27 Nisan Pazar gecesi DTP'nin etkinliği sırasında yaşanılanları, ben en başta bir tertip olarak görmemiştim.
Konuyla ilgili tüm yazlarımda da, geçtiğimiz yıllarda yaşanan benzer toplumsal olaylardan ayrı tutmuştum…
Ancak aradan geçen 2 haftalık süreçte, gecenin kendiliğinden gerilmediğini, geçmiş olaylardaki gibi gecenin gerenleri olduğunu görmeye başladım…
Gördüm ki, bu olayın da diğerlerinden farkı yok…
Duyduğum ve bana da inandırıcı gelen iddialar çok korkunç…
Birileri orada, o gece çok daha büyük olaylar yaşanması için bir hayli çaba sarfetmiş…
Orada büyük kalabalıkların toplanması için büyük uğraşlar verilmiş…
Halkın sağduyusu ise mikserleri bir hayli zorlamış…
Adapazarı'nda istenen kalabalık toplanmayınca, son çare Karapürçekli şehidimizin arkadaşları devreye sokulmuş…
Yine istenen kalabalık toplanmayınca çevre illerden bile adam getirilmeye çalışılmış…
Polis ve mülkiye müfettişlerinin yaptığı çalışmaya bu bilgilerin yansıyıp yansımadığını bilmiyorum…
Bildiğim bir şey var:
Sakarya'mızı o gece Allah korudu…
Ya karıştırıcıların istediği olsa, orada 100-200 değil binlerce kişi toplansaydı…
Ya istendiği gibi bir çatışma çıksaydı…
Ne olurdu…
Düşünmek bile istemiyorum…
Buradan o karıştırıcılara, Sakarya'nın huzurunu bozmak isteyenlere seslenmek istiyorum…
Bırakın artık Sakarya'yı karıştırmayı…
Düşün artık yakamızdan…
Biz farklı etnik kökenlere mensup insanlar olarak kardeşçe, huzur içinde yaşamak istiyoruz…
Biz hiçbir farklı etnik kökeni, diğerinden üstün görmüyor, üstünlüğün insani değerlerle ölçülebileceğine inanıyoruz…
Bu noktada Sakarya halkına da büyük görev düşüyor…
Ne olur, sağduyunuzu hiçbir zaman elden bırakmayalım…
Sakaryamız üzerinde oynanan oyunlara karşı dikkatli olalım…
Sakarya'yı bir çeteler şehri gibi göstermek isteyenlerin oyunlarını bozalım…
Burada insanların, kardeşçe yaşadığını dost-düşman herkese gösterelim…
Hastane mi, Orman Bölge mi?
400 yataklı hastane inşaatı Türk Tarım Orman Sen tarafından açılan dava yüzünden tehlikeye girdi…
Geçtiğimiz hafta Ankara ziyaretimiz sırasında AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli bunu bizzat söyledi…
Dava yakın zamanda sonuçlanmazsa projenin iptal olabileceğini ifade eden Dişli'ye " Bence bu işin çözümü var. Orman Bölge Müdürlüğü'nü İzmit'e gönderin. O alanı olduğu gibi Sağlık Bakanlığı'na tahsis edin"dedim…
Aslında bu çözüm Osman Pepe'nin Orman Bakanlığı sırasında gündeme gelmişti…
O dönem iktidar partisi siyasetçileri böyle bir şeyin gerçekleşmesi durumunda alacakları tepkiden çekinerek buna karşı çıkmışlardı…
Halen de milletvekilleri halkın tepkisinden çekiniyorlar…
Oysa bir tercih yapmak gerektiğinde Sakarya halkı tercihini Hastane'den yana koyar…
Hiç kimse, neden Orman Bölge İzmit'e gönderildi diye tepki göstermez…
Orman Bölge Müdürlüğü'nün Sakarya'da bulunmasının Sakaryalı'ya ne faydası var?
Bölge Müdürlüğü'nü illa İzmit'e göndermeye de gerek yok…
Şehrin en güzel noktasına konuşlanmış Bölge Müdürlüğü'nü Yenikent Bölgesi'ndeki kullanılmayan işyerlerinden birine gönderin…
Orman Bölge Müdürlüğü'nün bulunduğu arazi komple hastane arazisi olsun…
Alın size şahane bir arazi…
Türk Tarım Orman Sen, kalksın buna da dava açsın…
…
Yazıklar olsun Erkan Mumcu!
Dün Hürriyet'in internet sitesinde bir haber dikkatimi çekti.
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Batman İl Başkanı Kemal Tarhan'ın oğlunun düğün törenine katılmış.
Kürtçe şarkılarının çalındığı düğünde halay çeken Mumcu; uzun namlulu silah ve tabancalar ile havaya ateş edilirken objektiflere gülerek poz veriyor.
Bireysel silahsızlanma kampanyaları Türkiye geneline yayılırken bir siyasi parti genel başkanının silahların gölgesinde halay çekmesi kabul edilebilir bir davranış değil…
Erkan Mumcu gibi bir lider o çirkin görüntülere nasıl izin verdi?
Nasıl öyle bir ortamda bulundu?
Anlamak mümkün değil…
Sayım Mumcu…
Yazıklar olsun size…
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
İlk Yorumu Siz Yazın |  |
|