Devir bilgisayar-internet devri, Sayın Başkan...
Artık 5 yaşındaki çocuklar bile internet ortamında söz sahibi.
Eğer senin bu taraklarda bezin yoksa, acilen ama acilen bu işlerden anlayan birini bul ve çalışmaya başla.
Bilgisayar kullanmayı bilmiyor musun?
Eyvah...
Utanılacak kadar kötü bir durumdasın o zaman...
E-mail yoluyla haberleşemiyorsan, 'facebook'ta kendine ait bir sayfan yoksa, internete girip 10 dakika içinde Türkiye'nin ve Dünya'nın gündemine hakim olamıyorsan kusura bakma Sayın Başkan, sen bu şehre hiçbir şey veremezsin.
Eski nesiller bilgisayar meselesine hala soğuk bakıyor.
Öğrenmemekte direniyorlar.
Oysa, Sayın Başkan, devir öğrenme devri.
Hangi yaşta, konumda olursan ol öğreneceksin.
Hergün yenilenen hayatımızın standartlarını yükseltmeye talipsin, bu sebeple sen de kendini yenilemek zorundasın.
Çok vahim bir çelişkidir ki, hayat olanca hızıyla akıp gidiyor, yeni gelişmeler toplum tarafından çok hızlı bir şekilde içselleştiriliyor ama toplumu yönetmeye, yönlendirmeye talip olanların bu gelişmelerden haberi bile olmuyor.
Sonra da niye yerimizde sayıyoruz diye salakça sorular soruyoruz kendimize.
Sayın Başkan, yarın makama oturacaksın.
Görevi devralacaksın.
Yapacağın işlerle ilgili basın toplantıları düzenleyeceksin.
Karşımıza önünde bilgisayarınla çıkmalısın.
Bir soru sorduğumuz zaman ezberden cevap vermene gerek yok.
Aç bilgisayarını notlarını karıştır, verileri doğru düzgün önümüze koy.
Bilgisayardan açtık konuyu ama bir de yabancı dil var.
Sen şimdi gelişmiş ülkelerin gelişmiş şehirlerindeki belediyelere ait internet sitelerine girip, sahip olduğun mükemmel yabancı dilinle o sitelerdeki bilgileri alıp, Sakarya için proje haline dönüştürebilecek misin?
Eğer bu soruma yanıtın 'hayır' ise, yarından itibaren çalışmaya başlamalısın.
Bilgisayar kullanmayı öğren,mutlaka ama mutlaka öğren.
İşlerini bilgisayar ile gördüğünü de cümle aleme göster, örnek ol.
Okuma, yazma bilmez, teknolojiden habersiz, çağlar öncesinde kalmış bir belediye başkanımız olmasın.
Yani Sayın Başkan, gençlerin konuştuğu dil var ya, önce onu yakalayacaksın.
Sonra gençlerin bile yakalamakta zorlandığı yenilikleri ilk sen farkedeceksin.
Şimdi daha iyi anlaman için örnekler vererek, konuyu basitleştirerek detaylara gireyim.
Sayın Başkan, rahmetli Özal'ı hatırlıyorsun değil mi?
Özal, hiç kimsenin aklında bilgisayar teknolojileri filan yokken, gençler ile Çankaya Köşkü'nde bilgisayar oyunları oynardı.
Özal'ın saati hesap makinesi işlevi de görüyordu.
Otomobilini kendisi kullanabiliyordu.
Haberleşme özgürlüğünün bile casusluktan sayıldığı o karanlık günlerde Özal, telsiz haberleşmesini bu ülkede serbest bırakarak, insanlara 'özgürce konuşun, anlaşın' mesajı verdi.
Döviz denince şeytan görmüş gibi olanlara inat Özal, dövizi serbest bıraktı.
Özal, teknolojideki gelişmelere vakıftı.
Türkiye'de olmayan yeni teknolojilerden haberdardı.
Bunları Türkiye'ye getirdi.
Getirmeden önce bu bilgiye sahip olduğu için öncü olabildi.
Türkiye 'Hızlı Tren' ile tanıştı Sayın Başkan, sen hala 'Kara Tren' türküleri söylersen bu gençler sana gülmez bile...
Bu şehirdeki gazeteciler sorularını sana mail yoluyla gönderebilmelidir.
Sen de kimseden yardım almadan, akşam evinde otururken, o maillere göz gezdirip, yine kimseden yardım almadan o soruları yanıtlayabilmelisin.
Bu iş öyle atla deve de değil.
Zor değil yani.
Bir kaç aylık bir çalışmayla bu seviyeye gelirsin.
Şimdi ben bunları yazıp, kulaklara karsuyu kaçırmış oluyorum biraz da...
Yani yarın öbürgün vatandaş karşına geçip, 'Ey Başkan, hadi çıkar bilgisayarını da göster bakalım, kullanabiliyor musun' diye sorabilir.
Teknoloji öyle gelişti ki, belediyedeki tüm işlemlerin rakamsal karşılıkları senin cep telefonuna yüklenebiliyor.
Yani bir tek tuşa basıp bütün belediyenin girdisini, çıktısını görebiliyor, denetleyebiliyorsun.
Ama sen bu teknolojilerden uzak yaşıyorsan, o zaman eski sistem sabanla tarla sürmeye devam edeceksin.
Ama kusura bakma başkan, o devirler geçti.
Komik olursun, benden uyarması...
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
İlk Yorumu Siz Yazın |  |
|