On bir ayın Sultanı Ramazan'ı şerif'e girmek üzereyiz.
Razaman denince akla oruç, zekat, fitre, ibadet, pide, iftar, sahur ve Ramazan'a has sohbetler gelir. Ama benim aklıma belki de işimle ilgili olarak bunların dışında kumar da geliyor.
Evet mekanların kuytu köşelerinde sahura kadar oynanan kumar Ramazanla beraber hız kazanır.
Kimisi 'Razaman gelse de ibadet etsek' diye iç çeker.
Kimisi ise ' Ramazan gelse de gece kumar oynasak' diye sabırsızlanır.
Razaman geceleri kumar oynananların sayısı en az ona katlanıyor. Köy hahvelerinde tombala, kent merkezinde ise çanak oynayanlar sahura kadar kumar masalarından kalkmaz bilmezler.
Hatta bir köyde bulunan bir otobüsün koltukları sökülerek masalar kurulduğu ve seyyar kumarhane yapıldığı rivayetlerini bilmeyen yoktur. Bu güne kadar hiç yakalanmayan Kumar otobüsü çok sıkı referansla aldığı yolcularla beraber hareket eder. Yakalanma riski nedeniyle sürekli gezen otobüs sahura karşı yolcularını kent merkezinde indirir. Her Ramazan ayında dinlediğimiz bu kumar otobüsü bu güne kadar ne hikmetse yakalanmadı.
Neyse...
Her ramazan ayında kumar illetine çocuk çocuğunun rızkını kaptıranlarla ilgili olarak Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü ile Sakarya İl Jandarma Komutanlığı yine sıkı tedbirler almıştır. Ama bu iş poliseye tedbirlerle bitmez.
Mübarek ramazan ayında ailesinin rızkından kesik kumar masalarına para yatıran bu zavallıları aileleri ihbar etsin.
Evet...
Özellikle kumarbazların eşlerine buradan sesleniyorum. Eğer eşinizin kumar oynadığından şüpheleniyorsanız 156 Jandarma imdat ve 155 Polis İmdat telefonlarını arayarak aile rızkını kumara yatıran eşinizin takıldığı kumarhaneyi ihbar edin.
Hiç kormadan ve çekinmeden bu işi yapın. Yaptığınız ihbarlar tamemen gizli kalacağını da unutmayın. Buradan bir çift sözümde kumarbazlara var. Arkadaş benle çalışıp kazanmıyorsun. kendi işini yapıp kendin kazanıyorsun. Ama çoculuğun çocuğunun rızkını kumara yatırırken, hiç değilse o körlenmiş vicdanının bir köşesesinde kalan sesi dinle...
Gerçi sizin vicdanınızdan çıkacak sesi duymak için epey uğraşmak lazım. Ama o masun yavruların rızkını kumara yatırırken, eğer içinde insanlıktan kalan bir parça var ise bu illeti bırakırsın.
Hazır konu Ramazandan açılmışken, Razaman ayı ile beraber şimdi herkes iş yerinin önünde tatlı satmaya başlar. Nerede ve hangi şartlarda yapıldığı belli olmayan bu tatlıları alan vatandaş da gıda terörüne evindeki sofrasının baş köşesine koyar.
Geçen gün Adapazarı şekerciler ve pastacılar Odası Başkanı Halil Yaman ile görüştüm.
Başkan yaman da her Ramazan ayında yaşanan bu tatlı rezaletinden çok dertli ve halkı uyarıyor. Kimin ve hangi şartlarda üretim yapıp sattığının bilinmediğini belirten Başkan yaman;" Öncelikle her önüne gelen kişinin tatlı satmasından esnafımız rahatsız. Çünkü bizim olan bir işi herkes yapıyor. biz milletin işini yapmadığımız gibi bizim de işimizi kimse yapmasın. Ayrıca masa üzerine konulan ve hangi şartlarda üretildiği belli olmayan ürünleri halkımız katiyektle rağmet etmesin. Yetkilileri bu noktarda sıkı denetime davet ediyorum "diye konuştu.
Başkan Yaman haklı...
Her Ramazan aynı rezilliğe bu yıl bir önlem alınsın. Yanık yağlarla, pislik ve hijyen şartlarda yapılmayan tatlıları satışa sunanlara zabıta dur demelidir.
Ramazanda bir de camilere namaz kılmaya gelen cemaate bir çift sözüm var.
Arkadaş...
On bir ayın sultanı Ramazan ayında ibadet yapmaya geliyorsun. İslamiyeti doya doya yaşıyorsun. Ama Teravi namazına gelirken çoraplarınızı mümkün olduğu kadar değiştirin. Gün boyu terleyen ve kokan ayaklarınızla sizin gibi ibadet yapmak için camileri dolduran cemaati günağa sokmayın...
Senin arkanda namaz kılan bir müslümanın burnunun direğini kırmaya ne hakkın var. Ayaklarını yıka, çorabını değiştir ve adam gibi ibadetini yap.
Sen sevaba girerken, cemaatte günağa girmesin...

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum