Bu haftaki yazımda ''Umudumuz Divan Kurulu'' başlığı altında, tecrübeli kişilerden oluşan Divan Kurulu üyelerimizin krizde olan Sakaryasporumuzu kurtaracak eylemleri gerçekleştirmeleri için davette bulunmuştum.
Dağ Fare Doğurdu.
Sayın Divan Başkanımız tamamen kendi kurduğu Sakaryaspor Yönetim Kurulunu, Başkanı ve tabii ki baştan beri yaptığı organizasyonun başarısızlığını ve kendini savunan 'Kamuoyu Açıklaması'nı yaptı.
Olmadı başkan olmadı. Biz sizlerden çare bulun diye talepte bulunduk, siz ise yanlış anlayarak, savunma yaptınız.
Bu duruma nasıl gelindi?
Şimdiki Divan Başkanı Sayın Sabri Küçük;
Sakaryaspor; Büyükşehir Belediyesi'ndeyken, tarihi kararlar alınırken de, yönetim listeleri oluşturulurken de, kendisine danışılan bir kişiydi. Yani Sakaryasporumuz'un herşeyinden haberi vardı.
Sayın, Aziz Duran liglerin başlamasına az bir süre kala mantıksızcasına, Sakaryaspor'u devrediyorum diye deklare edince, kendisini Büyükşehir Belediye Başkanlığına hazırlayan Merkez Belediye Başkanı Sayın Süleyman Dişli ile Sabri Küçük işbirliği neticesi, bizzat Süleyman Dişli'nin tek tek telefon ve ziyaret ile önceleri 400 kişilik yeni üye listesi hazırlandı. Sakaryaspor Kulübü Derneği'ne üye olmaları için telkinlerde bulunuldu.
Yani bu günlere gelişimizin ilk günahı Aziz Duran ile başladı, Sabri Küçük ve Süleyman Dişli ile devam etti.
Sayın Aziz Duran; sekiz sene boyunca yönettiği Sakaryasporumuzu kurumsallaştırıp, siyasetin gölgesinden kurtararak yönetebilseydi eğer, bugün anıldığı Onursal Başkanlık sıfatına layık, saygı gören bir Başkan olarak anılırdı. Herkes Aziz'den kurtuluyoruz diye bayram ederken, bir şeyi gözden kaçırdı. Artık Büyükşehir desteği olmayan takımlar liglerden birer birer yok oluyorlar. Aziz Duran düşmanlığı yaratılmayıp, Mart-2009'a kadar beklenseydi,
Yeni seçilecek Büyükşehir Belediye Başkanı; belkide aynı Kayseri, Bursa, İstanbul, Ankara Büyükşehir Başkanları gibi kurumsallığı tesis edip, futbol şehrine layık takım kuracaktı. Şimdi bu ihtimal de ortadan kalktı.
Yapılan hataları açıklayınca alehine eleştiri yapılanlar tarafından Aziz'in adamı ilan ediliyoruz. Elma ile armudu karıştırmayalım. Aziz Duran bugün var, yarın yok. Ama bu şehrin parasını bu şehrin takımına harcıyan kişiyi takımımızın sahibi gibi görmemek lazım. Sadece önümüze konulan seçim sandığından halkın oyları ile seçilmiş kişilere demokrasi adına saygı göstermek ve sabırlı davranmalıydık. Doğruları ve yanlışları linç etmeden paylaşıp, Sakaryalılar'a gerçeği anlatarak, biraz daha sabırlı davranarak, uzlaşma kültürü ile hareket edebilseydik eğer, en azından takımımızın bu duruma gelmesine engel olabilirdik. Bunda yazılı basın ve tribünlerden toplu halde küfür eden bazı taraftarlarımızın da günahı var. Yazılarımda hep uzlaşma kültüründen bahsettim. Bu şehir; uzlaşma kültürüne aykırı davranma, istişare yapmama, başarıları kendilerine mal etmeye çalışanlar yüzünden varlık içinde yokluk çekmeye devam edecektir.
Yeni oluşumun seçeceği yönetime, önce paralı bir başkan arandı. Fakat paralı başkan bulunamayınca, kendisine yakın, herşeylerini birlikte paylaştıkları, fikirlerinde uzlaştığı Bülent Yılmaz'ı başkan olarak atadı Sabri Küçük. Şehrimizin maddi durumu güçlü eşrafından oluşan yönetim kurulu oluşturuldu. Taraftarlarımıza 'Şehrin oluyor bu sevda' yalanı slogan edildi. Kendi kaydettirdiği üyelere, kendi kurduğu ve karşısında rakibi bulunmayan liste demokratik bir şekilde seçtirildi. O günkü Genel Kurul aynı apartman yönetimi genel kurulu gibi geçti. Amaçlanan Sevdanın Halkın olmasıydı, ama Sevdamız, Sabri Küçük ve ekibinin oldu.
Bu sevda nasıl halkın olacak? Üye giriş aidatları 5 bin YTL yerine 500.-YTL olsaydı, herkese kucak açılsaydı bu sevda halkın olurdu.
Siyasetin elinden kurtarıyoruz diyerek, aynı partiye mensup Merkez Belediye Başkanı ile kol kola yeni oluşum yaratarak, parayı birileri versin biz bu işi biliyoruz ve daha iyi yönetiriz diyerek, Sakaryaspor'u uçururuz iddialarıyla ortaya çıkmadınız mı?
Taahhütler gerçekleşmeyince, ''Emanet ata binen tez iner'' atasözü ile anlatılmak istenen olgu oluştu.
Şimdi kendisini sütten çıkmış ak kaşık ilan edip, şehrimizin tüm unsurlarını itham altında bırakan açıklamasıyla, aklınca hem kendini, hem de tamamen kendi kurduğu Sakaryaspor Yönetimini kurtaracak. Tehditle, zorla Sakaryaspor'a katkıda bulunmaları için şehrin dinamiklerini harekete geçirecek.
Şimdi açıklama yapma sırası son başkan Recep Hacıeyüpoğlu'nda.
Sayın Hacıeyüpoğlu, kendilerine yapılan suçlamalara cevap vererek, kulübümüzün devrinden önce yapılan denetlenmiş bilanço ve devir bilançosunu açıklamalıdır. Çünkü Sabri Küçük'ün suçlamaları yenilir, yutulur gibi değil.
Bu açıklama ile kendi sonunun geldiğinin, bundan böyle hiç kimsenin Sakaryasporumuza yardım eli uzatmıyacağının farkında olan Sabri Küçük, kendisi, Kulüp Başkanı ve faal menejeri ile en kısa zamanda istifa etmeli ve özür dilemelidir.
Yönetimin içinden Mehmet Akkanat, Ferit Şahin, Orhan Kocabıyık gibi Siyasete bulaşmamış, sevilen, güvenilen arkadaşlarımızdan biri Başkan olmalı, yönetime yeni üyeler alınarak, yola devam edilmelidir.
Problemin içinde yer alanlar, çözümün içinde yer almayanlardır.
Yeşil Siyah Sevgilerimle, Bahattin Küçük hakkındaki diğer yazılar
|