Demokrasi için yerel basýna ihtiyaç vardýr. Baþlýktaki cümle ve paragrafýn ilk cümlesi rahmetli Nezih Demirkent’in Dünya gazetesinde 19 Aralýk 1995’te yayýnlanan köþe yazýsýndan alýnmýþtýr.
Türk basýnýnda son kuþak gazeteci patronlardan biri olan Demirkent, gazetesinde yazdýðý Salý yazýlarýnda medyanýn durumuna deðinirken, çoðu zaman da yerel basýnýn sorunlarýna deðinir, çözüm önerilerinde bulunurdu.
Yerel basýna katký amacýyla Gazeteciler Cemiyetleri Basýn Vakfý’ný da Demirkent kurmuþtu.
Aradan yýllar geçti.
Türkiye’de yerel basýn giderek güçsüzleþiyor.
Bir anlamda demokrasinin kökü kuruyor.
Her yönüyle övündüðümüz Avrupa ve ABD’dekinden farklý olarak Türkiye’de yerel basýnýn deðeri bilinmiyor.
Bakýn haftalardýr, yerel basýn, yerel gazeteler çok büyük sýkýntýlar yaþýyor.
Kaðýt baþta olmak üzere baský maliyetleri, artýk gazetelerin üstesinden gelebileceði sýnýrlarý aþtý.
Bir geçici çözüm olarak Sakarya’da Pazar günleri çýkmama kararý aldýk.
Ancak bunun bir kalýcý çözüm olmadýðýnýn farkýndayýz.
Zaman zaman bunu kamuoyuna deklare ediyor, yetkililerden çözüm ve destek istiyoruz.
Ne yazýk ki, sesini duyurmak için ihtiyaç duyduðunda yerel basýna koþan siyasiler, STK temsilcileri söz konusu destek olunca pek ortalýkta görünmüyorlar.
Basýn bültenleriyle yerel gazetelerin sayfalarýný iþgal eden belediyeler, duyurularýný billboardlarda, reklamlarýný ulusal gazetelerden yapmaya çalýþýyorlar.
Ýþ dünyasý da çok farklý deðil.
Açýlýþ, yýl dönümü, baþarý haberleri yerel gazetede çýksýn isterler, reklam vermeye gelince baþka mecralarý tercih ederler.
Kýsaca yerel basýna “bizim” gözüyle bakýlmýyor.
Yerel gazeteler ihtiyaç duyulunca mutlaka hatýrlanan ancak “bunlar bu iþleri nasýl çeviriyorlar” diye hiç düþünülmeyen kurumlar.
Bu yazýyý, hiç aðlanmak için yazdýðýmý falan düþünmeyin…
Bir gerçeði ortaya koymaya çalýþýyorum.
Biz gazeteciler baþkalarýnýn haklarýný savunduðumuz kadar kendi haklarýmýzý da savunuyor olabilseydik bugün olduðundan çok daha farklý konumda olurduk.
2007 yýlýnda Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Baþkanlýðý’na ilk seçildiðimde Büyükþehir Belediyesi’nin açýk hava reklam ihalesini önümüzde bulunduk.
Ne kadar dirensek de ihale gerçekleþtirildi ve þehrin dört bir yanýna billboard, raket dikildi.
Bundan birkaç ay önce yeniden ihaleye çýkýlarak bunlarýn sayýsý 2 katýna çýkarýldý.
Bu kez ben dahil þehirde kimse sesini çýkarmadý.
Bakýyorum da mahalle bakkalý bile billboarda çýkarak reklamýný yaparken yerel gazetelerdeki reklamlar her geçen gün azalýyor.
Firmalar neredeyse eleman ilanlarýný bile bu mecralara veriyor.
Biz de bu süreçte var olmanýn mücadelesini, sizlerin sesi olarak kalmaya çalýþarak veriyoruz.
Ýþimiz çok çok zor.
Her geçen gün de zorlaþýyor.
Yerel basýn özellikle de yerel gazeteler için çok zor bir dönem içindeyiz.
Hükümet kaðýt piyasasýna müdahale etmezse, Türkiye’deki yerel gazetelerin çok büyük bölümü 1 yýl içinde kapýsýna kilit vurur.
Bugün açýk açýk bu yazýyý okuyan herkesi yerel gazeteler sahip çýkmaya davet ediyorum.
Yerel gazetelerin yok olmasýyla demokrasinin büyük zarar göreceðini düþünüyorum.
Demokrasiden, çok seslilikten yana olanlarý gazetelere sahip çýkmaya davet ediyorum.
Gücünüz neyse gidin bayinizden bir gazete alýn, abone olun veya reklam verin…
Bunu mutlaka yapýn…
Yapmazsanýz, yarýn çok geç olabilir… Sezai Matur hakkýndaki diðer yazýlar
|