Cihan Tasarim
 
   
 
 
Anasayfa
Haberler
İlçe Haberleri
Sakaryaspor
Ulusal Haberler
Sektör Haberleri
Dünya Haberleri
Spor
Kültür Yaşam
Video Haber
Köşe Yazarları
Gezelim Görelim
Röportaj
Resim Galerisi
İlanlar
Firma Rehberi
Önemli Telefonlar
İletişim
Röportaj
Gezelim Görelim
Son 5 İlan


 
= Resimli ilanlar
turizm
 
 
 
 
 
 
Son Yorumlar
Uçak'ın Ölümü ve Operasyon, Medya'da
Emlakçının. İntiharının alı kaplan ile Bi alakası. Bulunmamaktadır. Ko...
Yorumu Oku

Plaka Fiyatları El Yakıyor
AKAZIYA SATILIK TAKSI PLAKASI
sakarya akyazıda tıcari taksı plakası 110.000 tl pazarlık sünnettr :D
Yorumu Oku

Vali Yardımcısı Ballı'yı hangi sözü yaktı
haber
yalan haberler yapmayın o adam suçsuz.
Yorumu Oku

Karasu OSB Mahkemelik
Benimde orda yerim var .. 50 tl den yer alirim mail atın goruselim
Yorumu Oku


Tren Saatleri
 
Zeki Başkan iki elim yakanda olacak!
Çarşamba, 24 Haziran 2009

17 Ağustos depremi öncesi, anı ve sonrasında yaşananları burada bir kez daha sıralamadan direk mevzuya gireceğim.

Depremden bu yana tam 10 yıl geçti. Bu süreçte kimilerinin yavaş yavaş sesli düşünmeye başladığı çok kat meselesi artık Büyükşehir Belediye Meclisi'nde konuşulur hale geldi.

Sabah gazeteye gelirken Adapazarı Belediye Meclis Üyesi ve iş adamı Ömer Arslan'ın iş yerine uğradım. İş adamı Arslan ile Mimar Muhammet Dayal'ın sohbetine ben de katıldım. Konu son günlerde çok katlı binaların inşasına geldi.

Tecrübeli ve deneyimli mimar Dayal, Adapazarı'nda çok katlı binaların yapılabileceğinin altını çizerek, "İki katı savunanlar İstanbul'a gitsin ve çok katlı binaları görsünler. Bizim buradaki binalar İstanbul'daki binaların müştemilatı bile olamaz. Adapazarı'nda yüksek katlı bina yapılır. Hem de en güzelinden yapılır. Depremde de bir şey olmaz. Ancak 5 lira yerine 15 lira harcarsınız. Olay budur" dedi.

Sayın Daya, "Zemini baz alırsak, sizce risk yok mu" sorusuna ise, "Maltepe ve Hızırtepe mahallelerinde kesinlikle yok. Merkeze gelince, 5 ile 10 metrede zemin daha iyi. Zaten kayalık zeminden sonra en iyi zeminin kum olduğu söyleniyor. Bakın, zemine takılı kalmayın. Önemli olan işi tekniğine göre yapmaktır. Bunu yaparsanız. Sorun yok" diye cevap verdi.

Mühendis ve mimarlara bazı kesimin yanlış bakış açısı olduğunu söyleyen Dayal, "Deprem sonrasında hep mimar ve mühendisler yargılandı. Oysa bu yanlıştı. Ortada hata varsa herkesin bunda payı vardır. Yapı ruhsatı verilen bir binada oturanlara devlet verdiği izinle, ‘Evet siz bu binada gönül rahatlığıyla oturabilirsiniz' diyor. Ama depremden sonra buna izin verenler başkalarını suçluyor" diye konuştu.

Kısacası Dayal, uygun teknolojiyle burada 3 katın yapılacağı sinyalini verdi. Buna ben saygı duyuyorum. Çünkü bu işin uzmanı onlar. Öle diyorlarsa öyledir.

Gel gelelim bu kentte yaşayan bizlerin de bir görüşü var.

17 Ağustos depreminde bir haberci olarak çalışırken başı kopmuş, kanlar içindeki insanların acıdan kıvrandığını görmüş, hastane bahçelerinde ve önlerinde kafalarındaki yarıklara uyuşturulmadan dikiş atılan insanların çığlıklarına şahit olmuş, Sakarya Devlet Hastanesi'nin acil kısmında yerde yatan 157 ceset arasında gezmiş, Kirtetepe'de çıkan yangınlarda can veren insanların yakınlarının feryatlarına tanık oldum.

