19 Mayıs gösterilerinde 192 öğrencinin elinde tuttuğu şemsiyelerin mavi ve turuncu olduğunu ve bu renklerin de AK Parti'nin rengi olduğunu yazdım.

Dedik ki; “Bu renkler tesadüf mü seçildi?” Hepsi bu...

Hatta Sakarya İl Milli Eğitim Müdürü Murat Yazıcı'yı da aradık. Kendisi de; "Öküz altında buzağı aramayın" diyerek bize haddimizi bildirdi. Sağ olsunlar...

Şu AK Parti renklerinin tesadüf mü olup olmadığını kaleme aldıktan sonra sanal dünyadan e-mail geliyor...

Ananı... Avradını...

Oysa biz sadece, bu tesadüf mü diye sorduk. Sorduğumuz insanlar medeni bir şekilde yanımıza gelip bir bardak çayımızı içerken, "Arkadaş... Tamam bu renkler öyle olabilir ama bu tesadüftür... Başka bir niyet yok. Günlerce emek veren insanların emeğini bir anda göz ardı etmeyin. Bu gösteriler için çok çaba sarf ettik" diyebilirlerdi... Ama onlar sanal yoldan çakma e-maillerle isimlerini yazmadan işin kolayını bulmuşlar. Medeni cesaretleri olmadığı için...

Ananı... Avradını...

Oysaki, gelip bir bardak çay içip durumu izah etseler veya telefonla durumu anlatsalar, biz de öküz değiliz. Yıllardır birçoğunu iyi tanıdığım bu kişilerin sözlerini kaleme alırdık. Verilen emeği bilmeyecek kadar da dingil değiliz. Ama bunu yapmadılar...

Ananı... Avradını...

Faili meçhul elektronik postalar...

Ananı... Avradını...

Bozuk Türkçe ile bizi nasıl eleştirirsin? Seni gazeteci yapanı...

Ananı... Avradını...

Şimdi bu güne kadar köşemde eleştirdiğim bütün insanlardan özür diliyorum. En gaddarca eleştirdiğim insanlar bile bana e-mail yoluyla ya da telefonla bir tek küfür bile etmedi. Bir kez bile bana hakaret etmedi.

Ama eleştirdiğim Milli Eğitim camiasından bazıları bana e-mail atıyor... Niye eleştirdim diye... Bu kentteki bütün medya kuruluşlarının mükemmel dediği organizasyonda şemsiyelerin rengini sordum diye ne anam kalıyor, ne de avradım… Bunu yapanlar, gençlerimizi eğitim için teslim ettiğimiz insanlar... Bunu yapanlar sözde eğitimci... Maşallah ana ve avrat kültürlerinde kendilerini iyi eğitmişler...

Ve işin kötü yanı, yönlendirilen öğrencilerden de küfür dolu mesajlar geliyor. Bazıları okullarda öğrencileri örgütleyip bize küfür ettiriyorlar. Bize öğrencilerden e-mail attırıyorlar. Oysa ben öğrencileri veya oradaki beden öğretmenlerini sorgulamadım. O şemsiyeleri masum ellere verenleri sorguladım. Sorgularken de tesadüf mü dedik. Hepsi o... Art niyetlisiniz desek, bu sportmen arkadaşlar her halde beni linç ederlerdi.

Beyler...

Aileler, size o çocukları benim 75 yaşındaki anama küfür ettirin diye size teslim ettirmedi. Siz çocukları örgütleyin diye de size teslim etmedi. Ama siz, size eğitim için emanet edilen öğrencileri kendinizi eleştiren bir kişiye küfür ettirmek için bile kullanmaktan kaçınmayan zavallılarsınız...

Adam olsanız gelir gazetede çayımı içerken bu renklerin tesadüf olduğunu izah edersiniz...

Buradan Sakarya Valisi Hüseyin Atak'a sesleniyorum. Okullarda öğrencileri örgütleyenlerin tespit edilmesini rica ediyorum. Kendi çıkarları için öğrencileri kullanan bu kişiler,  genç beyinleri yıkayıp bugün bana saldırtanlar, yarın başka işlerde de bu çocukları kullanabilirler.

Sakarya Emniyet Müdürlüğü, öğrencileri örgütleyenlerin tespiti için benim e- mail adreslerimi inceleyebilir.

Sık sık linç girişimleri yaşanırken, bence okullardaki bu örgütlenme hiç de hoş bir gelişme değil. Bu okullardaki örgütlenme acaba ne aşamada? Başında kimler var? Genç beyinleri nasıl etkileri altına alıyorlar diye sormak bile istemiyorum. Çünkü bu çok ürkütücü olur.

Tek temennim, bu kişilerin üç beş kişiden ibaret olması ve pırıl pırıl eğitim camiasına zarar vermemeleridir.

Türkiye gündemine linç girişimleriyle gelirken inşallah okullarda örgütlenen öğrenci olaylarıyla da gelmeyiz...

Bunu düşünmek bile istemiyorum…

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum