|
Hükümet erken seçim söylentileri devam ederken SSK ve Bağ-Kur prim borçlarıyla ilgili yeni bir düzenlemeye gitti…
Birikmiş prim borçlarının bir bölümünü affetti…
Bu işe sevinen, zordaki çok sayıda esnaf ve işadamı olduğunu biliyorum…
Gerçekten ekonomik sıkıntılar nedeniyle işini döndürebilmek için SKK ve Bağ-Kur prim borçlarının ödemesini sonraya bırakan işadamlarını ve esnaflar bir yana, borcunu özellikle ödemeyenler bu afla ödüllendirilmiş oldu…
SSK ve Bağ-Kur prim borçlarını zamanında ödeyebilmek için, devlete borçlu olmamak için sıkıntılara girenler ise bir anlamda cezalandırılmış oldu…
Bir örnek vereyim…
Bir işyeri kurulduğu günden bu yana, SSK primlerini ve vergilerini bir gün bile geciktirmiyor…
İşyerinin sahibi, yaşadığı tüm sıkıntılarına rağmen işçilerinin sigorta primlerini, vergilerini ödüyor…
Hiçbir lüksü yaşamı olmayan bu işadamı hayatını normal standartlarda sürdürüyor…
Bir başka işyerinin sahibi ise ne SSK primlerini ödüyor, ne de vergilerini…
Nasıl olsa, her seçim öncesi af çıkar beklentisi içindeki bu işadamı her seferinde haklı çıkıyor ve kazançlarının bir bölümünü yeni yatırımlara dönüştürüyor ve lüks içinde yaşamını sürdürüyor…
Bizim iktidarlar da ilk tanımlamadaki işyeri sahibini ödüllendireceğine, diğer tipteki işadamına kıyak geçiyor…
Hangi parti iktidara gelirse gelsin, zihniyetler hiç değişmediği için borcuna sadık işadamı hep cezalandırılıyor…
Adında adalet kelimesi olan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında bu anlayışın değişmesi gerekirdi…
Borcunu ödemeyen işadamına taksitlendirme kolaylığı getirilirken borcuna sadık işadamına da bundan sonraki SSK ve vergi ödemelerinde kolaylık sağlanabilirdi.
Sağlanmadı…
Ama zaman geçmiş değil…
AKP'liler eğer adaletli olmak istiyorlarsa, zaman geçmiş değil…
Bugüne kadar devlete olan borcunu zamanında ödeyenlere özel bir düzenleme yapmalılar…
Ömer Hayyam'dan!
Ali Kayabaşoğlu bin yıl önce İran'da yaşamış olan şair, filozof, matematikçi ve astronom Ömer Hayyam (1048-1122),'dan rubailer göndermiş… Sizinle paylaşmak istedim…
***
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel:
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
***
Felek ne cömert aşağılık insanlara!
Han, hamam, dolap değirmen, hep onlara.
Kendini satmayan adama ekmek yok:
Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya!
***
A beyim yoksa şu kalbinde muhabbet,
Ne çıkar, camide, yâ havrada zikr et.
Deli sevdadan eğer varsa nasibin.
Ne cehennem düşünürsün, ne de cennet.
…
Konservatuardan şikayet
Bugün bir okur mailinin bir bölümünü size aktarmak istiyorum…
Mail Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuarı ile ilgili…
Mail çok uzun…
Ancak buraya aldığım bölümü sorunu özetliyor:
"Bu maili size okulumu ya da bölümümü şikayet etmek maksadıyla değil de Türk medyasını, sizin gazetenizi bildiğim ve gördüğüm kadarıyla demokratik yapınız, ilerici ve evrensel anlayıştaki olaylara bakış açınızdaki olumlu düşünceleriniz sebebiyle yazmak istedim.
Öncelikle bu bir şikayet değil sesli düşüncedir.
Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuarda neler olduğunu anlayamadım ve anlayamayacağım da. Konservatuardaki yapı çağdaş bir Türk üniversitesi yapısıyla tam zıt orantıda işlemektedir.
Kişiler kendi menfaatleri doğrultusunda duygularıyla okul yönetmektedirler ve bu da Sakarya Üniversitesinin ve Sakarya ilinin dışarıdaki vitrini bizlere olumsuz yansımaktadır.
Lütfen hangi derslere kimlerin girdiğine, yeterliliklerine ve nelere göre derslere girildiğine bir bakınız."
Mailin diğer bölümlerinde ilginç ve somut iddialar var…
Onları buraya alarak polemik yaratmak istemiyorum…
Ancak Sakarya Üniversitesi yönetiminin de bu tür eleştirileri dikkate almasında fayda olduğunu düşünüyorum…
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
