Asker ve polis bu sıra durmadan çalışıyor.

Aklınıza hemen derin operasyon gelmesin.

Yada ülke gündemini meşgul eden Ergenekon operasyonu, yolsuzluk, usulsüzlük de gelmesin. Gerçi artık 3 şapkalıyı bir arada görsek, aklımıza hemen bunlar geliyor.

Neyse...

Bugün onları değil zehir tacirlerini bu köşeye konuk edelim dedik. Sakarya Valiliği'nden her gün gelen Polis ve Jandarma bültenlerinin birinci sırasında dişi Hint keneviri ve haşhaş ekimi ön sırayı alıyor.

Hendek'in bilmem ne köyünde aldığı ihbarı değerlendiren jandarma, filancaya ait bahçede 299 kök dişi Hint keneviri ele geçirdi.

Akyazı'nın falanca köyündeki fındık bahçesine baskın düzenleyen jandarma şu kadar ekili dişi Hint keneviri buldu. Aynı kişinin evinin bahçesine de baskın düzenleyen ekipler, yine kubar esrar ele geçirdi.

Adapazarı kent merkezinde bir ihbarı değerlendiren polis, 3 kavanoz esrar ele geçirdi. Olayla ilgili 4 kişi gözaltına alındı.

İşte bunlar ve bunlara benzer bir çok olay bültenlerde yer alıyor. Güvenlik güçlerinin yoğun çalışmasına ve bir çok kişinin yakalanmasına rağmen bu işlerde bir azalma oluyor mu ?

Yooo...

Zehir ticareti tam gaz sürüyor. Bir yandan güvenlik güçleri bu kişileri yakalayıp cezaevine gönderse de, daha önceden cezaevine giren ve çıkanlar bu işe kaldığı yerden devam ediyor.

Adam bu işe başını koymuş. Çünkü bu işte rant var. Bu rantta bilinçsiz ve eğitimsiz insanların uyuşturucuya yönelmesinden kaynaklanıyor. Aileler artık çocuklarını kontrol altına almakta zorlanıyor. Çocuğunuza "Şu saatte eve geleceksin" deseniz bunalıma giriyor. Yakın arkadaşını beğenmediniz ve "Onunla gezme" dediniz. Okula giderken çocuğu izlemek ve kontrol etmek de zor. Zaten ekonomik sıkıntı, iş, güç derken zamanınızda olmuyor.

Sizin anlayacağınız çocuğunuzu tam kontrol ve disipline almaya kalktığınız anda çocuk kesin bunalımda...

Bir de aile büyükleri, çevre ve evin hanımı, "Sıkma çocuğu" telkininde bulunurlar. Tamam çocuğu sıkmayalım da sokakta onu bekleyen torbacıdan bu çocuğu kim koruyacak. Polis mi?

Sevdiğim polis şefi abim, "Cumalı ben 16 veya 18, hatta 25 yaşındaki bir çocuğu uyuşturucudan yakaladığım zaman çok üzülüyorum. İçim parçalanıyor. Kanunen görevimi de yapsam genç ve pırıl pırıl bir insanın sicilinin bozulması beni yaralıyor" dedi.

Sözün özüne gelirsek...

Eğer bir çocuğunuz var ise ne olur bu çocuğunuzun yakın çevresini, nerede ve kimlerle gezdiğini iyi analiz edin. Çocuğunuzla iyi bir arkadaş ve iyi bir dost olun. Bir gün onu Adliye koridorlarında görmek istemiyorsanız şimdiden onu kazanın.

Yoksa geçen gün Adliye bahçesinde bana sarılarak ağlayan bir abimin haline düşersiniz. Adliye önünde bir gazeteciye sarılıp ağlamak önemli değil. Asıl önemli olan cezaevine giden gencecik bir fidanın hayatının kararmasıdır...

Özür ve tebrik...

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran ile daha başkan seçilmeden önce bir gazeteci olarak çalışmaya başladım. Yıllardır tanıdığım ve saydığım Başkan Duran'ın dünya evine giren oğlu Mehmet Duran ile Ebru Duran' nın düğün törenine görevli olduğum için katılamadım. Bu kabahatimden dolayı Başkan Duran ile eşi Nesrin Duran'dan özür diler, Duran ailesini tebrik ederim...

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum