olumlu yanıtlar aldığını ifade eden Aydoğdu, şunları kaydetti:
     ''Reçel üzerindeki çalışmalarım devam ediyor. Reçelin tadı yerinde, ama doğal bir aroma katılması gerekiyor. Reçelin satışını yapabilmek için uygun aromayı bulduktan sonra Tarım ve Köyişleri Bakanlığına başvuracağım.''

     ''YENİ BİR SEKTÖR DOĞACAĞI İNANCINDAYIM''    
     Doğal bitkiler üzerindeki çalışmalarının devam ettiğini belirten Bahaddin Aydoğdu, elde ettiği verileri notlar halinde tuttuğunu dile getirdi.
     Reçelin tadının balı andırdığını ifade eden Aydoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Arılar da balı aynı şekilde yapıyor. Arı balı çiçeklerdeki polenlerden topluyor ve doğal bir şekilde organik aside çeviriyor. Reçel yaparken biz de arının topladığı bitkileri toplamış oluyoruz. Bitkiler birbirine uymuyor, ayrı özelliği var. Bazısı kaynatırken köpürüyor. Köpük fazlaysa reçeli kristalize ediyor. Her bitkinin özelliğini test edip yazıyorum. Üretim tesisine geçtiğimizde, köylülerden ısırgan otu, kaldirek otu vs toplayacağız. Dağda çoğalıp yok olan bitkileri ekonomiye kazandırmış olacağız. Böyle bir şeyi başardığımızda yeni bir sektör doğmuş olacak. Amacımız ormanlarda bulunan bitkileri paraya çevirmektir. Hamsiden turşu oluyorsa kaldirek ve ısırgan otundan da reçel olur. Beslenme kanallarını genişletmeliyiz.''
     ''Devlet beni okuttu. Öğretmenlik yaptım. Kendi çapımda bir şeyler araştırıyorum, bu benim vatandaşlık görevim'' diye konuşan Aydoğdu, mısır koçanlarını parafinle kaynatarak sobalarda çıra olarak kullanılan bir madde oluşturduğunu ve satışa sunduğunu da sözlerine ekledi.


Sektör Haberleri hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum