|
Yine isyanlardayız...
İsyankar olduk...
Nasıl isyan etmeyelim ?
Soruyorum nasıl ?
Nasıl kafayı yemeyelim...
Gelen tokadı basıyor...
Giden tokadı basıyor...
Deplasmanda tokadı basıyorlar...
Kendi evimizde tokadı basıyorlar...
Aslında bizde tokadı basıyoruz. Ama bizim tokat şekli biraz farklı... Millet tokadı basıp 3 puan alıyor. Biz tokadı basıp üç puandan oluyoruz. Tabi alacağımız cezalar, bu işin cabası olacak...
Sakaryaspor'dan bahsettiğimi anlamışınızdır. Adam Manisa'dan geldi, çıktı, oynadı, yendi, gitti.
Şimdi herkes hakeme kızıyor.
Bende kızıyorum. Hatta köpürüyorum ama nafile kardeşim. Nafile... Elalem kilometrelerce yolu aşıp, sahada basıp gitti. Şimdi hakeme kızsan ne olur. Kızmasan ne olur. Dört dörtlük top oynadın da hakem mi kusur kaldı?
Ayrıca 100 kere dedik. Futbol zor bir maratondur. Sahada oynadığın futbol ile bu iş bitmiyor. Başkentte lobin olacak. Bu kenttin ileri gelenleri bu takıma sahip çıkacak. Sakaryaspor'un hakkını her platformda arayacaklar.
Bu kentin yetiştirdiği milletvekilleri, genel başkanlar, genel sekreterler, bürokratlar, işadamları, oda başkanları, dernek başkanları ve daha niceleri iki maça gelip, devre arasında geyik yapıp gidiyorlar.
Hepsi buuu..
Sonra takım kaybedince "Ahh vahh"
Hakem bizi yaktı...
Yakar tabi...
Dua edin de bir de kavurmadı...
Bir de işin caka kısmı var. Bu kentin ağır beyleri ve ağabeyleri, lafın yeri gelince kendilerinden hep övgü ile söz edilmesini isterler. “Biz Ankara'da öyle yapıyoruz… Böyle yapıyoruz”
Cart yapıyoruz...
Curt yapıyoruz...
Geç abi... Geç...
Görüyoruz sizin yaptıklarınızı... Bir takımınıza bile sahip çıkamıyorsunuz. Bir de bizden övgü bekliyorsunuz.
Başka?..
Başka bir isteğiniz varsa söyleyin. Çekinmeyin canımmmm... Ne de olsa siz önemli insanlarsınız.
Kardeşim, günümüzde bir takımın lobisi yoksa, gelir elalem böyle maçı alır gider. Hakem de buna çanak tutar...
Bir de işin teknik boyutu var. İşte o noktada çok söz sahibi değilim. Bu kentte spor yazarları var. İşte ilk on bir öyle olmalıydı. Sahaya 4-4-2 gibi çıkılmalıydı. İkinci yarı şunun yeri burası, bunun yeri orası olmalıydı. Şu adam geç çıkartıldı gibi teknik işlere girecek halim yok.
Ben haddimi bilirim...
Ama bildiğim bir şey daha var. Görülen köy kılavuz istemez.
Arkadaş...
Maçın ilk yarısı bitmek üzere, yıllarını bu işe adamış profesyonel topçu yan hakemin gözü önünde, rakip oyuncuya tokadı basıyor.
Yok böyle bir dünya...
Burak Akdiş'ten bahsediyorum. Canım kardeşim... Tamam, sen sinirlendin. Hırslandın. Sabrın taştı. Maçın ilk yarısının bitimine 1 dakika kala bastın tokadı... Hem de Osmanlı tokadı...
Yok deme birebir fotoğrafını çeken benim...
Eeeee...
Sonra ne oldu canım?
Kırmızı kart ile atıldın...
Sen bir kişiye tokadı bastın, Manisalılar koca Sakarya'ya tokadı bastı gitti. Maçı kaybettik. Ne oldu. Sen bir anlık siniri aldın. Peki, ama bizim sinirimiz ne olacak? Manisa'nın bize attığı tokat ne olacak?
Gelelim hocaya...
Hocam dedim ya, ben çok teknik işlerden anlamam. Ama ben her hafta maçtan çıkarken kıçımda bir sızı hissediyorsam ve bu sızı yeşil siyahlı takımın aldığı başarısız sonuçlardan kaynaklanıyorsa, bana göre ortada bir sorun var.
Benim kıçımdaki sızı beni bağlar. Buna itirazım yok. Ama bu takımın aldığı başarısız sonuçlar da seni bağlar. Bu işi yapacaksan yap. Yapamayacaksan, daha da dibe gitmeden iyi niyetli çık ortaya sorunu herkesle paylaş...
Bitsin bu çile...
Öyle maç sonrası “Moralim çok bozuk. Basın mensuplarıyla Salı günü görüşürüz” diyerek bu işler düzelmez.
Çık ortaya “Arkadaşlar bana 3 hafta izin verin. 3 hafta içinde belli bir istikrar sağlayacağım” de... Bunu demelisin...
Bir kenti bu kadar üzmenin anlamı yok.
Bu iş hakeme kızmakla, futbolcuya ceza vermekle olmuyor. Kimsenin o stadtan çıkan taraftarın boynunu bükmeye hakkı yok. Hafta içinde boğazından kesip biriktirdiği para ile maça gelen taraftarı kimse üzemez.
Bir de futbolcu ve yönetim var...
Canım futbol otoritesi abilerim benim...
Yıllarca bu kentte ‘Biz futbol otoritesiyiz’ edasıyla gezen yönetime lafım yok. Böyle giderse, Sakaryaspor'u 2. lige düşüren yönetim olarak tarihe geçecekler.
Futbolcular mı?
Abi onlar için eleştiri yapmıyorum...
Ben bile gazeteye gelirken, haber atlatma azmiyle geliyorum.
Bunlarda o da yok
Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
