|
Meslek hayatım boyunca Adapazarı Şeker Fabrikası'yla çok yakından ilgilendim. Basın danışmanlığını yapmadım ama bir çok kez haberini yaptım. Çünkü Şeker Fabrikası'nın bu kentte ekonomik ve sosyal anlamda ne kadar katkısı olduğunu iyi bilenlerdenim.
17 Ağustos depremi sonrasında ise fabrikanın bacasının tütmesi için biz de yaptığımız haberlerle çorbada tuzumuz olsun istedik. Birçok olay, aşama, kargaşa ve ihtilaflardan sonra fabrikanın bacası tüttü. Bu bacanın tütmesinde katkısı olan herkesi kutlarım.
Ancak bir zamanlar meşhur bacasının tütmesiyle gündeme gelen fabrika, bu sıralar arsalarıyla gündeme gelmeye başladı. Bu bence hiç de hoş olmayan ve içinde rant kokan bir gündem...
Fabrikanın 287 dönümlük arsası Şeker Camii ve Çark Deresi'ne giden yolla beraber 284 dönüme düştü. İddialara göre Büyükşehir Belediyesi yaptığı 18. madde yani şuyulandırmayla beraber arsaların yüzde 33'lük kısmını almıştı. Adapazarı Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mülayim bunu yalandı.
Ben başkan Mülayim'e inandım. Ama önümüzdeki aylarda Büyükşehir Belediyesi'ne yüzde 33'lük kısım verilirse, başkanın samimiyetinden şüphe duyarım.
Buraya kadar yaşananları kaba hatlarıyla hatırladık.
Gelelim mevzuya...
Şeker-İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Oğuz Kalay ile dün gazetede sohbet ettik. Başkan Kalay, sendika olarak fabrikaya bakış açıları "Fabrika olmaz ise sendika zaten olmaz" olduğunu söyledi.
Fabrikanın arsalara göz diken değil, üretime yönelik bir ortak ile içinde bulunduğu sıkıntıyı aşabileceğinin altını çizen Kalay, çiftçinin yönetime güveni kalmadığı için pancar ekmek istemediğini dile getirdi. Sendika olarak pancar çiftçisine ,"Pancar ekin. Yönetim vermez ise devlet parasını verir" diyorlarmış.
Kalay, "Fabrika yönetimi 2 taksidi ödedi, kalan ikisini ödeyemiyor. Devletin burada devreye girip, bu borcu 20 yıla ötelemesini istiyoruz. Bu fabrika için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde fabrika borcunu ödeyemeyecek ve banka arsaları elden çıkartacak. Bizim bütün düşüncemiz fabrikanın çalışması içindir "
Kalay " Bizim 439 işçimizi çıkartan yönetime şahsi bir kinimiz yok. Onlarla işimiz yok. Hatta fabrikada sendikalı işçilerimiz olmasına rağmen bunu işten atacakları için deşifre bile edemiyoruz. Ama yine de kimse ile işimiz yok. Fabrikanın çalışma noktasında üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Fabrikası bu kentin ekonomisinin Titanik'i dir. Bu titanik batarsa, ilin ekonomisi büyük yara alır" diye konuştu.
Olaya tek taraftan bakmak benim tarzım değildir. Ancak başkanın anlattıkları arasında, beni en çok "Fabrikaya çiftcilerin güveni kalmadı" sözü etkiledi. Bu iddia eğer doğru ise, fabrika için çok üzücü bir durum...
Trilyonluk bir fabrikaya çiftcinin güveni kalmaz ise, bu fabrika nasıl yaşayacak? Bacası tüten Adapazarı Şeker Fabrikası’nın güveniyle, iş gücüyle, çalışma azmiyle gündeme gelmesi gerekir.
Ancak ne yazık ki, banka borçları ve arsalarıyla gündeme geliyor.
Acı değil mi?
Bence çok acı...
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
