|
3 gündür Mersin'deydim…
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlar Konseyi toplantısı nedeniyle, Türkiye'nin 8'inci büyük kenti olan Mersin'i tanıma fırsatı buldum…
TV'lerden sokaklarında bayrak yakılan, polise çocukların taş attığı bir kent görüntüsü beynimize nakşedilmişti…
Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda, gerçek Mersin'i tanıma fırsatı bulduk…
Mersin, tarihi boyunca Sakarya gibi çok fazla göç alan bir kent…
Ancak son dönemde bizden farklı olarak bir hayli Kürt göçmen almış…
Mersin halkı daha önceleri gelenler gibi, yeni gelenleri de dışlamamış…
Bir kucaklaşma söz konusu…
Mersin geniş ve ferah caddeleri ile bizden çok farklı…
Sahilde dolguyla elde edilmiş de olsa 10 kilometre uzunluğunda 50-100 metre genişliğinde, palmiye ağaçlarıyla süslenmiş devasa bir park var…
Parkın içinde Büyükşehir Belediyesi'nin bizzat işlettiği, kafeteryalar ve restoranlar Mersinliler'e ve Mersin'i ziyaret edenlere ev sahipliği yapıyor…
Üçüncü kez Başkan seçilen Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan son dönem bu güzelliği son derece modern bir "Kongre ve Kültür Merkezi" ile taçlandırmış…
Mersin Akdeniz'de yaklaşık 370 kilometre sahil şeridi olan bir il…
Ancak turizmden yeteri kadar pay alamamış…
Bir süre önce Valilik önderliğinde, kentin geleceğini yön tutmak amacıyla yapılan bir çalışmayla Mersin'in tarım ve tarıma dayalı sanayi, turizm-kültür ve lojistik merkezi olarak yapılandırılması yönünde karar alınmış…
Bu yönde çalışma atakları başlatılmış…
Gezimizin son günü Mersin'in turistik bölgelerini gezdik…
Doğası ve tarihi turizmi için doğal bir cazibe oluşturuyor…
Bir alışveriş merkezi yapılmış…
Adı Forum…
Bizim ADA AVM'nin belki 10 katı, belki daha fazlası büyüklüğünde…
Bir alışveriş merkezi değil, bir alışveriş kenti oluşturulmuş…
Aklınıza gelebilecek tüm markaların mağazaları var…
Mersin'de artık alışveriş denince akla burası geliyor…
Zaten Forum geçtiğimiz yıl Avrupa'ın en iyi AVM'si seçilmiş…
Mersin sahil şeridinde yazlık olarak inşa edilen dev beton dağları turizm için büyük engel…
Bugünlerde bu yazlıkların turizme kazandırılması için formül aranıyor…
İlin gelişim ve yenilik çalışmaları, Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve İl Özel İdaresi koordineli bir şekilde yürütüyor…
Vali Hüseyin Aksoy, genç, kendini iyi yetiştirmiş, gelecek vaat eden bir bürokrat…
Daha önce Muğla'da görev yapmış…
Muğlalı arkasından gözyaşı dökmüş…
Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan CHP'li…
Üçüncü dönemdir Belediye Başkanlığı'nı kazanıyor…
Kentin gelişiminin kültürle, turizmle olacağının farkında…
Ulusal ve uluslar arası festivaller düzenliyor…
Şehir Tiyatrosu, Türk Müziği Korosu, Kent Orkestrası ve Konservatuar kurmuş…
Kendisi bile koroda görev alıyor, şarkı söylüyor…
İl Özel İdaresi'nin başında, bizde deprem sonrası Vali Yardımcısı olarak görev yapan Ahmet Zateroğlu var…
Bir yurt dışı gezisinde olduğu için görüşemediğim Zateroğlu'nun çalışmalarını dinledikçe, Orhan Alimoğlu'nun bize neler kaybettirdiğini daha iyi anladım ve kahroldum…
Bu üçlü sivil toplum örgütleriyle, kentin basınıyla el ele vermişler Mersin'in geleceğini konuşuyorlar, Mersin'in geleceğine sahip çıkıyorlar…
Büyük bir hayranlık duygusuyla ayrıldığım Mersin'den, sadece 3 gün ayrı kalmama rağmen büyük özlem duyduğum kentime geldiğimde Gar Meydanı'nda, kentin nasıl kötü yönetildiğinin bir abidesi olan o ucube otoparkı gördüm…
Mersin ve Sakarya…
…
En son konuşması gerekenler!
Bugünlerde birileri gazetecilerin hakları(!) olduğunu hatırladılar…
Neymiş Cemiyetler, Dernekler, gazetecilerin haklarını savunmuyorlarmış…
Bunu söyleyenler, en son konuşması gerekenler…
Emrindekiler aylarca maaş almadan, sosyal güvencesi olmadan çalışırken gazetecinin hakkı(!) olduğunu bilmeyenler şimdi fetva veriyorlar…
Öyle yapmalıymışız, böyle yapmamalıymışız…
Bu arkadaşlara söyleyecek, bir çift sözüm var…
Önce kendi sorumluluğunuzdaki gazetecilerin haklarını verin, her birinin maaşını zamanında ödeyin…
Ondan sonra ortaya çıkıp ahkam kesin…
Biz de sizi o zaman dinleyelim…
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
|
= Resimli ilanlar
