|
Polemik yapmayı çok sevmem ama bazen de polemiksiz olmuyor. Şimdi gündemde kına yakma polemiği var. En iyi kınayı kim yakar?
Kına muhabbeti nerden çıktı diye merak edenlere kısaca hatırlatayım.
Hastane yapımı nedeniyle boşaltılan lojmanlarda oturan Orman Bölge Müdürlüğü'nde çalışan memurlar basın mensuplarına, "Kına yakın" demiş.
Dün Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Yenihaber Gazetesi Genel Yayın Müdürü Sezai Matur da hastane yeriyle ilgili olarak mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı sonrasında memurlar için "Alın uygun gördüğünüz bir yerinize kına yakın" demiş. İşi sulandırmak gibi olmasın ama bu kentte en iyi kınayı Gazeteci Zafer tokuş yakar. Önce bir şey yapar. Sonra da iş işten geçince kınayı kıçına yakar.
Ortada bu kadar kına yakan var iken, ben de kusur kalmayayım. Bende kıçıma kına yakmak istiyorum. Vallahi hiç kıçıma kına yakmadım. Bu kez yakayım barii... Ama beni tanıyanlar bilir. Benim kıçım hayli büyük mümkünse siz önden yakın ben arkanızdan geliyorum.
Şimdi gelelim mevzuya...
Orman Bölge Müdürlüğü'nün bulunduğu alanda yapılacak olan 400 yataklı hastane için Bölge İdare Mahkemesi’ne memurların açtığı davada "Yürütmeyi durdurma" kararı çıktı.
Neden?
Kısaca özetlersek mahkeme heyeti yapılacak hastane binası çok katlı olduğu için yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Gerçi Büyükşehir Belediye Meclisi ada bazında kat yüksekliği yeniden düzenlemiş ve bu alana 6 kat izni vermiş. Ama mahkeme heyeti bu izni de göz önünde bulundurarak bu kararı veriyor.
Şimdi zamanda kısa bir yolculuk yapalım. Şu hafızamızı bir tazeleyelim.
Erenler Belediyesi tarafından yeni yaptırılan bir kültür sarayı var. Malum bu sarayın arka kısmı 1 kat fazla yapıldı. Herkes kıyamet kopardı. Kimi 'Devlet bunu yaparsa' derken kimi 'Akıllanmadık' dedi.
Herkes yazdı çizdi. Böylesine sağlam, dayanıklı, modern ve güzel bina için denmeyen kalmadı. Kaçak da kaçak...
Kaldı ki bu binayı yapan firma Kayın İnşaat... Hani 17 Ağustos depreminde Çark Caddesi'nin başında bulunan devasa binayı yapan ve o asrın felaketinden taş gibi çıkıp halen binlerce insanın halen alışveriş yaptığı 'Hilmi Kayın İş Merkezi'ni yapan Hilmi Kayın tarafından yapıldı.
Ayrıca ben o binayı Erenler Belediye Başkanı Cavit Öztürk’le gezdim. Eğer bu yeni bina depremde yıkılırsa, zaten bu kentte yaşamanın anlamı yok. Çünkü Adapazarı'nda taş taş üstünde kalmaz.
Neyse çektirmeyelim...
Erenler Belediyesi Kültür Merkezi'nin arka kısmındaki kata herkes tepki gösterdi.
Peki...
Şimdi soruyorum...
O zaman bu binaya tepki gösterenler şimdi yapılacak olan 6 katlı binaya niye tepki göstermiyor?
Arkadaş...
Adapazarı'nda 6 katlı hastane binası olur mu? Unutmayın... Depremde bizim binalarımız o kadar da çürük değildi. Ama alüvyon zemin, depremin etkisini ikiye, üçe katladı. Hal böyleyken alüvyon zeminde sen ne kadar sağlam bina yaparsan yap, ilk depremde ne olacağının garantisini sana kimse veremez.
Heeeee...
Japonlar suyun içine gökdelen de yapıyor. Ama adam gibi yapıyor. Bizim burada onu kim yapacak? Kaldı ki 6 katlı binaya izin verdin. O zaman aynı statüde inşaat yapan herkese bu kentte izni vereceksin. Türkçesi parası olan herkes, yeni yapılacak hastanenin kullandığı malzeme, işçilik, sistemi kullanarak 6 katlı bina yapabilir. Eğer 'Yok yapamazsın. Biz o izni hastane için verdik' dersen devlet eliyle çifte standart yapmış olursun.
Halk diliyle 'Ağaya beleş" olur ki, bu da hiç şık olmaz.
Gelin biz 6 katlı hastane binası yerine, 18 katlı hastane binası yapalım. Ama Camili, Karaman, Korucuk veya havası temiz Sapanca'ya yapalım. Yani zemini sağlam bir yere yapalım. Şimdi alana da 3 katlı bir hastane yapalım gitsin.
Başkan Matur' un da dediği gibi yollarda hastalarımız ölmesin. Yollarda insanlar can vermesin. İki memur sabahları bir saat uyumak ve iş çıkışı kanepenin üzerine kıçını 1 erken yayacak diye benim Hatice Ninem ölmesin. Hakkı amca yollarda can vermesin. Abi bu kente kimse ihanet etmesin. Ama her işi de adam gibi yapalım.
Bence doğrusu bu...
17 Ağustos depremi sonrasında yüksek katlı binalara uygulanan kıstasları değiştirmeyelim. Teknoloji her ne kadar buna izin verse de biz çifte standart uygulamayalım.
Mahkeme heyetinin '6 kat olmaz' kararını destekliyorum. Buraya 3 katlı bina yapılsın. Sonra bir gün gelir 1. derecede deprem kuşağında olan bu ilde yine felaket yaşanır.
İşte bu kez kınayı değil kıçınıza, o kıçınızın merkezine yaksanız ne fayda...
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
