Kızıyorum...

Sinirleniyorum...

Üzülüyorum...

İçim parçalanıyor...

Niye?

Basın olarak yaptığımız eleştirilerden birçok kişi nasibini almıyor. Bu kişiler nasibini almaz iken, bu kişilerin amirleri de sessiz kalıyor. Pasif kalıyor.

Şimdi bana kızan kızsın. Çok da tın...

Bu işin lamı cimi yok. Ben burada babanın hayrı için yazmıyorum. Mastürbasyon da yapmıyorum. Eksik gördüğüm olayları eleştiriyorum.

Doğrudur…

Yanlıştır…

Bu tartışılır.

Sen doğru söylersin biz de onu yazarız. Doğruyu beraberce buluruz.

İlle de benim yazdığım doğru diye bir iddiamız yok. Önemli olan gerçek doğruyu her iki tarafında hem fikir olduğu bir noktada bulmak... Bulamazsak da tartışmak bile demokrasinin bir gereğidir.

Geçen gün yazdım.

Devletin akaryakıtıyla bir makam sürücüsü her gün bir ilçeden bir ilçeye gidip geliyorsa bu bana göre yanlıştır. Bu bence devletin zarara uğratılmasıdır. Devlet her makam arabasının 7 kilometre gidip gelmesini karşılayacak kadar zengin olabilir. Ama bu para vatandaşın cebinden çıkıyor. Halk bundan rahatsız...

Karapürçek Kaymakamı Soner Karataşoğlu’nun bu uygulamadan bence vazgeçmesi gerekirken, tık yok. Hala makam arabası her gün bir ilçeden bir ilçeye yani makam sürücünün evinin bahçesine gidip geliyor.

Bazı internet sitelerine yazı yazanlar ise kaymakama tam destek veriyor. Kardeşim ben kaymakamın bütün işlerini eleştirmiyorum ki... İlçeye yaptığı kalıcı eserler var ise tebrik ederim. İlçeye yaptığı hizmetler var ise teşekkür ederim. Kaymakam gerçekten ilçe halkının gönlünü kazanmış, çalışkan bir insan da olabilir. Ama bu ona bazı etik olmayan hakları tanımaz. Sadece ona değil kimseye tanımaz. Öyle bir dünya yok.

Ben sadece tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan makam arabasının devletin akaryakıtıyla 7 kilometre gidip gelmesini eleştiriyorum.

Olay bu... Sapla samanı ayırt edin...

Aynı ben yeni moda olan kiralık araçlarla ailelerini gezdiren, özel işlerinde kiralık araçları kullananları da eleştiriyorum. Devletin resmi araçlarıyla çoluk çocuklarını okula gönderen ve devletin araçlarını servis araçları kullananları da eleştiriyorum.

Belediyeler ve kamu kuruluşlarının kiraladığı sivil plakalı araçları, birilerinin babasının malı gibi kullandığını yazdık. Ama ne valilikten ne de belediyelerden çıt çıkmadı.

Ayıptır...

Günahtır...

Beyler... Sigortanızı, maaşınızı, sosyal haklarınızı ödeyen devlet, size bunları makam arabalarını babanızın malı gibi kullanın diye yapmıyor.

Beyler... Devlet size verdiği üst düzey makamları, şirin gözükün, kendini bilmez kişilere göz yumun diye sunmadı. Hata yapanın gereğini yapacaksınız. Öyle etliye sütlüye dokunmadan bu işler olmaz. Kimse devleti zarara uğratamaz. Kimse devleti zarara uğratana seyirci kalamaz.

Kardeşim...

Devlete 1 YTL borcu olan vatandaş cezaevine giderken, birilerinin devletin malını, parasını savurmasına kızıyorum.

Deliriyorum.

Hele bu işe dur diyeceklerin, bu işlere seyirci kalmasına çıldırıyorum.

Kardeşim...

Ben devletimin zarara uğratılmasını içime sindiremiyorum...

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum