Bu mektubu Vali Atak'a ithaf ediyorum! |
Perşembe, 27 Kasım 2008 |
Köşe yazarı ve gazeteci için en mutlu olduğu an yaptığı haberlerle ilgili aldığı geri dönüşümlerdir…
Bir süredir RAM'la ilgili haberlerimiz ve köşe yazılarımızla ilgili öylesine geri dönüşümler geliyor ki…
Ne yazık ki bunlardan mutlu olamıyoruz…
Çünkü bir bölümü küfür ve hakaret dolu…
RAM Müdürü Yıldıray Çamdeviren ve arkadaşlarının gönderdiği her halinden belli bu geri bildirimlerin dışındakiler ise engelli ailelerinin çektiği çileyi anlatıyor…
İnternet sitemize gelen yorumları, olduğu gibi yayınlıyoruz…
Köşe yazılarına ve haberlere gelen yorumlarla internet sayfalarımız kendiliğinden forum sitesine dönüşmeye başladı…
Bu arada mail adreslerime de çok sayıda mektuplar geliyor…
İçlerinden birini, bu konuda gereğinden fazla sessiz kaldığını düşündüğüm Vali Hüseyin Atak'a ithaf ederek yayınlamak istiyorum…
Ciddi devlet adamlığını takdir ettiğim, şefkatli bir insan olarak tanıdığım Vali Atak'ın RAM'daki zulme seyirci kalmasını kabullenemiyorum…
Umarım aşağıdaki mektup kendisini hakarete geçirecektir….
Sayın Matur
Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum ve maalesef yorum yazanları da hayretle…
17 yaşında down sendromlu bir kız kardeşim var…
17 senedir onunla hastanelerde okullarda, rehabilitasyon merkezlerinde birlikteyim.
Kardeşim 10 senedir Kanada Eğitim Uygulama okuluna gidiyor…
Aile olarak O doğduğu günden itibaren çok acı çektik ama asla isyan etmedik…
Sakarya'da okul olmadığı zamanları da biliyoruz…
Başka şehirlere tedavi için, eğitim için sabahın ilk ışıklarıyla minicik bir bebekle ve annemin gözyaşlarıyla geçirdiğimiz o günleri hafızam asla silemeyecek.
Şimdi sizin yazılarınıza yorum yazan beyefendilerin bizleri bu kadar hiçe saydıklarını görünce aslında çektiğimiz acıların hiç bir zaman bitmeyeceğini bir kez daha anlıyorum…
Ben kendim ve tanıdığım bir çok engelli ailesi adına şunu söyleyebilirim ki hiç birimiz rehabilitasyon meraklısı değiliz…
Hiç birimiz sadece canımız istediği için çocuklarımıza engelli raporu almıyoruz…
Hepimiz "Bu işi devlet yapsın, bizi yollarda süründürmesin, insanlardan hakaret işittirmesin, her sene hastane RAM kapılarında bekletmesin" diyoruz …
Ama maalesef bakanlar bizi değil, bizden pirim kazananları, bizi hiç yerine koyup rehabilitasyon merkezlerini cezalandıranları görüyor.
Kanada Eğitim Uygulama Okulu'nun Aile Birliği üyesiyim ve okul için oradaki bütün veliler gibi devletten fazla çalıştım…
Fakat devlet bizim çocuklarımıza maalesef resim öğretmenleri, beden eğitimi öğretmenleri, sözleşmeli öğretmenlerle eğitim veriyor…
Yanlış anlamayın öğretmen arkadaşları aşağılamak amacıyla söylemiyorum bunu…
Sağolsunlar onlar çok gayretli ama takdir edersiniz ki her işin bir uzmanı vardır benim çocuğumun nasıl bir eğitim alması gerektiğini bilmeyen personelle sekiz çocuk bir arada eğitim ne kadar gerçekçi olabilir ki.
Yorum yapan Mehmet adlı arkadaş demiş ki enerjinizi bunun için harcayın…
Gülmek isterdim kendisine ama maalesef ağladım halime…
Devlet bile benim çocuğumu eğitimi hakeden birey olarak görmüyor ki…
Yıldıray Çamdeviren görsün.
Bu şahsiyet belki kendine göre doğru yapıyor ama ben ve birçok engelli ailesinin ahını alıyor…
Farkında değil ülkenin başka bir yerinde olmayan uygulamayı Sakarya'da uygulamaya çalışıyor…
Bizleri dinleseydi bir kere, anlamaya çalışsaydı…
Belki bugün bu durumda olmayacaktık…
O bizi dinlemek yerine kurum sahipleriyle kavga etmeyi doğru gördü…
Onun doğrusu, saygı duyarım ama yöneticiler, kurum sahipleri ve müdürler kavga ederken olan bizim çocuklarımıza oluyor…
Yani filler oynaşırken çimler eziliyor…
Peki kim verecek benim kaybettiğim süreyi geriye…
3 gün sonra devlette diyecek ki "eğitim süren doldu al çocuğunu"…
Peki ben o zaman ne yapacağım alıp çocuğumu eve mi kapatacağım?
Onu hayata adapte etmeye, kendi başına da kalsa yaşamayı sürdürebilmesi için eğitmeye çalışırken beni eğitimden mahrum kılanları kimse cezalandırmayacak mı?
Yarın Babam Annem olmadığında belki ben de olmadığımda, devletin merkezlerinde ellerinden ayaklarından bağlanıp Fergusonlar'a haber mi olacak?
Kim koruyacak benim haklarımı?
Anlıyorum ki bu ülkede birey olmak zor engelli birey olmak iki kat zor…
Devlet kendini soyan kurumları kapatsın engelli aileleri gittikleri kurumları araştırsın ama lütfen bunu yaparken birilerinin üzerine basılıp canı yakılmasın…
Şu anda kardeşimin raporunu vermedikleri için RAM yöneticileri benim canımı yakıyor…
Birilerine laf yetiştirirken yorumcular benim canımı yakıyor…
Ben anladım ki bu engel bizimle yaşadıkça hayat önümüze daha çok engel çıkaracak…
Ve birileri maalesef at gözlüğüyle bakmayı asla bırakmayacak….
Size bizler için yaptığınız haberlerden dolayı binlerce kez teşekkür ederim ve kendini bilmezler adına da özür dilerim.
Saygılarımla
Bu yazı Down sendromlu kız kardeşim Vildan Ülker adınadır.
Kevser Köroğlu Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
|
|
|