Sakaryaspor'umuz sahasında 1461 Trabzonspor'u 2-1 yenerek haftalar sonra üç puanla tanıştı.

Hava güzel, tribünlerde 4.000 civarında taraftar, bol bol pretostalarla dolu tezahüratlar ve kısmen iyi futbol ve kaçan goller, işte maçın kısaca özeti .

Maç başladı, tribünler sessiz, maç içersindeki hakem ve rakip ile ilgili hatalarda hep bir ağızdan pretostolar var.İşte benim özlediğim etkin taraftar davranışı.Fakat içimden bir ses bu sessizliğin sonucunda bir pretosto gelecek gibi bir durum var diye geçmekte.

İlk attığımız gol ile sessizlik ''Yönetim istifa'' ''Onurunuz varsa istifa edin'' sloganları ile pretosto eylemine dönüştü.Şimdi bu olmadı dedim. Neden;

Sakaryaspor'umuzda yöneticilik ateşten gömlek.Takımı sahaya sürme başarısı göstermiş bir yönetim var.Eğer bir yanlış yapılmışsa bunun hesap sorma yeri maç esnası değil, Genel kuruldur.

Takımın galibiyete ihtiyacı varken, sahasında iyi futbol oynamaya çalışırken,attığımız gol'ün sevinci, kursağımızda kaldı.Eğer sahada top oynayan futbolcu olsam değişik duygular içersinde olur, maç ile ilgili motivasyonum biterdi.

Futbolcu evine ekmek götüremiyorsa, borcunu ödeyemiyorsa, çocuğunun ve eşinin isteklerini karşılıyamıyorsa sahada nasıl bir ruh haliyle mücadele edecek.Bu mücadele eksikliğini hemen ruhsuzlukla suçlamak işin kolay yolu.Tribünlerde olupta maaşını bir ay alamayanlar yine aynı güç ve şevk ile çalışabilirlermi acaba?

Sakaryaspor profosyonel bir takım ve oyuncuları da nafakalarını buradan sağlıyan işçilerdir.Olaylara bu pencereden bakarsak, futbolcularımıza yapılanların haksızlık olduğu ortaya çıkar.İkinci yarı takım sahaya çıkarken taraftarlar futbolcularımızı tribünlere çağırarak ''bizim sizle işimiz yok''  yönetimle sıkıntımız var mesajını verdiler.

Şaban Yıldırım çok zor dönemde iş başı yapmış, takım düşüşte, aylardır paralarını alamamış futbolcu ordusu, üstelik kulüp Başkanı suçlanmakta.Bu şartlarda takımı motive etmek, futbolculara kendi oyun anlayışını kabul ettirmek pek zor iş ama maç içerisinde oynanan futbolda, Şaban Yıldırım'ın oyun anlayışı ve karakterini zaman zaman da olsa sahada gördük.

Kalecimiz topu elle oyuna sokmakta, defanstan ayağa pas yaparak ataklar olgunlaşmakta, zaman zaman gol pozisyonları yakalamaktaydık. Takım savunması uzun süre başarıyla uygulanmakta ve fakat ara sıra da olsa rakip gol pozisyonuna girmekteydi.Özellikle Levent ve Sertan gibi abiler  ile Mesut, takımı ayakta tutan futbolcularımızdı.Kalecimiz Cüneyt içeri giren topu son anda tokatlıyarak maçı kurtardı.Yediğimiz gol tamamen hakemler arasındaki ofsayt anlaşmazlığından oldu.Bu pozisyon futbolcularımıza ders olsun.Orta hakem düdüğü çalıncaya kadar, mevcut pozisyona devam etmek gerekir.

Netice olarak taraftarlarımızın tribünlerdeki duruşları mükemmel, pretostaları ise zamansızdı.

Bu haftadan itibaren inşallah her maç içerisinde,

 Eğlenmeye gelen konser müşterisi gibi davranan değil, sükunetle maç izleyen, hakem ve rakip futbolcuları yerinde pretostolarla etkileyen etkin taraftar olarak maçlarımızı hep birlikte izleriz.

Yeşil Siyah Sevgilerimle, 

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum