|
Türk siyasi tarihinde pek örneği yaşanmamış bir olay yaşandı dün…
Yolsuzlukla suçlanan bir siyasetçi görevinden istifa etti…
Bu siyasetçinin Sakarya Milletvekili olması, bizim açımızdan önemli…
Yenihaber aylardır Şaban Dişli'nin akrabalarına ait Sırma Su'yun kaçak fabrikasıyla ilgili Hollanda'da bir bankanın üst düzey yönetimini bırakıp, bir siyasi partinin üst düzey yönetimine geçen, Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, AKP Genel Başkan Yardımcılığı ve MKYK üyeliği görevinden istifa etti…
haberler yaparken birden Silivri olayı ortaya çıktı…
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu Dişli'nin Silivri'deki bir arazinin imar değişikliği karşılığında 1 milyon dolar rüşvet aldığını iddia etti…
Kılıçdaroğlu bu iddiasının peşini hiç bırakmadı…
Ardında bizim Sırma Su haberlerimizi Türkiye gündemine taşıdı…
Ulusal gazeteler Sırma Su ve Silivri iddialarını birbirine ekledi.
Şaban Dişli kendini savunmakta zorlandı…
Partililerini bile suçsuz olduğuna inandıramadı…
En son MKYK toplantısında en yakın arkadaşlarının bombardımanı sırasında Başbakan da sessiz kalınca istifa etmesi gerektiğini anladı…
Şimdi sıradan bir milletvekili…
Yakın çevresine milletvekilliğinden de istifa edeceğini, sonrasında hukuki mücadele başlatacağını söylemiş…
İstifası sonrası yaptığı yazılı açıklamada hukuki mücadeleden söz eden Şaban Dişli, eğer kendisine bu denli güveni varsa, en başta Kılıçdaroğlu hakkında dava açabilirdi…
Açmadı…
Nedense, basın toplantısını izleyenler böylesi bir özgüven yakalayamadılar…
Hakkında böylesi bir suçlamada bulunulan kişi, eğer suçsuz olduğuna inanıyorsa, gider mahkemeye çatır çatır hakkını korur…
Ama Şaban Dişli mahkemeye gitmek için epey bir zaman kaybetti…
Dişli'nin kaybettiği sadece zaman değil, siyasi kariyerdi, kendisine duyulan güvendi…
Şaban Dişli, Başbakan Erdoğan'ın "İçimizde Avrupa'da yetişmiş, liberal düşünenlerimiz de var" dediği bir vitriniydi…
Başbakan çok yakın bir süre önce Şaban Dişli'nin annesinin cenazesine katılmış, annesinin tabutunu taşımıştı…
Şaban Dişli, Erdoğan için sıradan bir mesai arkadaşı değildi…
Erdoğan Dişli'ye güvenir, düşüncelerine itibar ederdi…
Şaban Dişli siyaseti bir türlü öğrenemese de Erdoğan, kendisine değer verirdi…
Peki Şaban Dişli böyle bir sonu hakketti mi?
Bu sorunun cevabını verirken adil olmak gerek…
Bir kere ben Silivri olayı, Sırma Su olayından daha basit buluyorum…
Eğer Şaban Dişli sadece Silivri iddiaları nedeniyle istifa etmek zorunda bırakıldıysa; Başbakan Erdoğan ve AKP MKYK üyeleri Sırma'daki yanlışların farkında değiller demektir…
Her ne kadar Davut Dişli, Sırma Su'da Şaban Dişli'nin müdahalesi olmadığını söylese de buna inanmak çok zor…
İmara kapalı bir alanda fabrika inşa edilmesine göz yumup, sonra buranın ruhsat alabilmesi için AKP'li belediyelere açık bir şekilde baskı yapmak Silivri'den aşağı kalır bir tarafı yoktur…
Bu noktada AKP, imara kapalı alanı Şaban Dişli istiyor diye imar açan belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri de sorgulamalıdır…
Yerel siyaset etkilenir
Bakan olacağı yönündeki söylentilerin arttığı bir sırada hakkında ortaya atılan iddialar nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Şaban Dişli artık sıradan bir milletvekili…
Dolayısıyla bundan sonra Sakarya siyasetinin şekillenmesinde etkisi diğer milletvekilleri kadar olacak…
Kendini aklamakta zorlanırsa, etkisi belki diğer milletvekilleri kadar bile olmayacak…
Bu durum yerel siyasetin geleceğini de önemli oranda etkileyecek…
Gelecekte Dişli'nin önlerini kesmesinden korkanlar artık daha rahat nefes alabilecekler…
Dişli'nin gücünü siyasette, bürokraside ve iş dünyasında kullananlar için bundan sonra sıkıntılı bir dönem başladığını söylemek de mümkün…
Bu kişiler artık arkalarında Şaban Dişli gibi bir gücün olmadığını bilmek zorundalar…
Yazı
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
