Cihan Tasarim
 
   
 
 
Anasayfa
Haberler
İlçe Haberleri
Sakaryaspor
Ulusal Haberler
Sektör Haberleri
Dünya Haberleri
Spor
Kültür Yaşam
Video Haber
Köşe Yazarları
Gezelim Görelim
Röportaj
Resim Galerisi
İlanlar
Firma Rehberi
Önemli Telefonlar
İletişim
Röportaj
Gezelim Görelim
Son 5 İlan


 
= Resimli ilanlar
turizm
 
 
 
 
 
 
Son Yorumlar
Uçak'ın Ölümü ve Operasyon, Medya'da
Emlakçının. İntiharının alı kaplan ile Bi alakası. Bulunmamaktadır. Ko...
Yorumu Oku

Plaka Fiyatları El Yakıyor
AKAZIYA SATILIK TAKSI PLAKASI
sakarya akyazıda tıcari taksı plakası 110.000 tl pazarlık sünnettr :D
Yorumu Oku

Vali Yardımcısı Ballı'yı hangi sözü yaktı
haber
yalan haberler yapmayın o adam suçsuz.
Yorumu Oku

Karasu OSB Mahkemelik
Benimde orda yerim var .. 50 tl den yer alirim mail atın goruselim
Yorumu Oku


Tren Saatleri
 
Yüzbinler yardım eli bekliyor
Cuma, 23 Mayıs 2008

Önce Myanmar … Sonra Çin….
Asya'da yıkıcı felaketler birbiri ardına geldi…
Yaşanan kasırgada ölenlerin sayısı 10 binlerle ifade edilirken dikta rejimi ülkeye yardım sokulmasını engelleyerek felaketin daha da büyümesine neden oluyor.
Çin'de yaşanan büyük deprem ise bizim "asrın felaketi" dediğimiz 17 Ağustos depreminden çok daha büyük…
Ölü sayısının 50 bine yaklaştığı ifade ediliyor…
Halen insanlar enkaz altında…
Kasırganın ve depremin bilançosunun ne denli ağır olduğunu henüz tam olarak bilmiyoruz…
Ancak ilk gelen bilgiler onbinlerce ölü, onbinlerce kayıp, onbinlerce yaralı, yüzbinlerce evsiz olduğunu gösteriyor…
Şu anda Myanmar ve Çin'de iki afetle sahip olduğu her şeyi yitirmiş yüz binlerce insan kendilerine uzanacak yardım elini beklediğinden emin olabilirsiniz…
Peki biz Sakaryalılar ne yapıyoruz?
Televizyonlarda felaketlerle ilgili haberler çıktığında kanal değiştiriyoruz…
Oysa biz 17 Ağustos depremini yaşadığımızda tüm dünya bizim yardımımıza koşmuştu…
Yüzbinlerce insan yardım beklerken biz onları seyretmeye bile tenezzül etmiyoruz…
Ekmek, su gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz durumda kalan bu insanlara yardım elimizi uzatmalıyız…
Sakarya'nın Türkiye'den Asya'ya uzanacak yardım selinde en önde yer alması gerekiyor…
Sakarya böyle duyarsız olmamalı…
Valilik önderliğinde, sivil toplum örgütlerinin katılımıyla büyük bir yardım kampanyası başlatmalıyız…
Orada insanlar felaket sonrası yaşanılan olumsuzluklar nedeniyle can verirken, bizler sıcak yuvalarımızda gerinerek yatamayız…
Haydi Sakaryalı titre ve kendine gel…
Sana yapılan yardımları unutma…


Öğrenmek için sabır gerek!

Genç bir adam, değerli taşlara ilgi duyarmış ve mücevher ustası olmaya karar vermiş.
"Bu mesleği yapacaksam, iyi bir mücevher ustası olmalıyım," diye düşünmüş ve ülkedeki en iyi mücevher ustasını aramaya başlamış.
Sonunda bulmuş; yanına varmış, bir süre bekledikten sonra usta tarafından kabul edilmiş.
"Anlat, dinliyorum," demiş usta. Genç adam anlatmaya başlamış, taşlara ilgi duyduğunu ve iyi bir mücevher ustası olmaya karar verdiğini heyecanla anlatmış.
Yaşlı usta sesini çıkarmadan genç adamı dinlemiş, sözleri bitince de ona bir taş uzatmış,
"Bu bir yeşim taşıdır," dedikten sonra genç adamın avucuna taşı bırakmış ve avucunu kapatmış. "Avucunu aynen böyle kapalı tut ve bir yıl boyunca hiç açma. Bir yıl sonra tekrar gel. Haydi şimdi güle güle," demiş ve şaşkın genç adamı öylece bırakıp kalkmış, odadan çıkmış.
Genç adam evine dönmüş, kendisini merakla bekleyen annesiyle babasına neler olduğunu anlatmış. Anlattıkça da kendisine çok anlamsız gelen bu hareketi ve soğuk konuşması nedeniyle kızdığı ustaya olan öfkesi artıyormuş.
Günler geçmeye başlamış. Genç adam sürekli söyleniyor, ama avucunu hiç açmıyormuş.
"Nasıl böyle budalaca bir şey yapmamı ister? Bir de ülkenin en iyi mücevher ustası olacak. Bu saçmalığa bir yıl boyunca nasıl katlanacağım, böyle bir eziyetle nasıl yaşarım?
Bu ne biçim ustalık. Ustalık kaprisi yapacaksa, bari başından yapmasaydı."
Devamlı söyleniyor, her önüne gelene ustadan yakınıyor, ama avucunu hiç açmıyormuş. Avucu kapalı uyuyor, bütün işlerini diğer eliyle yapıyormuş. Ve bu duruma da giderek alışmaya, diğer elini çok rahat kullanmaya başlamış.
Uyurken de yanlışlıkla avucu açılıp taş düşmesin diye hep yarı uyanık uyuyormuş.
Böylece bir yıl geçmiş, her günü zorluklarla dolu, her gecesi de yarım uykuyla yaşanmış bir yılı tamamlanmış.
Ve o gün gelmiş.
Genç adam tam bir yıl sonra, büyük ustanın karşısına çıkmış. Usta bir süre beklettikten sonra yanına gelince, genç adam ne kadar saçma bulursa bulsun, bu sınavı başarıyla tamamlamış olmanın verdiği gururla elini uzatmış, avucunu açmış.
"İşte taşın," demiş.
"Bir yıl boyunca avucumda taşıdım, şimdi ne yapacağım?"
Yaşlı usta sakin bir sesle cevap vermiş:
"Şimdi sana bir başka taş vereceğim, onu da aynı şekilde bir yıl boyunca avucunda taşıyacaksın."
Bu söz üzerine genç adam bütün sükunetini kaybetmiş, bağırıp çağırmaya başlamış. Yaşlı ustayı bunaklıkla, delilikle suçlamış, mücevher ustalığını öğrenmek için gelen genç bir insana böyle eziyet ettiği için, hasta olduğunu bağıra çağıra söylemiş.
Genç adam bağırıp çağırırken, yaşlı usta ona hissettirmeden bir taşı avucuna sıkıştırmış. Öfkeden yüzü kıpkırmızı genç adam, bir yandan bağırıp çağırırken avucundaki taşı hissetmiş. Durmuş, taşı biraz daha sıkmış ve heyecanla konuşmuş:
"Bu taş, yeşim taşı değil usta!.."


Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 

 
 
© 2008 Sakarya Gündem Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur. Tasarım: Cihan Tasarım