Eleştirilerimi sadece canım kadar sevdiğim kulübüme katkısı olması amacıyla yapmıştım.

 

Fakat, daha önce Aziz Duran dönemi yöneticisi olarak görev yaptığımdan eleştirilerimde hep art niyet arandı.

 

Aziz'in adamı suçlaması ve şüphesi ile eleştirilerimi gözler gördü ama beyin gözleri kapalı olduğundan samimiyetime inanmayıp hep şüpheyle bakıldı. Hatta "seninde yöneticiliğini gördük, neyaptın ki yazıyorsun" dediler.

 

Benim yöneticiliğimde öncelikle taraftarlarımız ile Belediye yönetimi arasında uzlaştırıcı vazifesine soyunup, köprü görevi yapmaya çalıştım. Burada ilk başlarda taraftarlarımız oluşuma destek verdi, fakat Belediye tarafının verdiği sözleri tutmamasından dolayı desteklerini geri çektiler.

 

Kulübümüzün hisselerinin devrediliş ve dernekleşme sürecinin sakat yürüdüğünü yazınca çok tepki almıştım. Peki ben ne demişim?

 

- Üyelik aidatı yüksek, katılım sayısı az olur, tek adaylı seçimden ve kendilerinin kaydettikleri üyelerinin seçtiği yönetime bu şehir yardımcı olamaz.

 

-Siyasetin Sakaryaspor'umuza verdiği zararı görmemize rağmen, aynı partiye mensup Büyükşehir Belediyesinden kurtulacağız umuduyla, Adapazarı Merkez Belediye Başkanının desteği alınarak yola çıkıldı ve adına ''Sevdamız Halkın olacak'' dendi ve buna Tatangalar inandı ve destek verdi. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştık ve başımıza yağan yumruk gibi dolu taneciklerinin verdiği acının bedelini sezon sonunda gözyaşlarımızla ödedik.

 

-Duygularımızın, aklımızın önüne geçmesi ile körü körüne verilen destek kulübümüzü yönetenleri rehavete sürükledi. Karşılarında muhalefet olmayan yönetim her yaptığı uygulamaları doğru yaptığını zannetti. Eğer zamanında, kötü gidişata destek verilmeyip, yönetime tepki gösterilseydi, ilk yarı 9 puanla kapatılmazdı.

 

-Sakaryaspor sevdalılarının kulüplerine üye olmasını engelleyen 5.000 TL giriş aidatına Tatangalarımız itiraz etmedi. Halbuki Sakaryaspor'umuzun en büyük destekçisi onlardı. Kulüplerinin yönetiminde yer alıp, hizmet etme şanslarının ellerinden alınıp, içlerinden birinin yönetime alınmasıyla temsil edilmelerine razı oldular. Eğer taraftarlarımızdan en az beş kişi yönetimde olsaydı, yönetimin  yanlış uygulamalarına zamanında engel olup, takımımızın küme düşmesini engelleyebilirlerdi. Bunun acısını yöneticiyken çektiğim için çok iyi yaşadım.

 

-Şimdi aynı hataların yapılmaması için;

 

-Kulübümüzün olağan üstü kongreye gitmesi, Tüzük Tadilatı yapılarak, üyelik aidatını aylık 50 TL olarak belirlenerek, taraftarlarımızın kulüplerine üye olması sağlanmalıdır. Bence en az 2.000 üyemiz olur.

 

Peki bunun ne faydası olacak?

 

-Büyük çoğunluğun ve çok adaylı bir seçimin sonucunda oluşacak yönetime öncelikle Sakarya şehri sahip çıkar.

 

- Yıllık toplanacak 1.2 milyon TL, doğrudan gelirleri olmayan ve bir alt kümeye hem borçlu hemde gelirlerden yoksun ve icralı olarak düşen Sakaryaspor'umuza gelir olanağı sağlar.

 

-Keşke katılım 10.000 kişi olsa, o zaman Sakaryaspor'umuza ne TFF nede Hükümet yanlış yapma cesaretini kendinde bulur. Gücümüzü üye sayısından aldığımızda her yerde öncelikle kabul görürüz.

 

-''Tek kişinin aldığı karar doğru olsa bile tehlikelidir'' bu nedenle üye sayısı yüksek olan Sakaryaspor öncelikle tüm yerel yönetimlerden, sivil toplum örgütlerinden aldığı destekle kalıcı gelir ve başarılara ulaşır.

 

-Divan Başkanı'nın tek adam olarak herşeye karışıp, organize etmesi, yönetimin dengesini bozmuş ve sağlıklı kararlar almasını engellemiştir.

 

-Temeli sağlam attık mı gerisi kurumsallaşma olarak gelir ve yardımlar ile değil, düzenli gelirleri ile ayakta kalan takım oluruz.

 

Yeşil Siyah Sevgilerimle,