|
Pazartesi, 30 Haziran 2008 |
|
İnsan bazen istemeden de olsa yanlışlıklar yapar. Hataya düşer. Bu her bireyin başına gelebilir. İlgili ilgisiz her konuda herkesin konuştuğu ve yorum yaptığı ülkemizde son yıllarda yeni bir laf çıktı; "Ağzı olan konuşuyor."
Örnek mi?
Hendek Belediye Başkanı Ali İnci' yi 1990 yılından beri tanırım. Azimli, renkli ve dürüst bir kişiliği olan Başkan İnci, bulunduğu yere çok çalışarak geldi. Gelirken de şeffaf ve dürüst olmayı kendine ilke edindi... İnci'nin eksikleri de olsa Hendek halkı kendisini ne kadar sevdiğini bir kez daha gazetemizin yaptığı ankette gösterdi.
Saadet Partisi Sakarya İl Başkanı İsmet Aksoy kısa bir süre önce, İnci'nin ihaleleri yakınlarına verdiği iddiasıyla "sahtekar" ifadesini kullandı.
Buradan İnci'nin avukatlığını yapacak halim yok. Ancak bir gazeteci olarak bu cümleyi Aksoy'a yakıştıramadım. Bu cümle hem onun kendisine, hem de partisine yakışmadı...
Aksoy gibi efendi bir insana yakışmadı...
Bu cümle Aksoy’un ağzından bir anda çıkmış olabilir. O zaman özür dileyeceksin.
Haaaaa...
Aksini düşünelim...
Bir başkanı sahtekarlıkla suçlayacak kadar bir şeyler biliyorsan, gidip savcılığa suç duyurusunda bulunacaksın. Yüce Türk adaleti elbette her zaman olduğu gibi, bu konuyla ilgili gerekeni yapacaktır. Öyle basın yoluyla bu tip çıkışlar bence popüler yaklaşımlardır.
Başka bir örnek...
Sakarya Emniyet Müdürlüğü' nün yaptığı operasyon sonrasında herkes kıçından bir şeyler uyduruyor. Yurt dışı yasakları, vali yardımcısıyla şu samimi olduğu için yakında alınacak, bir arazi şu kadara satılmış, polis onu aldı, bunu aldı bombaları tek tek patlıyor. Adam bir yalan söylüyor, yalanı kentte iki tur attıktan sonra kendisi bile bu yalana inanıyor.
Oysa hepsi birilerinin uydurması...
Bazen de bir siyasetçi seçim çalışmalarında onlarca proje sunuyor. Ama içlerinden üç veya beşini hayata sokuyor. Ya da vekiller, "Her ay basınla bir araya gelip kamuoyunu yaptığımız işlerle ilgili aydınlatacağız" diyor. Ama bunların hepsi vaatlerde kalıyor. Soruyorsun vekile, "Çok yoğunuz."
Pardon ama vekil olurken çok yoğun olacağını hiç düşünmedin mi? Konuşurken iyi de benim gibi bir dingilin bir gün bunu önüne koyacağını hiç aklına getirmedin mi?
Dedik yaaa… Ağzı olan konuşuyor…
Ülkeyi yönetenler bile; "Ekonomi öyle böyle olacak" diye esiyor. Ama işyerleri tek tek kapılarına kilit vuruyor. Esnaf perişan. Sanayici kara kara düşünüyor. Millet geçim derdini düşünmekten ailesini, eşini dostunu hatta cinsel yaşantısını düşünemez hale geldi.
Sizin anlayacağınız bu ülkede ağzı olan herkes konuşuyor. Konuşsunlar tabii... Bence mahsuru yok ve benden de izin alacak halleri yok... Ama küçük bir hatırlatma yapayım. Bugün ağzından çıkanı kulağın duymaz ise, yarın ağzının içindeki dilin paslanabilir (!)
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
|
|
= Resimli ilanlar
