Sapanca'daki içme suyu şişeleme fabrikalarına yönelik denetimlerde elde edilen bulgular ceza gerektiriyordu…
Denetim komisyonunun hazırladığı raporlar doğrultusunda Özel İdare yönetimi tespit edilen usulsüzlüklerle ilgili olarak fabrikalara verilecek cezaları Encümen'e sunulmak üzere bir dosya halinde hazırladı…
Bu dosyaya baktığımızda belirlenen usulsüzlüklerle ilgili olarak tespit edilen cezaların en alt limitlerden hesaplandığını görüyoruz…
Yani bu milletin içme suyunu kaçak olarak fabrikalarına aktaran ve oradan da millete parayla satanlar bir anlamda ödüllendirilmiş…
Vali Hüseyin Atak'ın denetimdeki hassasiyeti, cezalandırmaya yansıtılmamış…
Daha önceleri denetimler sırasında kollanan fabrikalar bu sefer cezalandırma aşamasında açık bir şekilde kollanmış…
Şimdiye kadar haklarında çoktan Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulması gereken fabrikalarla ilgili bu yönde bir çalışma yapılmamış…
Bu noktada İl Encümeni üyelerini uyarmak istiyorum…
Fabrikaların hortumladığı suda 70 milyon insanın hakkı var…
Özel İdare'nin kiraladığı miktarın çok üstünde su alan bu fabrikalara öyle bir ceza vermelisiniz ki, bir daha hiçbiri bu tür bir yanlışa yönelmesin…
Biliyorum ki, bu aşamada fabrikalar bir şekilde size ulaşmıştır ve sizi etki altına almaya çalışıyordur…
Orada vereceğiniz karar sırasında, bir başka dünyanın varlığını hiçbir şekilde unutmayın…
Eğer unutursanız, emin olun her şeyi gören Allah, hesap günü bunun hesabını sizden çıkartır…

Çok senaryo dinleriz

Bugünlerde siyasi kulisler hareketlendi…
Yerel seçimler yaklaştıkça da hareketlilik artacak…
Kulislerde ise seçimlere yönelik senaryolar çokça dillendirilmeye başlandı…
Herkes kafasına göre bir senaryo yazıyor, çevresine anlatıyor…
İnandırabildiğine inandırıyor…
Bizlere de bugünlerde çokça senaryolar anlatılıyor…
Bunların içinden hangilerinin gerçekçi, hangilerinin hayal üzerine kurulu olduğuna inanacağımıza şaşırıyoruz…
Bize gelen bilgilerin maniple edilip edilmediğini anlamak için azami gayret gösteriyoruz…
Bazen bizim de yanıltıldığımız oluyordur…
Adayların belirleneceği önümüzdeki günlerde daha çok dikkatli olmak durumundayız…
Ben gazetedeki arkadaşlarıma sürekli olarak siyasi senaryolara karşı dikkatli olmalarını öneriyorum…
Bu senaryoların bir parçası olmamalarını istiyorum…
Seçim sürecinden, kimsenin piyonu olmadan, yüzümüzün akıyla çıkmak için uyanık olmak durumundayız…

…
Her Çarşamba mı?

Cumartesi günü neşeniz olsun diye bir Tuncay Yılmaz'dan fıkra aktarıyorum…
Toplu sözleşme pazarlığından yeni çıkmış sendika başkanı,
salonda toplanmış isçilere ateşli bir söylev
çekmektedir:
- "Yoldaşlar! Yönetimle yeni bir sözleşme yaptık.
Bundan böyle haftanın dört günü daha çalışmayacağız!"
Kalabalık,
- "Yaşasııınn!" diye bağırır.
- "Çalışma saatimiz beşte değil, dörtte bitecektiiir!"
- "Yaşşaaaaaaa!!"
- "Çalışmaya dokuzda değil, onbirde başlayacağııızz!"
- "Helaaallll!!"
- "Maaşlarımız yüzde 150 artacaktıııırrr!"
- "Vaaaaaauuuuuvvvv!!"
- "Yalnızca çarşambaları çalışacağıııız!"
Bu sözün ardından derin bir sessizlik olur. Derken
arkalardan bir ses duyulur:
- "Her çarşamba mı?!!"

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum