Sakarya, Perşembe sabahı gerçekleştirilen operasyonun yankılarıyla sarsılmaya devam ediyor…
Operasyonda gözaltına alınan zanlılardan 31'i dün sabah İstanbul'a götürüldü…
Bu yazının kaleme alındığı saatlerde, zanlıların ifadelerinin alınması işlemi tamamlanmıştı.
5 Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadeleri alınan zanlılardan hangilerinin Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edileceği, bunlardan hangilerinin tutuklanacağı belli değildi…
Hiç tutuklama olmasa da bu operasyon birçok açıdan çok önemli ve sarsıcı…
Operasyonu önemli kılan, hiç kuşkusuz gözaltına alınan kişilerin kimlikleri…
Sakarya'da ilk kez bir Vali Yardımcısı (Haluk Nuri Ballı) gözaltına alınıyor…
Sakarya'da ilk kez Belediye'nin üst düzey yöneticisi (Rıdvan Duran) gözaltına alınıyor…
Sakarya'da ilk kez bir Sakaryaspor'da Başkanlık yapmış isim (Musa Genç) gözaltına alınıyor…
Sakarya'da ilk kez bir partinin Genel İdare Kurulu üyesi(Erdal Taşkın) gözaltına alınıyor…
Bu kimlikler nedeniyle de operasyonda ilkler yaşanıyor…
Örneğin sıradan bir operasyon yapıldığında bile operasyon adlandırılırken, bu operasyona nedense Emniyet bir isim veremedi…
Operasyona Emniyet isim veremediyse de basın bir isim bulabilirdi…
Ancak basının büyük çoğunluğu da operasyonun ne olduğunu tam olarak anlayamadığı için veya işine öyle geldiği için operasyondan uzak durmaya çalıştı…
Sıradan operasyonlarda gözaltına alınanların görüntülerinin çekilmesi için Emniyet tarafından özel ortam yaratılırken bu kez bazı isimler titizlikle korundu…
Aynı şekilde gariban zanlıların fotoğraflarını ve isimlerini yayınlamakta mahzur görmeyen bizim meslektaşlar bu kez etik(!) davranmayı uygun buldular…
Daha önceki operasyonlarda rakamsal bilgilerle açıklama yapmayı seven yetkililer bu operasyon sırasında basınla görüşmemek için köşe bucak kaçtı…
Bazı genç arkadaşlar da, operasyonla ilgili haber bekleyen okurlarına haber vermek yerine bizimle sataşmayı tercih ettiler…
Emniyet'in ve diğer yetkililerin bilgi vermemesiyle ilgili gerekçe hazırdı:
"Operasyon İstanbul'undu"
Oysa biz birçok kez İstanbul'un operasyonlarına sahiplenildiğine şahit olmuştuk…
Topu taca atmanın kolay yoluydu, işi İstanbul'a havale etmekti…
Öyle yaptılar…
 Bu eleştirilere rağmen Sakarya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürlüğü ekiplerinin çok temiz bir iş çıkardığını söylemek gerek…
Alparslan Hersanoğlu'nun yönetimindeki ekipler, tüm siyasi müdahalelere rağmen işlerini gerektiği gibi yaptılar, operasyonu başarıyla tamamladılar…
Aynı şekilde basınla ilgili onca eleştirimize rağmen, operasyonla ilgili haberleri ayrıntılı bir şekilde duyuran gazeteler yok muydu?
Elbette vardı…
Onları da takdir etmemek olmaz…
Yazının sonuna doğru gelirken başlıktaki "Operasyonun neden adı olmadı?" sorusuna dönelim…
Aslında soruyu bir tarafa bırakıp, operasyona isim arayalım…
Bu operasyon en baştan beri yazdığım gibi sadece Adapazarı Şeker Fabrikası'yla sınırlı değil…
Operasyonun en önemli ayağında Vali Konağı arazisi var…
Bu iki ana konu nedeniyle operasyona "Şeker-Konak operasyonu" adı verilebilir…
Gözaltına alınanlardan Vali Yardımcısı Haluk Nuri Ballı, Bolu'dan Sakarya'ya atandığı günden bu yana kendisine çok "derin adam" izlenimi vermeye çalışıyordu…
Ballı bir müteahhitle gittiği İtalya gezisiyle ilgili kendisini aradığımda bana geziye katılanların tamamına yakının istihbaratçı olduğunu belirterek kendisine de böyle bir hava vermeye çalışmıştı…
Bu nedenle operasyona "Derin operasyon" denebilir…
Operasyon bir matkap gibi derinlere indiği için " Matkap operasyonu" adı verilebilir…
Büyük bir gizlilik içinde yürütüldüğü için operasyona " Sır operasyon" diyebiliriz…
Gözaltına alınan kişilerin ilişkilerindeki karmaşıklık nedeniyle "Sarmaşık operasyonu" adı da verilebilir…
Sizce son yılların en büyük operasyonunun adı ne olmalı?
Cevaplarınızı bekliyorum…

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum