|
Sakarya da kapalı spor salonuna giderken ayaklarım geri geri gidiyor. Acaba bu gün nasıl bir rezaletle karşılaşacağım diye düşünüyor ve açıkçası korkuyorum.
Bir kere salon kişilere özel, parsellenmiş durumda.
Mesela Atatürk Spor Salonuna ön kapıdan her zaman giremezsiniz.
Hatta daha komiği; öndeki çay salonuna girersiniz ama maç oynanan bölüme geçemezsiniz. Kapılar kapalıdır.
Beyefendi size işaret eder, “diğer kapıdan girin” diye.
Ya sabır çeker, ufak bir tur atıp sporcu girişinden içeri girersiniz.
Tuvalete gitmek isterseniz, işiniz bayağı zor. aynı kapıdan salondan dışarı çıkarsınız, sonra ön kapıdan girersiniz, o da müsaadeye bağlıdır ya, kapıyı ister açık tutar ister kitler adam. İşiniz bitince tekrar ön kapıdan dışarı çıkarsınız, ufak bir tur atıp yan kapıdan yine salona girersiniz.
O nasıl oluyor filan demeyin, bilenler bilir.
Atatürk Spor Salonu’nun ön girişi bu devletin, ya da halkın filan değildir.
Orası şahsa ait tapulu işletmedir !
Kim bu işletmeci?
İhaleyi alan kantinci..
Işıkları yakar, büyük ekran televizyonunu açar, çayları demler, içerde özel toplantı yapabilir.
Kiralamış ya orayı.
İstediğini yapar.
Kimse de karışamaz.
Gelin biraz da salonda sahaya inelim.
Sakarya yıldız basketbol şampiyonası lig maçı oynanıyor.
İddialı bir maç olmadığı için, çoğunlukla oyuncu velilerinden oluşan seyirci de, maçı sessizce seyrediyor.
Ama herkesin dikkatini çeken ve sinirini bozan bir gariplik var saha içinde.
Yüksek sesle muhabbet ve de bol bol kahkaha.
Salon çınlıyor.
Dört kişi pota arkasında bol kahkahalı muhabbette.
Hem de saha içinde.
Bu arada da maç oynanıyor.
Maçın hakemi ya da saha komiseri bu rezaleti seyrediyor.
O dört kişiyi size yazayım da rezalet mi, değil mi siz karar verin.
Büyükşehir Belediye koçu Üzeyir bey, yardımcısı Orkun bey, Basketbol il temsilcisi Mehmet bey veeee güzide basınımızdan Nazım Aga.
Maç oynanırken saha içinde kahkahalar ve muhabbet.
Basketbol sahalarındaki skandalları yazmakla ünlü yazarımız, olayı fotoğraflayıp gazetesinde bassa, al sana baba bir skandal haber.
Benchteki kırık koltuğu fotoğraflar, sonra da biz uyardık yaptılar diye, tamir edilmiş halini fotoğraflayıp, işinde ne kadar ciddi olduğunu gösterir.
Sonra da saha içindeki rezalete ortak olur.
Hakem ve saha komiseri bence ayıp ettiler, o gün.
İlgilensenize kardeşim beylerle. Koy bir masa oraya, ver okey takımını, söyle 4 tane de çay, bari bir şeye benzesin.
Bu ne saygısızlıktır, bu ne rezalettir aklım almıyor. Hem de bu işin içinde olup, örnek olması gerekenlerin davranışları gerçekten inanılmaz.
Son bir komedi daha size.
Lütfü Yaman salonunda 18.15 de maçım var. Resmi, federasyonu da ilgilendiren Sakarya şampiyonası. Bir saat kala sahaya girebilmem lazım, ama giremiyorum. Yarım saat kala da giremiyorum. Ortada yetkili filan da yok, zaten olsa kim takıyor.
Sahada basketbol okulu antrenman yapıyor. Haydi, bakalım buyurun buradan yiyin. Acele etmeyin, bitmedi.
Takımın soyunması için oda istiyorum.
Yok.
Basketbol okul öğrencileri sahiplenmiş odaları. Suçları yok ki onların. Vermişler, onlar da soyunmuş.
Bizim takım nerede mi soyundu?
Öndeki salondan oda verildi.
Maç bir salonda, soyunma odası diğer salonda.
Şimdi siz benim yerimde olun da, bu salona giderken ayaklarınız geri çekmesin.
Büyükşehir Belediye-Yeni Nesil maçını yazacaktım ama onu da yarına bırakalım artık.
Levent Hamzaoğlu hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
