|
Geçtiğimiz hafta, şehrin yoğun gündeminden sıyrılıp bir Geyve gezisi yaptım…
Geyve muhabirimiz Namık Cihan ve arkadaşlığımız çok eskilere dayanan İlçe Özel İdare Müdürü Resul Şenel'in davetiyle yeşillikler içinde güzel bir gün geçirdim…
Yoğunluk-yorgunluk derken o güzel günü yazmak bugüne kaldı…
2005'te ilçeye atanan Kaymakam Seyfettin Azizoğlu önderliğinde ilçede yapılan yatırım hamlelerini gördükçe, ilçenin geleceğinin aydınlık olduğunu gördüm…
İlçede son birkaç yılda yapılan okullarla neredeyse okul sorunu tümden çözülmüş…
Köylere Hizmet Götürme Birliği kanalıyla yapılan okular, sınıf mevcutlarını Türkiye ve Sakarya ortalamasının altına düşürmüş…
İlçede eğitimin kalitesi bir hayli artmış…
Seviye tespit sınavlarında artık Geyve'nin okulları ön sıralarda yer alıyor…
Köylere Hizmet Götürme Birlikleri'nin iyi niyetli insanların elinde olduğunda, nasıl iyi işler yaptığını Geyve'de gördüm…
Bir çok yerde hizmet götürme değil, götürme(!) amaçlı kullanılan birlik, burada gerçekten iyi hizmetler vermiş…
Birliğin yaptığı bir Öğretmenevi ve Kültür Merkezi var ki sormayın gitsin…
Bizim il merkezinde böylesi bir mekan yok…
Muhtemelen bir çok ilde de yoktur…
Konferans salonu, kütüphanesi, restoranı, lokali, modern konaklama imkanıyla Geyve'ye kazandırılmış bir güzel bir eser…
Bayındırlık rakamlarına göre keşif maliyeti 1 milyon 500 bin TL olan bu bina 700 bin YTL'ye bitirilmiş…
Kaymakam Seyfettin Azizoğlu binayı gezdirirken, inşaatı yeni yapıyor gibi heyecanlı…
Ankara'dan kaynak sağlarken yaşanılan zorlukları bittiğinde yaşadıkları mutluluğu bir bir anlatıyor…
Azizoğlu'yla ilk kez sohbet etme imkanı buldum…
Gördüğüm kadarıyla devletini seven, milletin zenginliklerine sahip çıkan, çalışkan bir bürokrat…
İlçe ekonomisinin tarım üzerine kurulu olduğunun farkında…
Bir yandan ilçenin eğitim ve sağlıktaki fiziki mekan sorunlarını çözmeye çalışırken bir yandan da tarımda verimi arttırmak için projeler üretiyor…
Bu çalışmalarında Milletvekili Şaban Dişli'nin kendilerine büyük desteği olduğunu söylüyor…
Bir ekip çalışmasıyla başarıyı yakaladıklarını anlatıyor…
Birlikte olduğumuz süre içinde, ekibiyle kurduğu diyalog bunu gösteriyor…
Öğretmenevi'nin oldukça şık restoranında öğle yemeğimizi yerken adeta bir ilçe turu yaptırıyor…
Okulları, sağlık ocaklarını, hastaneyi, sulama göletlerini, dağıtılan zeytin fidanlarını, fakir köylülere verilen süt sığırlarını bir bir anlatıyor…
O'nun heyecanını biz de neredeyse yaşıyoruz…
Yemek sonrası Kaymakam Seyfettin Bey'le vedalaşıp ayrılıyoruz…
Sulu tarım sevinci
Kaymakam Azizoğlu toplantısı olduğu için köylere gelemedi ama, kendisinin köylere giderken kullandığı pikabı bize tahsis etti…
Daha az sarsıntılı olacağı gerekçesiyle bana şoför mahallinde oturmamı tavsiye etti…
