Önceki gün Acarlar Longozu'nda güzel bir gün geçirdik…
Karasu Kaymakamı Murat Duru'nun önderliğinde Longoz girişi düzenlenmiş ve bir Kır Lokantası açılmış…
Ayrıca longozdaki güzelliğin görülebilmesi için deniz bisikletleri devreye sokulmuş…
Kaymakam Duru bu yeniliklerin tanıtılması amacıyla bir program düzenlemiş…
Tekneyle gezerken Kaymakam Duru anlattı, Longozun tüm güzelliklerini yaşadık…
Ördekler, su piliçleri, nilüferler, balıklar, yüzlerce kuş çeşidiyle dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellik…
İzlemeye doyamıyorsunuz…
Eskiden bu güzellikleri görmek mümkün değildi…
Şimdi deniz bisikleti kiralayarak saatlerce bu eşsiz güzelliğin seyrine dalmanız mümkün…
Kır Lokantası ise Anadolu konuk severliğini görebileceğiniz bir işletme…
İsterseniz piknik yapma imkanınız var, isterseniz lokantanın ızgara hizmetinden yararlanabilirsiniz…
Veya pide-lahmacun tercih ederseniz, yine güzel bir tercih yapmış olursunuz…
Burasının en güzel yanı ise doğal kliması…
Adapazarı'nda nefes alamazken orada hava nasıl esiyor bilemezsiniz…
"Hafta sonu nereye gidelim?" diye düşünen varsa, Acarlar Longozu güzel bir adres…
Gidin ve gördüğünüz güzellikleri çevrenize anlatın…


Karneyle oğluna ekmek aldırır mısın?

Hüseyin Cumalı Bizim Sakarya'da karneyle ucuz ekmeği savunmuş…
Bu uygulamayı eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan bizim haberimizi eleştiren Cumalı, Adapazarı Fırıncılar Odası'nın dar gelirliye karneyle ucuz ekmek uygulamasına övgüler düzmüş…
Hüseyin'e şöyle bir soru yöneltmek istiyorum.
Sen oğlunu eline indirim kartı verip fırına yüzde 50 ucuz ekmek alması için gönderir misin?
"Evet" diyorsan, sana söyleyeceğim bir şey yok…
Ama " Hayır, benim oğlan utanır veya ben bundan utanırım" diyorsan o zaman sana söyleyecek çok sözüm var…
Hüseyin soruyorum sana!
Bir tek sen mi "onurlusun" bu memlekette?
Bizim kentimizde aç yatıp bunu kimseye belli etmeyen binlerce insan yaşadığından haberin var mı?
Neden ucuz ekmek oyununda dar gelirlinin yanında değil de, fırıncının yanında duruyorsun?
…

…

Şiir Akşamları üzerine!

Sapanca Şiir Akşamları'nın dokuzuncusu geçtiğimiz hafta gerçekleştirildi…
Bu yıl şairlerin seçiminden olsa gerek, Şiir Akşamları'nın finalinden hiç keyif almadım...
Tertip Komitesi sanırım " Bizden olsun" derken, kaliteyi göz ardı etmiş…
Bu anlayış devam ederse 2000 yılından bu yana Sapanca'nın tanıtımına olumlu katkı sağlayan Şiir Akşamları küçük bir grubun elinde kendi tatmin aracı olmaktan öteye bir anlam ifade edemez…
Ha unutmadan şunu belirteyim…
Bizim memlekette şiir yazana şair derler, yazar değil…
Şiir Akşamları'nın sunucusu, şairleri sürekli olarak "yazar " diye anons etti…
Kimse de müdahale etmedi…
Umarım program sonrası sunucu hanımefendiye şair ve yazar arasındaki farkı anlatan biri olmuştur…
…
Resepsiyon

Temel Londra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.
"Yahu" diyor "Ben aşağıda içki isterken Karadenizli olduğum anlaşılır mı acaba?"
Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor.
"Bana bir fiski… Yok böyle anlarlar. Bana bir rakı. Yok yok..." diyor "Böyle de anlarlar."
En sonunda buluyor ve "Bana bir bira… Tamam" diyor "Böyle iyi. Anlamazlar." Ve aşağıya iniyor bara dirseklerini dayıyor ve sesleniyor:
"Barmen bana bir bira."
Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor:
"Birader sen Karadenizli misin?" Temel:
"Uuuy, nasıl anladın?" diyor hayretle.
"Çünkü burası resepsiyon, bar karşıda"

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum