Çarşamba, 21 Mayıs 2008 |
Adapazarı Şeker Fabrikası'ndaki sular bir türlü durulmuyor. Tarafların birbirlerine yüklenmesi ve iddiaları her gün yeni bir hal alıyor.
Herkes kendine göre haklı...
Peki, kim ne kadar haklı?
Bunun kararını ben veremem...
Neyse...
Biz gelelim mevzuya...
APEK eski Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Er' in bana gönderdiği mektubu yayınladık. Okuyan okudu. Okumayan "www.bizimsakaryagazetesi.com" dan okuyabilir. Er' in iddiaları sonrasında bir mektup ile e-mail aldım... Şeker yönetimini sorgulayan Yılmaz Er' i de bazı kesimler sorgulamış... Er' in iddialarını nasıl yayınladıysak, şimdi Er' e sorulan soruları da aynı objektiflikle yayınlıyorum.
İşte o sorular...
" APEK mahkemesi sürerken kayyum olarak atanan Av. İsmail Gürses, Güneşler Belediye Başkanlığı' nı kaybeden Yılmaz Er' i yönetim kurulu üyeliğine getirdi. Böylece içtiği çaya şeker atmaktan başka şeker ve şeker pancarı bilgisi olmayan Yılmaz Er' in şeker macerası da başladı. Bir süre yönetim kurulu üyeliği yapan Yılmaz Er, fabrikayı kendince sahiplendi. Peki, şimdi Er' e soralım bakalım:
"2005 yılında APEK yönetimi Şeker Fabrikası'nı alacağı zaman sayın Yılmaz Er, muhalefet şerri koydu mu? Koymadı mı? Sayın Er bunu bir açıklasın..."
" 2004 yılında Adapazarı Şeker Fabrikası'nın Genel Müdürü Muhsin Karaoğlu var iken, 30 bin ton pancar kotasının 18 bin tona düşürülmesinde sayın Yılmaz Er' in imzası var mı? Sayın Er bunu da açıklasın..."
" Sayın Yılmaz Er, bugünlerdeki çıkışları kendisini belli bir yere gelmek içindir. Bunu aklıselim olan herkes anlar. Hayatı boyunca bir tek pancar bile ekmeyen, şekerle ilişkisi içtiği çayı tatlandırmaktan başka hiç bir bağı olmayan Yılmaz Er, önce karar defterlerinde imzası olan bu ayrıntılara cevap versin..."
İşte bana gelen mektup ve e-mail' deki sorular bunlar...
Önceki gün APEK Eski Başkanı Ayhan Alişan da beni aradı. Alişan, "Ben her zaman canlı yayına katılmaya hazırım. Kim nereye çağırırsa orada canlı yayına katılırım. Hodri meydan... İsteyen gelsin canlı yayında bütün sorulara cevap bulalım. Kamuoyunun aklındaki soru işaretleri de aydınlatılsın" dedi.
Beyler bence de çıkın canlı yayına şu kargaşaya son verin.
Öyleydi böyleydi tartışmaları son bulsun. Oradan buradan gelen mektuplarla, basın açıklamalarıyla bu işin sonu gelmez.
Çıkın aslanlar gibi canlı yayına, bitsin bu kargaşa...
Tabii maçanız yiyorsa(!) Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
|
|