|
Vallahi üzülüyorum. Billahi üzülüyorum |
|
Perşembe, 10 Temmuz 2008 |
|
Sakarya'da gündem yine operasyona kitlendi.
Bu kez ihaleye fesat karıştırdıkları iddiasıyla 11 kişi Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından tek tek gözaltına alındı.
Yine evraklara el kondu...
Klasik bilgisayarlar toplandı...
Belgeler ve diğer doneler uzman ekipler tarafından incelenmeye alındı.
Polisin gözaltına aldığı isimler arasında ilimizin tanınmış iş adamları ile Sosyal Hizmetler çalışanları var.
Pes doğrusu...
Harbiden pes...
Bu ne yaaa...
Arkadaş, bu nasıl iş?
Bu ne rezalet?
Bu ne ayıp?
Sakarya'ya ne oluyor?
Polis operasyondan operasyona koşuyor.
Bu kent bu kadar mı kirlendi? Benim doğduğum, büyüdüğüm, ekmeğini yediğim, çocuklarımı yetiştirdiğim memleket bu kadar kirli olamaz...
Polis kimi alsa " Benim suçum yok" diyor. Tamam... Sen suçsuzsun. Senin yanındaki de suçsuz. Hatta öteki de suçsuz.
İyi de kim suçlu?
Sakarya böyle de, memlekete bakıyorsunuz... Durum aynı...
On dakika da bir operasyon var. Güvenlik güçleri alayını topluyor. Sonra birileri çıkıyor," Bana komplo kuruldu" derken, kimisi, " Bu bir oyun "diyor. Öteki ise pişkin pişkin" Ben filancanın kurbanıyım "diyor.
Arkadaş, bu memlekette herkes bu kadar masumsa, bu yapılan operasyonlar nasıl yapılıyor? Bir operasyon yapmak ve bir masum insanı gözaltına almak bu kadar kolay mı? Hadi diyelim bir kişiyi, iki kişiyi, üç kişiyi, dört kişiyi yanlışlıkla gözaltına aldın.
Abi son yıllarda gözaltına alınanların sayısını ben bile unuttum. Kaldı ki, artık polis veya jandarma kimseyi kuru kuru gözaltına almıyor. Önce mahkeme kararıyla teknik takip yapıyor. Olayı delillendirdikten sonra birilerinin tepesine basıyor.
Sakarya öyle bir hale geldi ki, ben artık korkmaya başladım. Hatta karamsarım. Hatta ve hatta kiminle dostluk kuracağımı bile kestiremez oldum. Şaşkınım abicim şaşkın…
Bir memlekette bu kadar filim döner mi yaa?
Eskiden böyle şeyler olmazdı.
Şöyle bir maziye bakın...
Türkiye'nin yakın tarihine damgasını vuran ve dünyaca tanınan rahmetli Vehbi Koç ile Sakıp Sabancı'nın hayatına bakın. Her ikisi de dünya zenginleri arasında yerini aldı. Ama bu iki değerli insan hiç bu işlere karışmadı.
Bu işlerde adları bile geçmedi.
Şimdiki zenginlere sabah selam veriyoruz, akşam emniyetten çıkarken fotoğraf çekiyoruz.
Üzülüyorum.
Vallahi üzülüyorum. Billahi üzülüyorum.
Doğma büyüme bir Sakarya çocuğu olarak, memleketimin bu kadar kirlenmesine hem üzülüyorum, hem de içime sindiremiyorum.
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
|
|
= Resimli ilanlar