Yol boyunda Özel İdare Müdürü Resul Şenel, bizim Namık Hoca ve araç sürücümüz Mehmet Arış'tan köylere yapılan yatırımları dinliyorum…
2 yıl içinde 200 kilometreye ulaşılan köy yolu çalışması kendini gösteriyor…
Beyaz İsmail'in Umurbey Köyü'ndeki çiftliği ilk durağımız…
15 dönümlük çiftlikte olmayan meyve yok gibi…
Kirazından, ayvasına yok yok…
Çiftliğin kapısı açık…
İsteyen girip, istediği kadar meyve yiyebiliyor…
Aslında Geyve'de tüm yol boylarındaki meyve ve çilek bahçeleri için aynı şeyi söylemek mümkün…
Geyve köylüsünün gözü tok, eli açık…
" Doya doya yemek serbest, toplamak yasak" diye anlatıyor kaptan şoförümüz…
Rakım yükseldikçe arada bir durup Geyve boğazının eşsiz manzarasını seyrediyoruz…
Yeşilin her tonu, birbirine kilometrelerce uzaklıktaki köyler tadına doyulmaz görüntüler oluşturuyor…
Çine ve Akdoğan Sulama göletlerine gidiyoruz…
Çine'yi Geyve Köylere Hizmet Götürme Birliği yapmış…
Akdoğan'ı İl Özel İdaresi ihale etmiş…
Set dolgusu devam ediyor….
5 bin dönüm arazi sulama imkanı bulacak Akdoğan göletiyle…
Verimin 3'e 4'e katlanması bekleniyor…
Bunların haricinde biri hayvancılık amaçlı 3 gölet daha yapılıyor…
Birkaç yıl içinde gölet sayısının 10'a çıkarılması hedefleniyor…
Böylece Geyve'de neredeyse tüm araziler sulu tarım imkanına kavuşacak…
…
Geyve köylüsü 11 ay çalışıyor
Geyve gezimizde iki köye uğradık…
İkisi de ilçenin büyük köyleri…
Biri Akdoğan 120 haneli ve 800 nüfuslu…
Diğeri Umurbey 200 haneli ve bin nüfuslu…
Akdoğan daha yükseklerde kalmış bir köy…
Gölet köylünün umudu olmuş…
Tarlaların veriminin artacağını biliyorlar…
Damla sulamaya gölette sular birikmeye başladıktan sonra geçmişler…
Daha ilk ayları ama, şimdiden mutlular…
Zaten gölet alanı içinde kalan araziyi de köylü karşılıksız vermiş…
Bir köylü arazisini vermemiş.
O köylünün 10 dönümlük arazisinin etrafı kazılmış…
Sanırım birkaç ay içinde köylü vatandaş arazisine kayıkla gitmek zorunda kalacak…
Sorum mahkemelik olmuş, nasıl çözülür bilmiyorum…
Umurbey Köyü ise Geyve'nin en zengin köylerinden biri…
Meyvecilik çok yaygın…
Köylüler başka yerlerdeki gibi 1 ay çalışıp 11 ay yatmıyor…
Burada 11 ay çalışıp, belki kar-kışta 1 ay istirahat ediyor…
Toprak bu çalışmanın karşılığını veriyor…
Adeta bereket fışkırıyor…
Ancak Umurbey muhtarı Osman Ünal, köyde yaptırdığı güzel parkta, Büyükşehir Belediyesi'nin uygulaması nedeniyle bu yıl kiraz ve çileğin para etmediğini söylüyor…
Şehir girişindeki kontroller nedeniyle hiçbir pazarcının köylerine gelmediğini anlatıyor…
Bizim bu sohbetimizin ardından yaşanan dolu felaketinin ardından o köylerin halini düşünmek bile istemiyorum…
O güzelim kiraz ağaçları, o çilek bahçeleri ne haldedir şimdi…
İnşallah devlet devletliğini gösterir, de köylünün doludan kaynaklı zararını karşılar…
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