Bu yazdıklarım bin katı fazlasını da gören bir Sakaryalı olarak, kimse bana çok katlı binalara sıcak bakmamı beklemesin. Depremden sonra kimi zemindi, kimi binaydı, kimi depremin şiddetiydi, kimi binaların kolonlarını hep kesmişlerdi, kimi asrın felaketiydi dedi. Ama binlerce binanın yıkılışı, binlerce insanın ölmesi ve sakat kalması önlenemedi.

O gece dana gibi böğüren bir Adapazarlı olarak diyorum ki; Büyükşehir Belediyesi yine 3 sonra 4 katlı binalara izin verirse, elimden muhalefet yapmaktan başka bir şey gelmez. Ama eğer inanıyorsak ki, elhamdülillah Müslümanız. O zaman öbür dünyada çok katlı binalara eğer izin verirse iki elim Başkan Zeki Toçoğlu'nun yakasında olacak.

Ama cennette…

Ama cehennemde…
İnan Zeki Başkan ne hakkımı helal ederim, ne de peşini bırakırım...

Meraklısı okusun: Çok yakında soyunacağım...

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Ayşe Arman Hello Dergisi'nin 5. yıl dönümü için soyundu. Arman, "Yaşım 40 olmadan soyunayım" dedi ve bunun için de Nihat Odabaşı'ya cesur pozlar verdi.
Arman gibi belli bir kariyeri olan bir insanın soyunması gazetemiz editörlerinden Sezin Dirier'in dikkatini çekti. Hatta köşesinde "Hüseyin Cumalı da soyunur mu?" diye sordu.
Dirier'e neden böyle bir soru sordun dediğim de, "Türk toplumunda insanların belli başlı tabuları var. Kimse bu tabuların dışına çıkamıyor. Aslında örf ve adetlerimize çok da ters düşmeyecek şekilde bazı tabuları yıkmak lazım. Hürriyet Gazetesi'nde Arman nasıl sıra dışı yazılar yazıyorsa, Sakarya'da da Cumalı böyle yazılar yazıyor düşüncesiyle böyle bir soruyu sordum" dedi.
Dirier'in bu samimi sorusuna ben de belli şartlarda 'Soyunurum' cevabını verdim. Ve ekledim, "Bir kuruluş benim cesur pozlarım için bir hayır kurumuna yüklü bağış yapar ve gazeteci Zafer Tokuş fotoğraflarımı çekerse neden olmasın" dedim.
Benimkisi geyik muhabbetiydi.
Hepsi buu...
İnternet sitelerinde, gelen e-maillerde, telefonlarda hatta dost sohbetlerinde herkes soruyor.
Ne zaman soyunacam?
Hatta ve hatta mesai arkadaşlarımın büyük kısmı bile 'Soyun Cumalı... Halk seni istiyor' diyor.
Vayy bee... Hale bak...
Amma da beni çıplak görmek isteyen varmış. Şaşırdım kaldım. Yahuu ben manken değilim. Don Juan değilim. Seksi bir görüntüm yok. Kıçım büyük ve aynı büyüklükte de göbeğim var.
Bu arada basenlerimi de unutmamak lazım...
Sizin anlayacağınız çıplak halim bence görüntü kirliliğinden başka bir şey değil.
Ancak toplumun beni çıplak görme merakı hayli ilginç... Aslında milletin beni çıplak görme merakı bastırılmış duygulardan kaynaklanıyor. Çocukluk yıllarından başlayan baskıcı yaklaşım, insanlarda cinselliğe karşı bastırılmış duygular oluşmasına neden oluyor.
Sonuçta kişi çıplaklık ve cinsellik konu olduğu zaman hemen kulağını kabartıyor. Cinsellik toplumun her kesiminde merak uyandırıyor.
Cinsellik ve çıplaklık kişinin kendisi ve ailesiyle ilgiliyse mevzu hemen "Namus meselesi" oluyor.
Ama konu kişi ve ailesi değil, başkasının kıçı ise sorun yok. O zaman konu "Aç kıçını da görelim" oluyor.
Bu yazdıklarımdan tatmin olmayan ve yine de benim çıplak pozlarımı görmek isteyenlere ise son sözüm…
Bekleyin... Her an bir sürpriz yapabilirim (!)


Hüseyin Cumalı hakkındaki diğer yazılar


İlk Yorumu Siz Yazın
RSS Yorumlar

Yorum Yaz
  • Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun.
  • Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:Web AddressEmail AddressBold TextItalic TextUnderlined TextQuoteCodeOpen ListList ItemClose List
Yorum:



Güvenlik Kodu:* Code
Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum

Yazdır E-posta
 

 
 
© 2008 Sakarya Gündem Sitedeki içeriğin tarafımızca oluşturulan kısmı kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede kullanılan grafiklerin ikinci şahıslarca kullanılması yasaktır. Yer alan yorumlar ve haberlerden yazarları sorumludur. Tasarım: Cihan Tasarım